BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ELİNDE MUSTAFA SARIGÜL'ÜN ÇAPKINLIK KASETİ Mİ VAR?

Hürriyet yazarı Ayşe Arman CHP'den İstanbul'a aday olmasına kesin gözüyle bakılan Mustafa Sarıgül ile ilginç bir röportaj yaptı. Ve o soruyu sordu.

İŞTE AYŞE ARMAN'IN OLAY YARATACAK RÖPORTAJINDAN BİR BÖLÜM

Hakkınızda en çok konuşulan şeylerden biri de, Fethullah Gülen hareketiyle bir ilginiz olduğu… Doğru mu?

- Ben, bölgemdeki cemaatlerin yurtlarına, okullarına, elimden gelen desteği veriyorum. Çünkü Türkiye’de bir cemaat gerçeği var. Evet, o cemaat okullarındaki gençlerinin iftar yemeğine ya da sahurlarına yardımcı oluyorum ama Ermeni ve Musevi yurttaşlarımızın okullarına da oluyorum. Camilerimize, cem evlerimize destek verirken, kilise ve sinagoglara da destek veriyorum. Hiçbirini ayırmıyorum.

Fethullah Gülen’le görüşür müsünüz? Siyasi alışverişiniz olur mu?

- Yok, öyle bir şeyimiz olmadı.

Hiç mi tanışmadınız?

- 25 sene önce, bir dostumuzun evindeki bir iftar yemeğinde bir araya geldik. Ondan sonra bir daha hiç görüşmedik. Ama görüşürüm. Ben medeni bir insanım, düşüncesini beğeneyim, beğenmeyeyim, herkesle görüşürüm.

Hakkınızda bunca şey söyleniyor olması; yok cemaat ilişkisi, yok yolsuzluk dosyası sinirinizi bozmuyor mu?

- Hayır. Siyasetçi olmak böyle bir şey. Siyasilerin, her şeyinin açık ve net olması lazım. Yurttaşlarımızın da bilgilenme hakkı var, buna saygı duyuyorum. Tabii ki sen de gazeteci olarak bunları soracaksın.

Bir başka söylenti de Başbakan’ın elinde, hakkınızda acayip kasetler olduğu. O yüzden Şişli Belediye Başkanlığı’nı terk edemezmişsiniz, öyle söyleniyor…

- Hayır. Önümüzdeki dönem, kesinlikle Şişli Belediye Başkanı olmayacağım. Şişli’deki yurttaşlarıma bugüne kadar bana verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum ama artık Şişli’de ben yokum. Bu söylentiler de o bilgi kirliliğinin bir parçası. Şu ana kadar hakkımda açılmış en ufak bir dava, en ufak bir soruşturma yok. Kim, hakkımda ne biliyorsa, elinde ne varsa, döksün ortaya. Bugüne kadar hiç şey olmayıp da, seçime dört ay kala bir şey çıkarırlarsa da, buna da kimse inanmaz!

Bir de çapkınlık kasetleri dedikodusu var…

- Benim en hassas olduğum nokta. Benim bundan sonraki hayatım çocuklarıma adanmış durumda. Oğullarım Ömer ve Emir için yaşıyorum. Onlara iyi bir baba olmaya çalışıyorum. Böyle şeylerle, uzaktan yakından alakamın olması söz konusu bile değil!

Yine de insan, tedirgin olmaz mı? Her yere kamera koymuş olabilirler. Sizin durumunuzda, bu daha da korkunç değil mi? Ne hisseder insan böyle bir durumda?

- Kendime güvenim tam. İçim rahat. Varsa ortada bir şey, bekliyorum çıkarsınlar!

RÖPORTAJI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN