BAŞBAKAN ERDOĞAN THE TIMES'A AÇACAĞI DAVAYI KAZANABİLİR Mİ?

Radikal Gazetesi yazarı Orhan Kemal Cengiz, Erdoğan'ın avukatlarına tavsiyede bulundu!

Bir grup yazar, sinema sanatçısı ve entelektüel Times’a ilan vermişler, Başbakan Erdoğan’ı, özellikle Gezi Parkı protestoları karşısında takındığı tavırdan dolayı kınıyorlar.

Belli ki metne Gezi Parkı olaylarını dar bir çerçeveden gören Türkiyeli birilerinin kalemi değmiş. Metinde Gezi protestocuları “Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençlerdi” şeklinde tarif ediliyor. Erdoğan’ın protestolara karşı düzenlediği mitingler ‘Nurnberg toplanması’ gibi, maksadını aşan aşırı ibarelerle eleştiriliyor. Yine Erdoğan’ın ‘diktatoryal yönetiminden’ söz ediliyor.

Erdoğan ve hükümet, beklendiği üzere, ilana çok sert ve tehditvari bir dille cevap verdiler. Erdoğan Times’ı dava edeceklerini söyledi. Ben Başbakan’ın avukatı olsaydım, bu konuda dava açmayı aklından bile geçirmemesini önerirdim. Böyle bir davanın tıpkı bir bumerang gibi dönüp dolaşıp uluslararası alanda kendisini vuracağını söylerdim. Tabii Türkiye’de açtığı bütün ‘hakaret’ davalarını kolayca kazanması nedeniyle, Başbakanımıza konuyu açıklamak çok kolay olmayabilirdi ama sanırım şu argümanların hepsini sıraladıktan sonra ikna etmek mümkün olabilirdi:

Bir kere bu metindeki ‘diktatoryal yönetim’ gibi ibareler bile Batı standartlarında ancak ‘sert eleştiri’ kabul edilir. İngiltere’de bir mahkeme bu tür ibareleri ‘hakaret sınırında’ kabul edip incelemeye başlarsa, ondan sonra Türkiye’nin bütün demokrasi ve ifade hürriyeti karnesi Times’ın avukatları tarafından gündeme getirilecektir ki, orada hiç de iç açıcı bir tablo görünmüyor. Sadece Gezi protestoları sonrasında işlerini kaybeden gazeteciler bile ortaya korkunç bir tablo koyuyor. Times’ın avukatlarının başlarında peruk, yüzlerinde gayet mağrur ifadelerle mahkeme salonunda bağırdıklarını duyar gibiyim: “Türkiye’de medya kontrolü o boyutlardadır ki, sayın yargıç, Gezi protestoları olduğu esnada haber kanalları penguen belgeselleri gösterimine başlamıştır. Erdoğan Gezi protestolarına destek veren işadamlarını açıkça tehdit etmiş, bu gruplardan bir tanesine hemen vergi memurlarını göndermiştir. Sanatçı Memet Ali Alabora sırf protestoları destekleyen sözleri nedeniyle Başbakan tarafından kitleler önünde azarlanmış ve hakkında cezai soruşturma başlatılmıştır. Türkiye’de borçları nedeniyle gazetelere el konmakta, daha sonra da bunlar ihaleye bile çıkarılmadan hükümete yakın firmalara satılmaktadır, bu diktatoryal bir yönetim değildir de nedir?”

Orhan Kemal Cengiz'in yazısının tamamı için tıklayın