BARBAROS ŞANSAL: AKP SİYASİ BİR PARTİ DEĞİL TİCARİ BİR HOLDİNG!
Barbaros Şansal, “Eğitim, sağlık ve güvenlik ücretsiz olmalı ama devlet ticaret yapıyor” dedi
Türkiye’nin öne çıkan en aykırı isimlerinden biri o… Mesleğini tanımlarken “Terzi yamağı” deyip, geçiyor. Entelektüel birikiminden akademik kariyerine kadar hiçbirine prim vermiyor. “Savaşa hayır”dan Ergenekon tutuklularına kadar tüm eylem ve yürüyüşlerde en önde saf tutuyor. “Tek liderim var; o da Atatürk” diyor. “Atatürk’ün çocukları neden çiçekli pantolonla Meclis’e girmesin. En fazla Merve Kavakçı kadar aykırı kalırım” diyerek siyasete göz kırpıyor. Barbaros Şansal, Sözcü’nün sorularını yanıtladı. İşte o röportaj:
- THY’de SÖZCÜ dağıtmaya devam mı?
- Elbette. THY neden SÖZCÜ almıyor? Türkiye’nin en çok satan ve en çok okunan ilk 3 gazetesinden birini uçağa almamak ne demek! Genel Müdür çıksın açıklasın. Uçak yolculuğunun böyle bir konforu varsa ve size bir takım yayın organlarını armağan ediyorlarsa, en üstte sadece günün iktidarına yakın olan gazetelerden 30’ar tane bulunuyorsa bu işte bir yanlış var demektir. Ben de bu yanlışa tepki olarak ve aynı zamanda da hakkım olarak yapıyorum bunu. Yasa dışı bir şey yapmıyorum. Parasıyla satın aldığım bir gazeteyi, benim gibi sivil yolculara dağıtıyorum. Ve uluslararası hava sahasında yapıyorum bunu. Dolayısıyla eğer bu bir suçsa, hangi hava sahasındaysak, o ülkeden dava açılması gerekiyor. Düşünsenize; Sırbistan’da SÖZCÜ dağıttım diye mahkemeye verilirmişim!
YARINLAR İÇİN UMUTLUYUM
- Yolculardan aldığınız tepkiler nasıl?
- Vallahi yolcular şaşkın. Çok da memnun. Uçakta kabin içinde arka koltuklardan ‘Şu gazeteyi verir misin’ diyen çok insan var. Ben Tekstil Bayramı için mankenlerle Türkmenistan’a giderken, Penguen’den Gırgır’a kadar THY’de dağıtılmayan ne kadar yayın varsa alıp, mankenlerin ellerine birer tane verip, toplu fotoğraflarını çektim ve internete koydum. Tepki almadım mı? Aldım ama etkiler ve tepkilerden ibaret olsa keşke hayat.
- Mesleğiniz sorulduğunda hep “Terzi yamağıyım” diyorsunuz. Neden?
- Ucunda takıntısı olan işler meslek olmaz. O yüzden yaptığım işler içinde en meslek gibi olanı terzi yamağı… Hem ustam kendine terzi derken, ben CEO’yum mu diyeceğim?
- Aykırı ve entelektüel bir kimliğiniz var. Türkiye nereye gidiyor diye sorsam?
- Umutsuz olmadığımı söyleyebilirim yarınlar için. En büyük kargaşalardan, en yalın çözümler doğar.
HAPSE GİRMEKTEN KORKMAM
- Son 10 yıldır AKP iktidarda. Memleketi bu hale AKP mi getirdi diyorsunuz?
- Aslında ben Türkiye Cumhuriyeti’nde iyi bir yönetim hatırlamıyorum. 1980’de Kenan Evren iktidara geldiğinde ben kırmızı lastik pabuçlarım var diye Selimiye’ye alındım. Oradan Sansaryan Han’a alındım. İşkence gördüm. Zühreviye yollandım. Saçlarım kesildi. Gayrettepe ve Beyoğlu’nun bütün zindanlarını, işkencelerini, polislerin bana yaptığı taciz ve tecavüzleri unutmadım. Haydarpaşa’dan trene konulup Eskişehir’e sürüldüm.
- O yıllarda sorun sadece cinsel tercihlerinizdi değil mi?
- 1980’lere kadar bu hiç sorun olmadı. 80 sonrası körüklendi. İmam hatiplerin açılması da 80 sonrasıdır. Kenan Evren yüzündendir. AKP, bir siyasi rejim değil bir ticari holdingtir. Eğitim, sağlık ve güvenlik Anayasa‘ya göre ücretsiz olması gerekirken, devlet ticaret yapmaktadır. Toplanan vergilerin devlet yönetimi için kullanılması ve bu servislerin halka ücretsiz olarak verilmesi gerekir.
- Korkmuyor musunuz yeniden içeri atılmaktan?
- Atarlarsa atsınlar. Hiç umurumda değil ama içeri atamazlar ki… Beni içeri atmaları için ‘yumuşak g’ kanununu çıkarmaları lazım!
BU ÜLKEYİ YÖNETMEK İÇİN 30 TANE ATASÖZÜ EZBERLEMEK YETERLİ
- Savaş karşıtı olduğunuzu ve bu konudaki eylemlerinizi biliyoruz. Suriye meselesi için ne diyeceksiniz?
- Elbette savaş karşıtıyım. Cürümden hiç hoşlanmam ama adaletsizlik cürümden beter bir hale geldiği zaman, anarşiye sığınabilirim. Teröre değil. O karmaşayı yaratmak için anarşi de işe yarayan bir taktik. Suriye meselesi de böyle. Tezkere nasıl geçti? İnisiyatifle, seçilmişlerin aklı selimiyle çıkmadı. Kapalı oylamayla, Meclis’in tüm iletişiminin kesildiği bir ortamda oldu. Göz göre göre suç işlendi çünkü Anayasa’ya aykırı…
- Bir savaşın içinde miyiz?
- Bunlar tamamen taktik oyunlarıdır. Dünya büyük bir açlıkla karşı karşıya şu an. Birinci derecede sorunumuz su ve gıda… Bu sorumluluğu üstlenmeyecekleri için bir savaş çıkarmak zorundalar. Bunu ne Türkiye, ne İsrail, ne Suriye, ne de ABD planlamaktadır. Bunu para patronları planlıyor.
- Umutsuz olmadığınızı söylemiştiniz. İyimserliğiniz bu mu?
- Güneş doğacak ama bir 15 yılımız var bu pislikten çıkmaya.
- 15 yıl sonra “4+4+4” sistemi ilk mezunlarını vermiş olacak.
- Onlar beni hiç korkutmuyor. Eğitimin içi çoktan boşaltılmıştır Türkiye’de… Eğitim aile içinde başlar ve biter. 7 yaşında tamamlarsınız eğitiminizi. Ondan sonrası öğretimdir. Atasözünü hatırlayın, ‘7’sinde ne ise 70’inde de odur insan’. Bu ülkeyi yönetmek için 30 tane atasözü ezberleseniz yeter.
ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLARI ÇİÇEKLİ PANTOLONLA MECLİS’E GİREBİLMELİ
- Tepki gören tweetleriniz de vardı?
- İlhan Kılıç’ın Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu 181. Filo’ya yapılan atamaya dikkat çektiğimde birçok gazeteci ‘Neden 181. Filo?’ diye sordu. Çünkü 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Diyarbakır ve kısa mesafeli izinsiz 32. paralelin kuzeyine kalkış noktası. Diyarbakır, uçak gürültüsünü tolere edebilecek bir yer.
- Asker gibi konuştunuz?
- Keşke beni askere alsalardı. Psikosomatik bozukluk diyerek bir kenara attılar. Atatürk’ün çocukları neden çiçekli pantolonla girmesin Meclis’e? En fazla Merve Kavakçı kadar aykırı kalırım. Saçını üzüm kırmızısı boyayan burma bıyıklı vekiller oluyor da ben neden olmayayım?
- THY’de SÖZCÜ dağıtmaya devam mı?
- Elbette. THY neden SÖZCÜ almıyor? Türkiye’nin en çok satan ve en çok okunan ilk 3 gazetesinden birini uçağa almamak ne demek! Genel Müdür çıksın açıklasın. Uçak yolculuğunun böyle bir konforu varsa ve size bir takım yayın organlarını armağan ediyorlarsa, en üstte sadece günün iktidarına yakın olan gazetelerden 30’ar tane bulunuyorsa bu işte bir yanlış var demektir. Ben de bu yanlışa tepki olarak ve aynı zamanda da hakkım olarak yapıyorum bunu. Yasa dışı bir şey yapmıyorum. Parasıyla satın aldığım bir gazeteyi, benim gibi sivil yolculara dağıtıyorum. Ve uluslararası hava sahasında yapıyorum bunu. Dolayısıyla eğer bu bir suçsa, hangi hava sahasındaysak, o ülkeden dava açılması gerekiyor. Düşünsenize; Sırbistan’da SÖZCÜ dağıttım diye mahkemeye verilirmişim!
