Barış Yarkadaş: 'Karaoğlan lakabının bedelini ağır ödedik'

Gazeteci kökenli CHP İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş, ailesinin ve kendi kişisel yaşamını ilk kez Habertürk'e anlattı.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, eski başbakanlardan ve CHP genel başkanlarından Bülent Ecevit'e 'Karaoğlan' lakabının evlerinde konulduğunu belirterek, "Babam Ecevit'i köydeki evimize kendi arabasıyla getirir. Ninem Ecevit'in boynuna sarılır; Kars'ın kendine özgü şivesiyle, "Kurtar bizi bu dertlerden ay Garaoğlan" der. Ecevit o günden sonra Karaoğlan olarak anılır. Bu isim Ecevit'i efsane yaptı ama bedelini ödeyen biz olduk. Babam, uğradığı saldırıda öldürüldü; amcam 45 gün komada kaldı" dedi.

Meclis'in gazeteci kökenli, genç yüzlerinden Yarkadaş, partisinin İstanbul birinci bölgedeki ön seçiminde ikinci olarak büyük bir sürprize imza attı. Yarkadaş, ailesinin ve kendi kişisel yaşamını ilk kez Habertürk'e anlattı. İşte Yarkadaş'ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

"KARAOĞALAN'IN MÜCİDİ BABAANESİ"

Kimdir Barış Yarkadaş, CHP ile yolları ne zaman kesişti?


CHP, bizim ata – dede – baba partimizdir. Dedem Aydın Yarkadaş, Kars'ta uzun yıllar CHP yöneticiliği yapmış. Sevgili babaannem, Şahzede (Şahin) Hanım, içimizdeki en koyu CHP'lidir. Şimdi 90 yaşına merdiven dayadı. Kendisi ayaklı tarihtir. Ve CHP'nin yakın tarihine damga vuran isimlerden biridir.

Babaannenizin özelliği nedir?

Babaannemin lakabı 'Şaşo Hala'dır. Şaşo Ninem, Bülent Ecevit'e Karaoğlan lakabını koyan kadındır. Ecevit'e Karaoğlan ismi bizim evde konulmuştur. Babam rahmetli Rasim Yarkadaş, Bülent Ecevit ile çok yakın dostmuş. Bülent Bey, CHP Genel Başkanı seçildikten sonra Kars'a da gelir ve bizim eve konuk olur. Ecevit'i evimizin kapısında karşılayan Şaşo Ninem, boynuna sarılır ve Kars'ın kendine özgü şivesiyle, "Kurtar bizi bu dertlerden ay Garaoğlan" der. Ecevit o günden sonra Karaoğlan olarak anılır. 1972'nin sonlarına doğru konulan bu isim Ecevit'i efsane yaptı ama bedelini ödeyen biz olduk.

BABAM ÖLDÜRÜLDÜ, AMCAM 45 GÜN KOMADA KALDI

Nasıl bir bedel bu?


Babam, memur olmasına rağmen siyasi kimliğini saklama ihtiyacı hissetmezmiş. CHP'li olduğunu herkes bilirmiş. Babam, nerede bir haksızlık, yolsuzluk, usülsüzlük varsa üzerine gidermiş. Bu tavrı, haliyle çıkar gruplarının tepkisini çekiyor. Ecevit'le olan yakınlığı ise kendisini hedef haline getiriyor. 1975 yılında MHP orijinli bir kooperatifteki yolsuzluğun üzerine gidiyor. Gece üç kişi tarafından yolu kesilerek öldürülüyor. CHP yöneticileri ve Bülent Ecevit davayla yakından ilgilenmesine rağmen, suçu iki üç garibanın üstüne atarak dosyayı kapattılar. Bedel, sadece babamın katledilmesiyle sınırlı değil. Amcam Tuncer de Erzurum'da öğrenciyken, babamın katledildiğini duyuyor. Sabah cenazeye gelecek. Gece kaldığı öğrenci yurdunda yine kendisini ülkücü olarak tanıtan ‘'sivil komandolar''ın zincirli saldırısına uğruyor. Tam 45 gün hastanede kalıyor.

Peki, bu sırada Ecevit ne yapıyor?

Bülent Ecevit, babam katledildikten sonra amcam Tuncer ile babaannem Şaşo'yu Ankara'ya getirtiyor. Nineme, "Rasim'i koruyamadık, Tuncer'i de öldürecekler, gözümüzün önünde olun" diyor. Ve dönemin milletvekili Doğan Araslı'yı amcam Tuncer'in tedavisiyle ilgilenmesi için görevlendiriyor. Tabii bu sırada ekonomik zorluklarla da baş etmek zorunda ninem... Bilmediği bir kentte, oğlunun tedavisiyle ilgileniyor. Bu sırada iş aramaya başlıyor. Ecevit, bunun üzerine babaanneme Ulus Gazetesi'nin matbaasında iş veriyor. Gazete sanırım haftada bir gün yayınlanıyor. Babaannem de Rahşan ve Bülent Ecevit'le birlikte gazete paketliyor. Fakat oradaki işi de çok uzun sürmüyor...



