''BASIN İLAN KURUMU'NUN CEZA YETKİSİ KALDIRILSIN!''

CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Basın İlan Kurumu hakkındaki yasada değişiklik önerisinde bulundu.

Oktay Ekşi, Basın İlan Kurumu’nun kuruluşu hakkındaki 4 Ocak 1961 tarih ve 195 sayılı yasanın 49’uncu maddesinin değiştirilmesi amacıyla bir yasa önerisi hazırlayarak TBMM Başkanlığına sundu.

Yasa değişikliği teklifinde, Basın İlan Kurumunun “gazetecileri” ve kendi Genel Kurulunda aldığı kararları uygulamayan “Kamu Kurumlarını” cezalandırmasına imkan veren yasa hükmünün kaldırılması önerildi.

Önerisini TBMM Başkanlığına sunan Oktay Ekşi, “Bir ülkede demokrasiden söz ediyorsak, o ülkede yanlış yapanları “idare” değil, “yargı” cezalandırır. Temel ilke budur. Hele “medya”yı ve bir kamu kurumunu, İdareye bağlı bir başka Kamu Kurumunun (örneğin bir ildeki Emniyet Müdürlüğünü, o yahut öteki ildeki Sağlık Müdürlüğünün) cezalandırması akılla açıklanamayacak durumlardır. Ne var ki 4 Ocak 1961’de yayımlanıp yürürlüğe giren Basın İlan Kurumu Kanununun 49’uncu maddesi hem yazılı basın hem de kamu kurumları üzerinde böyle bir yetki kullanma hakkını Basın İlan Kurumuna tanımaktadır. Verdiğim yasa önerisi bu gizli kalmış ayıbı ortaya çıkarmayı ve yaşamımızdan çıkarıp atmayı hedeflemektedir” dedi.

Ekşi söz konusu öneriyi Basın Konseyi adına 2001 tarihinde o dönemin Adalet Bakanına da sunduğunu ancak sayın bakana bu çarpıklığı anlatamadığını ilave etti.

Oktay Ekşi, Meclis’e sunduğu dilekçesine değişiklik gerekçesini ve önerisini şöyle ifade etti:

Basın İlan Kurumunun teşkili hakkındaki kanun ülkemizdeki siyasi ahlakın da basın ahlâkının da –daha fazla- yozlaşmasını önleme bağlamında çok büyük yararlar sağlamıştır. Çünkü devletin resmi ilan ve reklam verme olanaklarını keyfi şekilde kullanarak medyayı uşaklaştırma süreci, bu ilan ve reklamları objektif kriterler ışığında dağıtan bu Kurum teşkil edildikten sonra büyük çapta önlenmiştir.

Ancak Kurum son zamanlarda yasa ile kendine verilmiş görev alanının dışına çıkıp daha çok Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile gazetecilik meslek örgütlerinin işlevlerini üstlenmeye yani “durumdan vazife üretmeye” başlamıştır. Gazetecilere “Hizmet Pasaportu” almak (veya aldırmak), gazetecilerden mesken sahibi olmayanlara TOKİ aracılığıyla projeler devreye sokmak, kurum kaynaklarını kullanarak iftar sofraları düzenlemek gibi örnekler (bunların gerekli olup olmadığı tamamen ayrı bir konudur) bu bağlamda sayılabilir.

Kurumun daha önceki yıllarda ön plana çıkartılmayan bir uygulaması da 195 sayılı yasanın “Müeyyide” başlıklı 49’uncu maddesini kullanarak kendisini “Basın meslek ahlâkının koruyucusu ve yönlendirici” sandığını gösteren kararlarıdır.

Kurum 50 küsur senedir yasada bulunan bu hükmün o tarihte yasa koyucu tarafından görülemeyen yanlışını, bugün kendisini yetkili sayıp kullanmaktadır.

Yasa koyucunun o tarihteki yanlışı, gerçek bir demokraside “medya”nın hiçbir zaman, kamu kurumlarının etki alanında olmadan (bir başka deyişle hukuk devleti gereklerine uymak koşuluyla özgürce) görev yapması gerektiğini dikkate almamasıdır. O yüzden yasa, “idareye” (yürütmeye) bağlı bir kurumun basını cezalandırılabilmesinde sakınca görmemiştir. Basın İlan Kurumu da, buradaki yanlışlığı yok sayarak, kendi kendine “Basın Ahlak Esasları” diye bir metin üretmiş ve o metne aykırı davrandığını iddia ettiği bazı gazetelere zaman zaman (resmi ilan vermeyi durdurma gibi) cezalar kesmiştir.

Dahası, 49’uncu maddeye konan hükümle Basın İlan Kurumuna, sadece gazeteciler hakkında değil “Kurum Genel Kurulu’nun (…) ittihaz ede­ceği (alacağı) kararla yükletilen ödevlere riayet etmeyen kamu idare ve teşekkülleri”hakkında da yaptırım uygulama yetkisi tanınmıştır.

Bir kamu kurumunun başka bir kamu kurumu hakkında şikâyeti olabilir. Bunu usulünce dile getirip, gereğini talep edebilir ama “yaptırım uygulama” kararı alabilmesi, kamu yönetimi ilkelerine taban tabana aykırıdır.

İşte bu nedenlerle söz konusu yasanın 49’uncu maddesinin demokrasi ile, hukuk devleti kavramıyla ve idarenin temel ilkeleri ile çelişen ibarelerinin maddeden çıkarılmasını arz ve teklif etmekteyim.