Başbakan: Herkesi şantajla tehdit ediyorlar!

Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki Brüksel dönüşü Başkabana gündemle ilgili sorular sordu!

işte o haber...

Başbakan Erdoğan, Brüksel dönüşü 17 Aralık operasyonuyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Erdoğan, ''Herkesi şantajla tehdit ediyorlar. Genel başkan yardımcıma yaptılar. Adamlar telefon dinlemesi, alan dinlemesi yapıyorlar. Görüntü, evlere böcek...'' dedi.

BAŞBAKAN’a o soruyu sordum, “Avrupalıya paralel devleti anlatmak güçtür, siz anlatabildiniz mi?” dedim.
Düşündüğüm gibi, HSYK düzenlemesiyle ilgili görüş alışverişi kolay geçmiş. AB ülkelerindeki uygulamalarla da örneklendirip ‘bağımsız yargı’ kaygılarını gidermiş Başbakan.
Ama bizdeki Cemaat garabetini Avrupalılara anlatmanın zorluğu konusunda fena yanılmışım. Meğer onda da hiç zorlanmamış. “Zaten bir anlayış geliştirmişler bu konuda, bir fikirleri oluşmuş, ne olduğunu biliyorlar. Paralel örgütü anlatmak zor olmadı” dedi.
Hazır bir altyapı üzerine gelince, 17 Aralık’ın antidemokratik bir komplo olduğunu izah, iş olmaktan çıkmış. Muhatapları, leb demeden leblebiyi sökecek durumdalarmış.
Görüşmelerde, yargıdaki paralel çarkı hangi verilerle somutlaştırdığını da merak ediyordum.
Başbakan, soruşturmalardaki akıl almaz usulsüzlük ve hukuksuzluklardan misaller vermenin yettiğini söyledi.
“AB Konseyi, Komisyonu ve Parlamentosu başkanlarına gösterdiğiniz kumpas emarelerini Kılıçdaroğlu niye göremiyor peki? Brüksel’de, Ankara’dakinden farklı şeyler mi döktünüz ortaya” dedim.
“Hayır” cevabını verdi...
Paralel örgütlenmeyi Barosso idrak edebilirken Kılıçdaroğlu kavrayamadı mı sorusuna da, “Aklıselim, aklıhalim farkı” şeklinde bir açıklama getirdi.
Brüksel dönüşü, Erdoğan’la uçakta topluca konuştuğumuz diğer soru ve cevaplarsa şöyle:

- Paralel yapıyı nasıl anlattınız?
İkna olduklarını zannediyorum. Paralel yapıyı anlattım. Bazı örnekler verdikten sonra onlar da olaydan rahatsız oldular. Mesela ikinci dalgada 25 çuval belgenin açılmadan hemen gözaltı talimatı verilmiş olması. Çolakkadı bunları duyunca yeni görevlendirme yapıyor. 4 savcı daha sonra görevlendirme oldu ya. Bununla olayın aslı meydana çıkıyor. Yani mühürleri sökerek incelemeye başlayanlar yeni görevlendirilen savcılar. İncelemeden gözaltı kararı vermiş olanların hedef aldıkları işadamları da enteresan. Ağırlıklı olarak bir havalimanı işini ve üçüncü köprü işini alanlar.

- HSYK’nın 97 savcı ve hâkimin görev yerini değiştirmesine ne diyorsunuz?
Çok isabetli olmuş. İstediği zaman bu tür kararlar verebiliyor. Bunda şu anda yasal düzenleme hazırlığının da etkisi olabilir tabii ki... Aslında bunu daha önce de yapabilirlerdi. Birinci dairede 2 ismin değişmesi akabinde kısmi bir değişim gözledik. Gönül arzu ederdi ki bu iş böyle olmasın. Süreci herkes endişeyle takip ediyor. Bu işte bana göre çok kısa zamanda çok farklı görüntüler vermeye başlayacak. Herkesi şantajla tehdit ediyorlar. Genel başkan yardımcıma yaptılar. Adamlar telefon dinlemesi, alan dinlemesi yapıyorlar. Görüntü, evlere böcek...

- Hâlâ yapıyorlar mı?
Tabii, karşı tedbirler alınacaktır. Mesela mahkeme kararlarını toptan alıyorlar. Bunlarla dinlemelere meşruiyet kazandırıyorlar. Yürütmeyle de aynı bağlantıyı kuruyorlar. Emniyet müdürünün haberi olmuyor mesela. Altta adam savcının verdiği talimatla operasyon yapıyor. Başsavcının veya savcının haberi olmuyor. Üçüncü bir ayağı da var. Gizlilik kararı olmasına rağmen medyaya servis yapıyorlar. Ajanlık var. Casusluk var. Bunlar çok açık ortada. Devletin sırlarını ifşaya varıncaya kadar. En son olay TIR konusunda kimin eli kimin cebinde ortaya yeni yeni çıkıyor. Savcı, asker müşterek hareket ediyor. Savcı polise yaptıramayınca askeri adli kolluk olarak kullanıyor. MİT yasasının 26. maddesine göre başbakandan izin alması lazım. Başbakan’ın ve Adalet Bakanlığı’nın bu yapılanlardan haberi yok. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket ediyorlar. Jandarmadaki uygun adamı buluyor ve yaptırıyor.

