BAŞBAKAN İÇİN KAPISINA SİMOKİNLİ GÖREVLİ İSTEYEN GAZETECİ DE KİM?...
Tahsin Efendi,bir apartmanın kapıcısının adı. Kendi halinde ve işini gücünü yapmaktan başka bir derdi olmayan Tahsin Efendi, az daha, ....ların Amerikanvari yaşam heveslerinin kurbanı oluyordu. Olayın özeti
Başbakan Tahsin Efendi'yi tercih ederdi
Kendi halinde ve işini gücünü yapmaktan başka bir derdi olmayan Tahsin Efendi, az daha, Memecanların Amerikanvari yaşam heveslerinin kurbanı oluyordu.
Olayın özeti şu;
Başbakan Erdoğan'ın Memecanların evine davet edildiği dönemde Yeni Hayat Apartmanı'nda bir toplantı yapılır.
Daire sahipleri apartman yöneticisinin evinde buluşurlar.
Tahsin Efendi de kendisine ihtiyaç duyulabileceği gerekçesiyle toplantıya davet edilir.
Dairelerde oturanlar toplanır,ilk itiraz Nursuna Memecan'dan gelir : Nursuna hanım "Kapıcıyla aynı odada durmam" der.
Bu kriz güç bela aşılır,ardından diğer konulara geçilir.
Bu sırada herkesi şaşırtan ve gizlice gülümseten Salih Memecan'dan gelir.
Salih Memecan,apartmanın kapısında Tahsin Efendi'nin değil New-York'taki gibi smokinli ve eldivenli birinin durmasını ister.
Bu istek kabul edilmez,konu kapanır.
Başbakan'ın Memecanların evine geleceği kesinleştikten sonra çift bir kez daha apartman yönetiminin kapısını çalar.
Yaklaşık 100 yıllık binadaki ahşap asansörün çok eski gözüktüğünü, Başbakan Erdoğan apartmanı ziyaret edeceği içinde içinin cilalanmasını talep eder.
Aksilik bu ya,o sırada apartman hesabında cila faturasını ödeyecek kadar para yoktur.
Memecan çifti mecburen cilalama parasını kendi ceplerinden ödeyip, Başbakan'ın gözünü boyama hazırlıklarını tamamlarlar.
Ardından yemek gerçekleşir ve bildiğiniz tartışma başlar.
Yemeğe dair çok şey yazılıp,çizildi,yemeğin ayrıntılarını ve 'sarhoş' nutkunu da zaten Fatih Altaylı yazdı.
Ben işin bir başka kısmıyla ilgileniyorum.
Başbakan Erdoğan'ı Kasımpaşa'daki kapı komşusu Şoför İsmet'i bilecek kadar yakından tanırım.
Benim tanıdığım Erdoğan,Nursuna Memecan'ın "aynı odada durmam" dediği, Salih Memecan'ın "kapıda o değil smokinli biri dursun" dediği Tahsin Efendi'nin sofrasında daha mutlu olurdu.
En azından sarhoş nutku dinlemez, kendisinden birşey beklemediğini bildiği içinde yemeğini daha rahat yerdi.
Yalnızlığın büyüklüğüne bakar mısınız?
Evine davet edildiğiniz,gittiğinizde sizi oturtacak yer bulamayanlar aslında sizi hiç mi hiç tanımıyorlar...
İnsan bunu fark ettiğinde gördüğü saygı ve ilginin kişiliğine değil makama olduğunu anlıyor.
Bu ne acı ne hazin bir tablo...
ÖZAY ŞENDİR HABERTÜRK