"Başbakan" rolüne Erdoğan'ı izleyerek hazırlandı!
'Kod Adı K.O.Z.' filminde başbakan karakterini canlandıran Cem Kurtoğlu, Recep Tayyip Erdoğan'ı izleyerek rolüne hazırlandığını söyledi.
Yönetmenliği Celal Çimen'in, yapımcılığını Uğur Yalçınkaya'nın üstlendiği filmde başbakanı canlandırması beklenen Orhan Kılıç'ın projeden ayrılmasının ardından bu rol için tiyatro, film, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Kurtoğlu ile anlaşıldı. Kadroya son hali verildikten sonra da çekimlere İstanbul ve Kocaeli'nde başlandı.
Kurtoğlu yaptığı açıklamada, kendisine filmde oynama teklifinin iletilmesinden sonra rolüne hazırlanmak için televizyonda Erdoğan'ı izlediğini anlattı.
Oyunculuğun en önemli unsurlarından birinin gözlem olduğunu vurgulayan Kurtoğlu, şöyle devam etti:
"Bu rol teklifi geldikten sonra kendisinin birçok röportajını, yürüyüşünü, el hareketlerini, duruşunu izliyorum. Özellikle son zamanlarda omuzlar biraz düşük gidiyor, ekran karşısına çıktığı zaman düzeliyor. Bu, hepimizde var. Şöyle bir zorluk var; tabii filmde 'Recep Tayyip Erdoğan' diye geçmiyor ama onun olduğu çok belli. İsimsiz biri olsa çok daha kolaydı. O zaman kendiniz bir şey yaratıyorsunuz. Kendiniz bir başbakan modelini nasıl düşünürsünüz, rejisörle onu yaratmak daha kolay. Şimdi bir model var önünüzde. 'Sen busun' denmese bile osun. İşte o zor. Mesela gözlerime lens taktılar. 'Takmayın, bu adam da mavi gözlü bir başbakan olsun ki çok o tarafa itilmemiş olsun' dedim. Çok kişi, 'Bu olmamış ki' diyecek. Tom Hanks için de olmadığını söylüyorlar."
"Sürpriz bir film"
Kurtoğlu, filmin senaryosunun çok güzel olduğunu bildirdi.
Filmde, son dönemde yaşanan birçok olayın konu edildiği bilgisini veren Kurtoğlu, "Ayrı kişilerin aşkı, çatışma, aile içi çatışmalar da var. Sırf devletler arası ya da kurumlar arası bir çatışma değil. Sürpriz bir film olduğunu söyleyebilirim" dedi.
Cem Kurtoğlu, bu film vizyona girince kendisine yönelik tepkiler olabileceğini belirtti.
Tepkilerin, filmin bütünüyle ilgili de olabileceğini dile getiren Kurtoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nı sevmeyen insanlar, 'Ya Cem niye bunu oynadın' diyecektir. Hatta telefonlar geldi, gazetelerde çıktıktan sonra. Kızmıyorum, olabilir. 'Sen olsaydın da oynamasaydın' diyebilirim. Yıllar önce sanatçılara sözde sosyalist derlerdi. Halbuki ne alakası var? Sanatçı, doğruları savunur, ülkesi, milleti, bayrağı ve sanat ile gelişim adına doğru neyse onu yapar. Bunun sağcısı solcusu diye bir şey yok. Tabii ki herkesin siyasi bir görüşü olacak. O görüş açısından doğruyu yapacaktır."
Kurtoğlu yaptığı açıklamada, kendisine filmde oynama teklifinin iletilmesinden sonra rolüne hazırlanmak için televizyonda Erdoğan'ı izlediğini anlattı.
Oyunculuğun en önemli unsurlarından birinin gözlem olduğunu vurgulayan Kurtoğlu, şöyle devam etti:
"Bu rol teklifi geldikten sonra kendisinin birçok röportajını, yürüyüşünü, el hareketlerini, duruşunu izliyorum. Özellikle son zamanlarda omuzlar biraz düşük gidiyor, ekran karşısına çıktığı zaman düzeliyor. Bu, hepimizde var. Şöyle bir zorluk var; tabii filmde 'Recep Tayyip Erdoğan' diye geçmiyor ama onun olduğu çok belli. İsimsiz biri olsa çok daha kolaydı. O zaman kendiniz bir şey yaratıyorsunuz. Kendiniz bir başbakan modelini nasıl düşünürsünüz, rejisörle onu yaratmak daha kolay. Şimdi bir model var önünüzde. 'Sen busun' denmese bile osun. İşte o zor. Mesela gözlerime lens taktılar. 'Takmayın, bu adam da mavi gözlü bir başbakan olsun ki çok o tarafa itilmemiş olsun' dedim. Çok kişi, 'Bu olmamış ki' diyecek. Tom Hanks için de olmadığını söylüyorlar."
"Sürpriz bir film"
Kurtoğlu, filmin senaryosunun çok güzel olduğunu bildirdi.
Filmde, son dönemde yaşanan birçok olayın konu edildiği bilgisini veren Kurtoğlu, "Ayrı kişilerin aşkı, çatışma, aile içi çatışmalar da var. Sırf devletler arası ya da kurumlar arası bir çatışma değil. Sürpriz bir film olduğunu söyleyebilirim" dedi.
Cem Kurtoğlu, bu film vizyona girince kendisine yönelik tepkiler olabileceğini belirtti.
Tepkilerin, filmin bütünüyle ilgili de olabileceğini dile getiren Kurtoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nı sevmeyen insanlar, 'Ya Cem niye bunu oynadın' diyecektir. Hatta telefonlar geldi, gazetelerde çıktıktan sonra. Kızmıyorum, olabilir. 'Sen olsaydın da oynamasaydın' diyebilirim. Yıllar önce sanatçılara sözde sosyalist derlerdi. Halbuki ne alakası var? Sanatçı, doğruları savunur, ülkesi, milleti, bayrağı ve sanat ile gelişim adına doğru neyse onu yapar. Bunun sağcısı solcusu diye bir şey yok. Tabii ki herkesin siyasi bir görüşü olacak. O görüş açısından doğruyu yapacaktır."