Barış Terkoğlu'ndan bomba iddia! TCDD'nin yeni genel müdürü Adnan Oktarcı mı?

Barış Terkoğlu bugünkü yazısında, TCDD Genel Müdürü görevine atanan Murat Atik'in Adnan Oktar Grubu’nun üyesi olduğunu ifade etti.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü, "Kim çıkarıyor bu Resmi Gazete’yi yahu!" başlıklı yazısında TCDD Genel Müdürlüğü'ne atanan Murat Atik'in geçmişindeki Adnan Oktar ayrıntısına dikkat çekti.

Terkoğlu, "1999 yılında, gruba yapılan operasyonda, polisin bastığı adreslerden biri, yeni genel müdürün Atik İnşaat isimli şirketiydi. Atik, o dönem Oktar’ın müridi olması nedeniyle, yargının hedefi oldu. Firar etti, kurtuldu." diye yazdı.

Terkoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle:

YENİ MÜDÜR 'OKTARCI' ÇIKTI

Bitmedi…

Geçen cumartesi, Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, kritik bir değişiklik oldu. Ali İhsan Uygun görevinden alındı. Yerine Sun Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkerim Murat Atik atandı.

Evet, dün medyada, Atik’in daha beş ay önce, TCDD ile ilk özel yolcu taşıma anlaşmasını imzaladığı hatırlatıldı. Önemli, TCDD ile iş yapan özel şirketin başındaki isim, TCDD’nin başına atanmıştı.

Ancak “Devlet nereye gidiyor?” denen uygulamada bir detay atlandı.

Ne mi?

Abdülkerim Murat Atik, bugün cezaevine atılan, hakkında bin yılın üstünde hüküm verilen Adnan Oktar Grubu’nun üyesiydi!


Gizli saklı değil…

1999 yılında, gruba yapılan operasyonda, polisin bastığı adreslerden biri, yeni genel müdürün Atik İnşaat isimli şirketiydi. Atik, o dönem Oktar’ın müridi olması nedeniyle, yargının hedefi oldu. Firar etti, kurtuldu.

Bu kadar değil...

2008 yılında sekiz çocuk ve kadının ifadeleri üzerine, Oktar Grubu hakkında bir cinsel istismar dosyası açıldı. O dosyada da Oktar Grubu üyeleri listesinde 40. sırada Atik’in adı yer alıyordu. Davada 18 numaralı sanıktı. Atik, o dosyada da firari oldu, kurtuldu.


Son açılan davada sanık değil, ama dosyadaki ifadelerde onun da grupla ilişkileri anlatılıyor. Mahkemeye gönderilen MASAK raporunda Adnan Oktar Grubu’yla para trafiği yer alıyor.

Bulunan silah onundu
Daha da ilginci, duruşma tutanakları arasında ilginç bir ayrıntı daha var. Operasyonlarda Adnan Oktar Grubu’nda çeşitli silahlar bulunmuştu. Bir tanesi en son sanık Mustafa Işık’ta görülüyordu. İşte bu silahın eski sahibinin Abdülkerim Murat Atik olduğu, grup içinde devredildiği tutanaklarda yazıyor.

Sadece kendisi değil...

Atik’in şirketlerindeki ortaklarına bakıyorum. Onlar da Adnan Oktar Grubu’ndan isimler. Biri Hasan Basri Güner, firari. Diğeri İbrahim Saral Köprülü, o da firari.

İşin ilginci, ipin ucu çekildikçe TCDD ile Atik arasındaki bağın çok daha önce kurulduğu anlaşılıyor. Zira, TCDD’den İzmir Limanı işletme hakkını bir zamanlar alan şirket de Hasan Basri Güner’in. Elbette elde edilen gelirin önemli bir bölümü Adnan Oktar Grubu’na aktarılmış.

Ailenin derin bağlantıları
“Bu nasıl olur” diye kritik isimlere sordum...

Murat Atik’in kız kardeşi Ayşegül Esra Atik’in AKP’deki görevlerinden, vekil adaylığından bahsettiler. Murat Atik’in annesinin, Erdoğan ailesinden bazı isimlerle yakınlığını anlattılar.

İşin ilginci, atamanın ardından, Ankara’da da yeni genel müdürün Oktar bağlantıları konuşulmaya başlanmıştı. Abdülkerim Murat Atik’in bir zamanlar Adnan Oktar Grubu’nun finans bölümünde faaliyet gösterdiği, yönetici İbrahim Tuncer’e bağlı olduğu anlaşılmıştı.

Bugün Murat Atik, Oktarcılardan resmi olarak ayrılmış görünüyordu. Ancak organik ilişkisi devam ediyordu. Buna “kadife geçiş” diyorlardı. Nitekim, birçok eski grup üyesi, operasyonlardan sonra, Oktarcılardan şikâyetçi olurken Murat Atik olmamıştı. Hatta grup aleyhine hiç konuşmamıştı.

Kısacası...

TCDD’nin bir önceki genel müdürünün FETÖ ilişkisini yıllarca tartıştık. Hakkında soruşturma yapıldı. Kurum içinde dosyalar dolaştı. Yeni Şafak’ta bile haber oldu. Cumhurbaşkanı’na kadar şikâyetler gitti. Derken, “hızlı treni yetiştiremedi” diye eleştirilerek bir gün Resmi Gazete yazısıyla görevden alındı. Bu kez, Resmi Gazete yazısıyla yerine geldiğini öğrendiğimiz isim, yargılanan Adnan Oktar Grubu ile sapına kadar bağlantılı çıktı.

En küçük memuriyette güvenlik soruşturmaları yapılırken, ceza almasa dahi iltisak sebebiyle insanlar memuriyetten atılırken devletin tepesindeki hayatlar böyle. Bu durum, hem AKP’nin yaşadığı kadro sıkıntısını gösteriyor. Hem de Türkiye’nin artık dikiş tutmayan çifte standartlı düzenini. “Yönetemiyorlar” denilenin fotoğrafı çekilse, ancak bu kadar olurdu.

Bütün bunların sorumlusu kim mi?

Resmi Gazete’yi kim çıkarıyorsa herhalde o!

Keşke onu bulup masaya yatırsak. “Anlat” diyerek bilinçaltını sorgulasak. Belki de o gün kendisiyle yüzleştirecek, “Kandırılmıyorsun, aslında sen hep bunu istiyorsun” diyeceğiz.

Yazının tamamı için tıklayın.