- AB’de de güçlü bir destek aldınız. Bunu nasıl değerlendirdiniz?
‘2014 milat olabilir’i bunun için söyledim. AB sıkıntımız Almanya, Fransa ittifakı nedeniyle. Almanya seçimi yaşadı. Olumlu bir koalisyon oldu. Fransa’da iyi yaklaşımı olan bir idare geldi. Hollande Ankara’ya geliyor ve temaslarımız... Almanya seyahatim olacak. Bu görüşmelerle birlikte bloke edilen fasıllarla ilgili mesafe alabiliriz. Eğer mesafe alabilirsek bu yıl farklı olabilir.

- HSYK konusunda Anayasa değişikliği mümkün olacak mı?
Anayasa değişikliği muhalefet açısından kapandı. Bizim de yeterli sayıya ulaşmamız imkânsız. MHP kapıyı kapattı. Anamuhalefet olan CHP Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda da olumlu tavır sergilemedi. RTÜK’ün üye seçimi gibi HSYK için de benzer bir düzenleme yapmayı önerdik. Kabul etmiyorlar.

- Mustafa Sarıgül ile ilgili TMSF kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
O tamamen TMSF’nin kendi tasarrufudur. Korkmaz Yiğit’ten yeni bir belge gelmiş. Ona göre onlar da böyle bir tasarrufta bulunmuşlar.

- Yeni bir mektup, sulhname var mı?
Bana gelen herhangi bir mektup yok. Sadece yazılı ve görsel medyada takınılan tavırları takip ediyoruz. Yeni adımları gördük. Tam aksine şantaj politikaları sürüyor.

- Bir paralel yapılanma olduğunu, içinde ajanlık ve vatana ihanet olduğunu söylüyorsunuz. Geçmişte bu kesimlere sıcak bakıyordunuz. Geriye bakınca ne düşünüyorsunuz?
Mecelle’de yazar, beraatı zimmet esastır. Başbakan olarak herkesle eşit mesafedeyim. Orada bir suç veya yanlış olmadıktan sonra aynı şekilde hizmetini devam edersin. Kimseye düşman olmak gibi bir derdimiz yok. Ülkede cemaat yok, cemaatler var. Bugüne kadar nerden gelirse gelsin meşru olan bütün taleplere mümkün mertebe hep olumlu cevaplar verdik.

- Paralel yapılanmayı fark etmeniz 7 Şubat mı yoksa daha önce mi?
En somut olay MİT krizi. Onu biz bizzat yaşıyoruz. Somut hale gelmesi için bazı şeylerin yaşanması lazımdı. Yaşananlar kimin kiminle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

- Brüksel’de genelde laiklik konuşulurken şimdi Cemaat ile anılmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin aldığı mesafe ortada. İslam ve laiklik konusunda kazandırdıklarımızı gayet iyi biliyorlar. Mısır’da laiklikle ilgili yaptığım konuşmayı da biliyorlar. Orada laiklik konusunun İslam’la ters düşmediğini Müslüman Kardeşler’e de anlatmıştım. Kaldı ki bizim parti tüzüğümüze göre de laiklik devletin bütün inanç gruplarına aynı mesafede olması.

- TÜMSİAD etkinliğindeki bir konuşmacı 3 dönem şartından vazgeçmenizi istedi, nasıl karşıladınız?
Daha önce de söyledim. Bizim partimiz farklı. Bir defa kökü sağlam olan bir partiyiz. Buna inanıyorum. Yatay kökleşmeden çok dikey olarak kök saldığımız için sağlamız. Gelecek kuşaklara çok farklı bir siyasi zemin hazırladığımıza inanıyorum. Bunu biz yapmazsak kim yapacak.

- Medyaya düşen Suriye fotoğrafları konusunda AB yetkililerinin tepkisi ne oldu?
Hepsi bundan çok rahatsız. Ciddi adım atılmasından yanalar. AB’nin çok daha kararlı davranması gerektiğine inanıyorlar. Putin’in Avrupa seyahati var yakında. Bunu ona da anlatmaları gerektiğini söyledim.

- Bu ziyaretinizde siz kendinizi Avrupa’nın siyasi kanadına anlatma imkânı buldunuz. İş dünyasına nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz? Davos daveti bu açıdan bir fırsat olabilir miydi?
Ali Bey ve Mehmet Bey oradalar. Onlar gerekeni anlatıyorlar. Bu zaten onların görevidir. İlerleyen zamanlarda da değişik ülkelere ziyaretlerimiz de söz konusu olacaktır. Gittiğimiz yerlerde kendimizi anlatma fırsatı buluruz.

Hürriyet / Akif BEKİ