BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ, ŞİRİN PAYZIN'LA NASIL KAFA BULDU?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNN Türk'te ekrana gelen ‘Neler Oluyor?'un canlı yayınında Şirin Payzın'la resmen kafa buldu..

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Manşetlerle çarpışarak geldik” lafını ne zaman söyledi?
Geçen hafta.
İktidarlarının 10’uncu yılında bunu söyleyen bir Başbakan’ın yardımcısını ağırlıyorsanız canlı yayında, inadına ‘manşet’ soruları yöneltmeyeceksiniz ona.
Arınç gibi birine, “Sorularımla ezerim seni” yaparsanız, CNN Türk’ten Şirin Payzın’ın durumuna düşersiniz sonunda.
Arınç gibi kendilerini bir davaya vakfetmiş insanlar, ‘karşı cephe’nin insanını önce şöyle bir tartar, ‘kaç okka’ geldiğine bakarlar.
‘Sinek siklet’ olduğuna karar verdikleri zaman başlarlar o insanı inceden inceden sarmaya, sardıktan sonra da parmağında oynatmaya.
‘Kedi fare oyunu’na döner iş bir anda.
Cuma akşamı CNN Türk’te ekrana gelen ‘Neler Oluyor?’un canlı yayınında Şirin Payzın, ‘Dindar nesil yetiştirme’den ‘Diyarbakır’da bulunan insan kemikleri’ne, ‘Tutuklu gazeteciler’den ‘Deniz Feneri’ni soruşturan savcılar hakkında açılan dava’ya kadar aklına ne geldiyse sordu Bülent Arınç’a.
Ama Arınç, Payzın’ın istek şarkılarını değil, kendi repertuarını çaldı.

Bıyık altı gülüşün sebebi
Payzın ne sorarsa sorsun, Arınç kendi bildiğini okudu.
Canlı yayının sonlarına doğru iş öyle bir noktaya geldi ki Arınç, Payzın’la resmen kafa yapmaya, bıyık altından müstehzi gülüşler atmaya başladı.
Canlı yayında var mı böyle bir ‘geyik’ Allah aşkına?
Payzın, “Hapiste yatan yazar ve gazeteciler yüzünden Türkiye’ye gelmeyi reddediyorum” diyen Amerikalı yazar Paul Auster’e Başbakan’ın cevap vermesini hatırlatınca Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü alıyor sazı eline, başlıyor çalmaya.
Arınç: Paul Auster’in hiçbir kitabını okumadım, bu işin cahiliyim. Siz mutlaka okumuşsunuzdur. Ne kadar kıymetli bir yazı adamıdır, onu da bilmiyorum? Mutlaka herkesin bildiği bir insan olduğuna göre çok kıymetlidir. Ama ben onda daha başka bir kabiliyet keşfettim. Siz görüntüleri veriyor musunuz şu anda Paul Auster’in.
Payzın: Hayır vermiyoruz.
Arınç: Keşke verseniz. Atatürk’e müthiş benziyor. Yani Türkiye’ye zaman zaman Atatürk’le ilgili film çevirmek için birilerini getirirler. ‘O benzedi’, ‘bu benzemedi’ derler. İnanın Paul Auster’den daha fazla benzeyenini görmedim. Dün ekranda görebildiğim kadarıyla. Hazır Türkiye’ye gelmişken o yönünü de keşfedip bir film senaryosu üzerinde bir aktör olarak düşünebilirler. Lütfen varsa VTR’nizde dünkü konuşurken görüntülerini gördüm. Makyajsız aynı Mustafa Kemal Atatürk.

Her şey Arınç’ın istediği gibi
Bu sırada CNN Türk, Paul Auster’in bir fotoğrafını getiriyor ekrana.
Arınç: Gördünüz mü? Bizim tiyatrocular yüzde 100 makyajla bu kadar benzeyemiyor.
Payzın: Bugün köşe yazarlarından bir tanesi söyledi. Bizim ulusalcılar anlaşıldığı kadarıyla Paul Auster’i doldurmuşlar. Her halde onların verdiği bilgilerle böyle konuşuyor. Buna inanıyor musunuz Atatürk’e benziyor derken?
Arınç: Ben yüzüne bakarak söyledim. Yoksa Atatürk’e benzemek mümkün mü? Atatürk bir kişi; çok özel. Ama filmini çevirmek için ben küçüklüğümden beri hatırlarım. ‘Filan geldi’ derler. Yedirirler, içirirler, biraz gezdirirler Türkiye’de. Ondan sonra da, “Ben bu ağırlığı taşıyamıyorum” diye yedikten içtikten sonra giderler Türkiye’den. Ama bu hazır gelmişken bir de o gözle baksınlar Paul Auster’e. Beğenmediniz galiba?
Payzın: Hayır ben bir yorumda bulunmuyorum. Şu an ekranda bakabilirsiniz ama...

Ne alakası var asıl konuyla?
CNN Türk, Auster’in fotoğrafını değiştirdi.
Arınç: Benzetmemek için bu sefer gözlüklü bir fotoğrafını koydular.
Payzın: Hani az önce yukarıda sormuştum ya her şey Atatürk’e bağlanıyor ve aslında Atatürk’ü yıpratmak. Bu çerçevede söylüyor musunuz, söylemiyor musunuz?
Arınç: Ben içimden geçeni söylüyorum. Ben baktığım zaman bu benzerliği keşfettim.
Diyalog aynen böyle; noktasına, virgülüne dokunmadım.
Söyler misiniz Allah aşkına Paul Auster’in Türkiye’ye gelmeme sebebiyle ne alakası var bu geyiğin?
Ama Arınç, “Ben ondaki bir yeteneği keşfettim. Atatürk’e acayip benziyor” diyerek başlıyor Şirin Payzın’ı oyalamaya.
Şirin Payzın, hipnozdan kurtulup da, “Konumuzla ne alakası var bunun? Paul Auster, ne aktör, ne de Atatürk’e benzemek gibi bir iddiası var. Küçüklüğünüzden beri Atatürk filmleriyle bu denli ilgileniyor olmanız da ilginç ayrıca” demiyor, diyemiyor Arınç’a.
Çünkü konsantre olduğu tek konu önceden hazırladığı sorular.
Arınç, ‘şablon’un dışına çıkıp şovuna başlayınca da öyle bakakaldı ona.

Ali EYÜBOĞLU / MİLLİYET