RAHŞAN HANIMA KIZIYOR KARS'A DÖNÜYOR

Neden?


Bir gün, Rahşan Hanım ile Bülent Bey arasında bir gerilim yaşanıyor. Rahşan Hanım sesini biraz yükseltince, ninem bundan rahatsız oluyor. Bülent Bey, gittikten sonra Rahşan Hanım'a tepki gösteriyor. Aralarında tartışma çıkınca, babaannem paltosunu alıp matbaadan çıkıyor.

Sonra ne oluyor?

Bir hafta sonra, Bülent Bey matbaaya gelip ninemi göremeyince, "Şaşo Hala nerede?" diye soruyor. Partililer, olan biteni anlatıyor. Bülent Bey bunun üzerine Rahşan Hanım'a "Şaşo Hala'yı kırmayın, barışın" diyor. Rahşan Hanım bu sözün ardından, ninemin evine geliyor, barışmak istiyor. Hatta boynundaki kolyeyi hediye ederek gönlünü almak istiyor. Ninem kabul etmiyor ve "Biz Kars'a döneceğiz" diyor.

Rahşan Hanımla barıştılar mı?

Ninem, o günden sonra amcamı da alarak Kars'a dönüyor. 1975 – 76 yıllarındaki bu kırgınlık, 2007 yılında sona erdi. Bülent Bey, hayatını kaybedince, ninemin Kars'tan toprak getirmesi ve cenazeye katılarak mezara toprak dökmesini istedi. Cenazeye birlikte katıldık. Kars'tan getirdiği toprağı Bülent Bey'in mezarının üstüne döktü. Orada ayak üstü Rahşan Hanım'la kısa bir görüşmeleri oldu.

GÜRSEL TEKİN'LE AKRABA MI?
CHP'yi tercih etmenizde sadece ailenizin yaşadıklarının mı etkisi var?


Tabi ki hayır. Ailemin yaşadıklarının çok büyük bir etkisi olmuştur elbette ama CHP'yi tercih etmemdeki en büyük etken, CHP'nin Atatürk'ün partisi olmasıdır. Çocukluğumdan bu yana, Atatürk sevgisiyle büyüdüm. Haliyle, Atatürk'ün partisini desteklemeyi ve orada siyaset yapmayı da görev bildim. Umarım, Atatürk'e layık bir milletvekili olarak, onun eşsiz fikirlerini hayata geçirme imkanı da bulurum.

İsminiz hep Gürsel Tekin'le anılıyor, akraba mısınız?

(Gülümseyerek) Gürsel Abi, dayımın Kars Alpaslan Lisesi'nden arkadaşıdır. Dünyanın en temiz kalpli insanlarından biridir. Hiçbir akrabalık bağımız da ticari ortaklığımız da yok. Bunların tamamı internet geyiği.

Gazetecilik mi siyaset mi hangisi iyi?

1996 yılından beri gazetecilik yapıyorum. Gazeteciliğin dışında hiçbir iş yapmadım. Yapmayı da düşünmedim. Siyaseti ise bir meslek ya da iş olarak görmüyorum; siyaset halkın yaşam standartlarının daha yükseğe çekilmesi için yapılır. Gazetecilikte sadece yazmak ve konuşmak, hayatı değiştirmiyor. Oysa ki; siyaset kişiye hayatı değiştirme fırsatı veriyor.

BORÇLU VEKİL

Milletvekili seçildikten sonra malvarlığını açıklayan Yarkadaş'ın 2010 model Opel marka bir arabası. 4 ayrı bankaya ise 100 bin lira kredi borcu bulunuyor.

BARIŞ YARKADAŞ KİMDİR?

*1974 yılında Kars'ın Susuz İlçesi'nde doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Kars'ta tamamladı. *Marmara Üniversitesi Matbaacılık Bölümü'nde bir süre okudu. Bir süre de Kamu Yönetimi öğrenimi gördü.
*Öğrenimini bırakıp ilkokuldan beri içinde bulunduğu medya sektörüne ‘gazete dağıtıcısı' olarak adım attı.
*1985'ten itibaren çeşitli gazete, dergi, radyo, haber ajansı ve internet sitelerinde çalıştı.
*2001-2002 yılları arasında Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şube Başkanlığını yürüttü.
*'Hepsi Yaralar Sonuncusu Öldürür' ile 'Aksaray'ın Sırları' adlı iki kitabı bulunuyor.