BAŞBAKAN'IN UÇAĞINDAN MEDYA DEDİKODULARI...KİM NEREDE KİMİNLE!!!

Akşam yazarı İsmail Küçükkaya, Başbakan Erdoğan'ın Amerika gezisinde gazetecilerin medya dedikodularını yazdı.Ancak sansürlü...Gerekçe özel hayat ve yeni bir medya savaşına neden olmamak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinde çok keyifli gazeteci kulisleri, eğlenceli medya dedikoduları konuşuldu. Bunların büyük bölümünü, 'özel hayata girdiği' ve 'küçük çaplı kişisel medya savaşlarına yol açma ihtimali bulunduğu için' anlatamam.

'Protokol ayarı' ile başlayalım.

Washington'a giderken Ertuğrul Özkök ve Mustafa Karaalioğlu gazeteciler arasında en önde oturuyordu. Yan sırada Tayfun Devecioğlu ve Hasan Cemal vardı. Fatih Altaylı ve Ekrem Dumanlı Ankara temsilcileriyle aynı sıradaydı. Akif Beki, dönüşte oturma planını değiştirterek Devecioğlu ile Cemal'i bir arka sıraya, Altaylı ve Dumanlı'yı ön tarafa aldırdı.

Gezide Hasan Cemal'in göbek adının Kaya olduğunu öğrendik. Bunu Özkök yazdı. Ben de Ertuğrul Bey'in göbek adını yazayım, meğer Ertuğrul Bey'in göbek adı da Tahsin'miş. Çağrışım için hatırlatalım: (İzmir/ HasanTahsin)

Peki, bu uzun yolculukta kim ne okudu?

Ertuğrul Özkök 'Jesus Dynasty' (James Tabor), Fatih Altaylı Robb Report dergisi, Tayfun Devecioğlu 'State Of Denial' (Bob Woodward), Mustafa Karaalioğlu 'Bir Albüm Dolusu Cinayet' (Eugenia Parry), Hasan Cemal 'The Shia Revival' (Vali Nasr), Ekrem Dumanlı 'The Extreme Future' (James Canton), Murat Çelik 'Patasana' (Ahmet Ümit) , Nuri Elibol 'Hayali Ölümler' (Michel Schneider) ve ben 'Ölümsüz Atatürk' (Vamık Volkan).

Uçaktaki iddialı tavla maçlarında Başbakan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, Malezya gezisindeki galibiyetler serisini Mücahit Arslan'a karşı sürdürdü.

Gezi boyunca Ertuğrul Bey Hasan Cemal'le sürekli gırgır yaptı. Önce Başbakan'ın 'Hasan abi' demesini, sonra Hasan Bey'in yaşını, yaşlılığını diline doladı. Cemal ise 'Ben 50 yaşımda dede olmaktansa 60'ında baba olmayı tercih ettim' diyerek bastı kahkahayı. Bunu Ayşe Arman'a bir röportajda Özkök'e mesaj olsun diye yazdırdığını gülerek anlattı. Hızını alamadı, Ayşe Arman'la bir başka röportajında 'Onlar aşkı yazıyorlar ben yaşıyorum' dediğini aktardı. Şu itirafı da yaptı 'eskiden gezilerde en genç gazeteci ben olurdum. Şimdi en yaşlısıyım.'

Washington'da Ekrem Dumanlı 'Yeni Şafak artık magazine meraklı ya. Ben de Mustafa Karaalioğlu'nu Paparazzi adlı restorana götürdüm'

dedi.

Ertuğrul Özkök Başbakanlık yetkililerine, Sedat Ergin'in ANA uçağına alınması için ciddi ciddi 'lobbying' yaptı. Sürekli The Guardian gazetesini öven Hasan Cemal'e de önce Guardian'ın sıkıcı gazete olduğundan dem vurup, 'Milliyet zaten Guardian'a benziyor' demeyi de ihmal etmedi.

Özkök, Filistin konusunda kendi grubunun gazetesi Radikal için ise 'İsmet'e de söyledim. Hamas çizgisinde yayınlar yaptılar' eleştirisini yöneltti.

Ben muzırlık yapıp, Ertuğrul Bey'e Hasan Cemal'in 'Cumhuriyeti çok sevmiştim' kitabıyla ilgili görüşünü sordum. Çok açık biçimde beğenmediğini söyledi. 'Biz her gün yazı işleri toplantısında konuştuklarımızı yazsak sokağa çıkamayız. Her espri yazılmaz ki' deyince Cemal itiraz etti. Bu arada Fatih Altaylı da 'Benim eşimin kitabı Hasan abinin kitabından çok sattı' diyerek bombasını patlattı.

Başbakan'ın yanında bir ara abdest suyu, irtica tartışması yapıldı. Başbakan Erdoğan bu arada 'ben ne yapayım. Beni bu tartışmaların içine sizler çekiyorsunuz. Ben partimin programına da tüzüğüne de dini referans almadığımızı yazdırdım' diye belirtti. Fatih Altaylı 'Ne yapalım sizi görünce aklımıza bunlar (dini konular) geliyor' dedi.