"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ÜRETTİĞİ GÜÇ ŞİMDİ KENDİSİNİ TEHDİT EDİYOR!"

Erdoğan, yüzlerce kişiyi hapse mahkûm eden Balyoz, Ergenekon gibi soruşturmaları yürütenleri destekliyordu. Ancak ...

Men dakka dukka...

Devlet içinde kavgalar olur ama dışarı ancak binde biri sızar... Bu defa kavga hem çok ağır, hem çok gözler önünde... Neredeyse köprülerin atılacağı bir noktaya doğru ilerliyor.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan çok ağır suçlamalarla “şüpheli” olarak ifadeye çağırılıyor.
Hakan Fidan’ın savcılığa çağırılması bir anlamda Başbakan’ın ifadeye çağrılmasıdır. Hükümetin ve politikalarının savcı tarafından sorgulanmasıdır. Hükümete ve MİT’e farklı politika dayatmasıdır.

Kavganın taraflarından biri tabii ki Tayyip Erdoğan’dır. Diğerini Yeni Şafak gazetesinde iktidara yakın yazar Ali Bayramoğlu şöyle anlatıyor:
“İktidar kavgasının ayaklarından birisini oluşturan polis ve yargı merkezli son derece etkin bir gruptur. Ona bu etkinliği sağlayan... polis ve yargının yeni yasal yetkileri, özel yetkili savcılık ve mahkeme yapılanmaları, en nihayet devlette ‘savcı polis işleyişini tersyüz eden polis devleti işleyişi’dir.”

Bayramoğlu, adını vermeden bugün iktidarla açık çatışmaya girecek kadar güçlenmiş diğer tarafın “Cemaat” olduğunu kaydediyor. Sonra da “Cemaat”in yargı ve emniyette elde ettiği güç nedeniyle “adeta politika üreticisi” haline geldiğini... KCK, Ergenekon, OdaTV davalarında bunu yaptığını... Giderek işbaşındaki iktidarın siyasi kararlarını da içerik açısından denetlemeye ve siyasi karar alıcılığına soyunduğunu, buna izin verilmeyince kavganın su yüzüne çıktığını söylüyor.

Tayyip Erdoğan, yüzlerce kişiyi hapse mahkûm eden Balyoz, Ergenekon gibi soruşturmaları yürütenleri destekliyordu. Kendi inşa ettiği, büyüttüğü ve bugüne dek güçbirliği yaptığı o yapı şimdi kendisini tehdit ediyor. Yani biraz: Men dakka dukka (eden bulur) vaziyeti...

Melih AŞIK / MİLLİYET