BAŞBUĞ'UN "HAİN" DEDİĞİ İSİM ŞAMİL TAYYAR MI? CEVABI NE OLDU?

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ basını suçladı. Hedefteki isim Star yazarı Şamil Tayyar "Kendi hainlerine bak paşam!" diyerek çok sert cevap verdi!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör örgütü PKK'nın son eylemlerinin ardından bazı çevrelerce yapılan eleştiri ve yorumlara, Anıtkabir'den dün çok sert yanıt vermişti.

Basının bir bölümünün mütareke basınını aratmadığını söyleyen İlker Başbuğ'a yanıt bugün Şamil Tayyar'dan geldi.

İşte İlker Paşa'nın konuşması ve Şamil Tayyar'ın verdiği "Kendi hainlerine bak paşam" cevabı...

Basının bir bölümü maalesef mütareke basınını aratıyor

* HAİN VE ÖNYARGILILAR: Objektif verilere dayanan, gerçekçi bilgiye dayanan terörle mücadeleye yönelik de her türlü eleştiriyi saygı ile karşılıyoruz. Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü çok açık söylüyorum İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. İnanıyorum ki, mütareke basını dahi bu kadar hain, bu kadar ön yargılı değildi.

* KOMPLO SENARYOLARI: Bugün bir olay oluyor, daha olayla ilgili elinizde en ufak bir bilgi yok, en ufak bir şey yok, hemen olayla ilgili olarak komplo senaryoları ortaya atmak ve her şey de Türk Silahlı Kuvvetleri'ni sanki eksik ve hatalı göstermek hainliktir.

* ONLARA BU HAKSIZLIĞI YAPAMAZSINIZ: Bir kere her şeyden evvel bu şehitlere haksızlık yapıyorsunuz. Hakkınız yok. Orada kahramanca çarpışan, hayatını feda etmekten çekinmeyen 70 tane astsubayım, uzmanım, erbaş, erim var. Onlara bu haksızlığı yapamazsınız.

* BU KADAR HAİNLİK OLMAZ : Bu kadar hainlik olmaz. Kahramanca mücadele edilmiştir. Ancak bunun altında hala nedenler aramak, komplolar ileri sürmek, utansınlar. Mütareke basını bile böyle değildi. Haksızlara hayır, kötü niyetlere "hayır" . Ayıptır. Ben gerçekten İstiklal savaşındaki mütareke basının bile bunlardan daha düzgün, daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bu kadar hain değildiler..

İşte Şamil Tayyar'ın o yazısı

KENDİ HAİNLERİNE BAK PAŞAM!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un terörle mücadele laflarının arasına sokuşturduğu şu cümle çok ağırdı: "Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi."

Açıklamayı duyan gazeteciler beni aradı "Başbuğ'un açıklamalarına ne diyorsun?" diye sordular. Açıklamayı satır satır okudum, benden söz etmiyordu. Ne hikmetse, herkesin aklına "muhatap" olarak ben geldim.

Sonuçta, Başbuğ'un sözlerinden Şamil Tayyar çıkarılıyorsa ve kamuoyunda bu yönde bir algı oluşuyorsa, bir iki satır cevap vermem gerekir.

Neden Şamil Tayyar?

Belki birikimden söz etmek mümkün ama temel neden 26 Nisan'da yazdığım Kaos Planı... Demişim ki, yeni anayasayı ve demokratik açılımları engellemek isteyen devlet ve PKK içindeki Ergenekon uzantıları Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyebilir.

Bir de istihbarat birimlerine ulaşan ihbarları hatırlatarak tek tek muhtemel eylem yerlerini sıralamışım.

Peki ne oldu?

Giresun'dan, Tunceli'den ve Diyarbakır Lice'den şehit cenazeleri geldi. Üç adres de yazımın içinde yer alıyor.

Daha vahimi, benim köşeme taşıdığım bu notlar, devletin tüm istihbarat ve operasyon ekiplerinin elinde var. Zaten bana da oralardan geldi.

Keşke "yalancı" çıksaydım, vatan evlatlarının bir damla kanı akmasaydı. O halde soruyorum: Burada hain kim?

Kan akmasın diye çırpınan gazeteci mi, yoksa karakollarını bile bile koruyamayanlar mı? Askerin eline el bombasını tutuşturan veya kendi askerinin ayakları altında mayınları patlatan komutan mı? Yüksekova'da askeri helikopterle uyuşturucu taşıyan asker mi? Ergenekon mu? Kafes mi? Balyoz mu?

Paşam, önce içinizdeki hainlere bakın...

Sarıkamış'ta binlerce vatan evladını bile bile ölüme sürükleyen ittihatçı Enver Paşa'ya özenenler bilsinler ki, felaketin faturasını bu millet öderken, o ittihatçı paşa Alman denizaltısıyla kaçtı.

Mustafa Kemal maskesiyle Enver Paşa rolüne soyunanların maskesi er geç düşecektir, düşmeye başladı. Felaket senaryoları tutmadı, tutmayacak..