BAŞBAKAN ERDOĞAN ELEŞTİRDİ, BÜLENT ARINÇ MİLLİYET'E SAHİP ÇIKTI!

İmralı tutanaklarını yayınlayan Milliyet gazetesine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan destek geldi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kıdemli gazeteci Hasan Cemal'in Milliyet ile yollarının ayrılmasına ilişkin olarak "Bir Hasan Cemal meslekte kolay yetişmiyor" dedi. Cemal'in yanı sıra Milliyet'te yazmaya devam edip etmeyeceği konuşulan Can Dündar için de "Hayatlarının her noktasında iyi sınav vermiş, kalemini satmamış, kaleminin hakkını vermiş gazeteciler" nitelemesi yapan Arınç, "Onların yazı hayatlarına devam etmesi arzumuzdur" ifadesini kullandı. İmralı zabıtları haberi ardından Milliyet gazetesinde çıkan krizde hükümetin bir tavrının olmadığını vurgulayan Arınç, "Olay, hükümetin tavrından ziyade, medya patronlarının tavrı olarak görülmelidir" diyerek sürecin sorumlusu olarak Milliyet'in sahibi Erdoğan Demirören'i gösterdi. Arınç, zabıtların yayımlanması hakkında "Habercilik yapıldı. Gazetecilik yapıldı" dedi ve haberi Milliyet'in yayımlanmaması halinde başka bir gazetenin yayımlayacağına dikkat çekerek "Böyle olsaydı da, gazetecilik açısından üzülürlerdi" dedi.

Diplomasi Muhabirleri Derneği'nin verdiği kahvaltıya katılan Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la benzer yönleri olduğunu söyleyerek "Bile bile kötülemek için yazanlara, en mukaddes saydığımız değerleri bilerek düşmanlık yapanları hazmedemiyoruz. Onun için bazen orantısız tepkiler verebiliriz. Kendimizi kontrol etmeye çalışıyoruz. Bu kadar risk aldık, bunu baltalamaya çalışıyorlar diye düşünebiliyoruz. Bizi mazur görün. Tıpkı bizim de zaman zaman sizi mazur gördüğümüz gibi..." ifadesini kullandı.

Arınç, The Atlantic dergisine verdiği röportajda Erdoğan'a yönelik demokrasi eleştirisinde bulunan Ürdün Kralı Abdullah için ise "Bu adamın, böyle söyleyeceğini Anıtkabir'deki gözyaşlarından anlamıştım...." dedi. Yaklaşık iki hafta önce gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında Anıtkabir'de ağlayan fotoğraflarıyla kamuoyuna yansıyan Kral Abdullah, Atlantic'ten Jeffrey Goldberg'e verdiği röportajda Erdoğan'ın “Demokrasi bir otobüstür. Durağa vardığımda, o duraktan inerim” sözlerini hatırlatarak "otoriter" olduğunu iddia etti.

Başbakan Yardımcısı Arınç'ın konuşmasının bir kısmı şöyle:

'Başbakan'la orantısız tepkiler verebiliriz, bizi maruz görün'



"Sayın Başbakan ile benim birbirimize çok benzeyen bir yönümüz var; bile bile yalan yazanlara, ya da bile bile kötülemek için yazanlara, en mukaddes saydığımız değerleri bilerek düşmanlık yapanları hazmedemiyoruz. Onun için bazen orantısız tepkiler verebiliriz. Kendimizi kontrol etmeye çalışıyoruz. Bu kadar risk aldık, bunu baltalamaya çalışıyorlar diye düşünebiliyoruz. Bizi mazur görün. Tıpkı bizim de zaman zaman sizi mazur gördüğümüz gibi..."

'İmralı zabıtları'nın yayımlanması gazetecilik'


İmralı'da BDP ile Öcalan tutanaklarının yayınlanmasını "gazetecilik" olarak nitelendiren Arınç, "Habercilik yapıldı. Gazetecilik yapıldı. Tabii düşünebilirlerdi; bunu yayınlamak Türkiye'nin menfaatlerine uygun mu diye. Bu sürece bağlılıklarını göstermek için yayınlamayabilirlerdi. Ancak haberciliği esas almışlar. Yaptıkları gazetecilik açısından yanlış değil. Onlar için bir suç da değil" dedi. Tutanakların yayınlanmaması yolunda karar verilmesi halinde ise, bunun başka gazete tarafından yayınlanabileceğine dikkat çeken Arınç, "böyle olsaydı da, gazetecilik açısından üzülürlerdi" diye konuştu.


'Milliyet'teki olayın sebebi medya patronları'

"Bir Hasan Cemal meslekte kolay yetişmiyor" diyen Arınç, Hasan Cemal'in de, yine aynı olayda adı geçen Can Dündar'ın da, "hayatlarının her noktasında iyi sınav vermiş, kalemini satmamış, kaleminin hakkını vermiş gazeteciler" olduğunu vurgulayarak, "Her iki yazar da okuduğum, sevdiğim insanlar. bu meslekte öyle kolay kolay insan yetişmiyor. İnsani yönü olan ,Türkiye'nin demokratikleşmesinde katkısı olmuş insanlar. Sayı olarak da, kalite olarak da çok fazla değiller. Onların yazı hayatlarına devam etmesi arzumuzdur" dedi. Konu ile ilgili olarak hükümetin bir tavrının olmadığını da vurgulayan Arınç, "olay, hükümetin tavrından ziyade, medya patronlarının tavrı olarak görülmelidir" dedi.