BAŞBAKAN ERDOĞAN HANGİ GAZETELERİ SEVİYOR?

Merak ediyorum, acaba bu gazeteler için de “Başbakan'ın en çok sevdiği gazeteler” diyen çıkacak mı?

“Başbakan Erdoğan’ın sevdiği gazeteler”

Afganistan’da Taliban rejimini yıkan Amerika ve İngiltere bir süredir Taliban’la pazarlık halinde. Ne CNN International ne de BBC’de ‘eksen kayması’ tartışmasına dair birşeye rastlamadım. Bir haftadır ekranlara bakıyorum da, Türkiye B.M. Güvenlik Konseyi’nde Brezilya ile birlikte İran’a yaptırımlara ‘hayır’ dediği günlerde “Eksen kaydı,Washington politikalarının tam tersini izliyoruz” diyenler şimdi Suriye konusunda “Washington’a çok paralel bir politika izlendiğinden dem vuruyorlar.

***

Geçen hafta boyunca İngiltere solunun etkin gazetesi Guardian’dan, Türkiye ve Türkler’den pek hoşlanmayan Avusturya’nın Die Presse’e, Almanya’nın etkin gazetesi Landeszeitung’a kadar çok sayıda gazetede Türkiye’nin Suriye konusunda son derece tutarlı ve haklı bir davranış sergilediğine dair yorumlar çıktı. Bunların dışında Financial Times, Daily Telegraph, Independent ve Times, Türkiye’den ve çabalarından söz eden haberlere sıklıkla yer verdi. Listeyi yaparken gaz vermeye çalışan yorumları ya da birşey olsa da eleştirsem diye baktığını düşündüğüm Economist’in “dış politikada emparyal tınılar” gibi başlıklarını eledim. Merak ediyorum, acaba bu gazeteler için de “Başbakan’ın en çok sevdiği gazeteler” diyen çıkacak mı?

***

Bir ülkenin ağırlığı dış basında hakkında çıkan haberlerin sayısı kadar çeşitliliğiyle de ölçülür. Annan Planı’nın yürürlüğe girdiği bir haftada politika sayfalarında Türkiye’ye dair haber sayısının artması normaldir. Ancak yine geçen hafta Guardian Gazetesi’nde Fetih 1453 filmine dair uzun bir yazı vardı.Times Gazetesi’nde ise Türkiye’nin peşine düştüğü kültürel miras listesinde sıranın Samsat Steli’ne ulaştığı yazıyordu. 10-15 sene önce Türkiye’de çekilen bir film kimsenin umurunda olmazdı. Ve ne ilginçtir ki Fetih 1453’ün konuşulduğu bir dönemde Yunanlı bir gazeteci ülkesinde yayınladığı kitapta “İstanbul’a geri dönün, Türkler Rumların gitmesini kayıp sayıyor” diye çağrıda bulunuyor. Bunlar sadece dış politikayla oluşacak algı değişiklikleri değil. İnsan hakları ve ekonomi de gelişmese bunlar hiç konuşulamazdı.

***

Belki çok acı, çok ayıp ama kesinlikle gerçek olan durum şu: İçerideki şikayetlere rağmen gelişimi anlamak için zaman zaman Türkiye’ye dışarıdan bakmak gerekiyor.

Özay ŞENDİR / STAR GAZETESİ