YARINLAR İÇİN UMUTLUYUM
- Yolculardan aldığınız tepkiler nasıl?
- Vallahi yolcular şaşkın. Çok da memnun. Uçakta kabin içinde arka koltuklardan ‘Şu gazeteyi verir misin’ diyen çok insan var. Ben Tekstil Bayramı için mankenlerle Türkmenistan’a giderken, Penguen’den Gırgır’a kadar THY’de dağıtılmayan ne kadar yayın varsa alıp, mankenlerin ellerine birer tane verip, toplu fotoğraflarını çektim ve internete koydum. Tepki almadım mı? Aldım ama etkiler ve tepkilerden ibaret olsa keşke hayat.
- Mesleğiniz sorulduğunda hep “Terzi yamağıyım” diyorsunuz. Neden?
- Ucunda takıntısı olan işler meslek olmaz. O yüzden yaptığım işler içinde en meslek gibi olanı terzi yamağı… Hem ustam kendine terzi derken, ben CEO’yum mu diyeceğim?
- Aykırı ve entelektüel bir kimliğiniz var. Türkiye nereye gidiyor diye sorsam?
- Umutsuz olmadığımı söyleyebilirim yarınlar için. En büyük kargaşalardan, en yalın çözümler doğar.
HAPSE GİRMEKTEN KORKMAM
- Son 10 yıldır AKP iktidarda. Memleketi bu hale AKP mi getirdi diyorsunuz?
- Aslında ben Türkiye Cumhuriyeti’nde iyi bir yönetim hatırlamıyorum. 1980’de Kenan Evren iktidara geldiğinde ben kırmızı lastik pabuçlarım var diye Selimiye’ye alındım. Oradan Sansaryan Han’a alındım. İşkence gördüm. Zühreviye yollandım. Saçlarım kesildi. Gayrettepe ve Beyoğlu’nun bütün zindanlarını, işkencelerini, polislerin bana yaptığı taciz ve tecavüzleri unutmadım. Haydarpaşa’dan trene konulup Eskişehir’e sürüldüm.
- O yıllarda sorun sadece cinsel tercihlerinizdi değil mi?
- 1980’lere kadar bu hiç sorun olmadı. 80 sonrası körüklendi. İmam hatiplerin açılması da 80 sonrasıdır. Kenan Evren yüzündendir. AKP, bir siyasi rejim değil bir ticari holdingtir. Eğitim, sağlık ve güvenlik Anayasa‘ya göre ücretsiz olması gerekirken, devlet ticaret yapmaktadır. Toplanan vergilerin devlet yönetimi için kullanılması ve bu servislerin halka ücretsiz olarak verilmesi gerekir.
- Korkmuyor musunuz yeniden içeri atılmaktan?
- Atarlarsa atsınlar. Hiç umurumda değil ama içeri atamazlar ki… Beni içeri atmaları için ‘yumuşak g’ kanununu çıkarmaları lazım!
BU ÜLKEYİ YÖNETMEK İÇİN 30 TANE ATASÖZÜ EZBERLEMEK YETERLİ
- Savaş karşıtı olduğunuzu ve bu konudaki eylemlerinizi biliyoruz. Suriye meselesi için ne diyeceksiniz?
- Elbette savaş karşıtıyım. Cürümden hiç hoşlanmam ama adaletsizlik cürümden beter bir hale geldiği zaman, anarşiye sığınabilirim. Teröre değil. O karmaşayı yaratmak için anarşi de işe yarayan bir taktik. Suriye meselesi de böyle. Tezkere nasıl geçti? İnisiyatifle, seçilmişlerin aklı selimiyle çıkmadı. Kapalı oylamayla, Meclis’in tüm iletişiminin kesildiği bir ortamda oldu. Göz göre göre suç işlendi çünkü Anayasa’ya aykırı…
- Bir savaşın içinde miyiz?
- Bunlar tamamen taktik oyunlarıdır. Dünya büyük bir açlıkla karşı karşıya şu an. Birinci derecede sorunumuz su ve gıda… Bu sorumluluğu üstlenmeyecekleri için bir savaş çıkarmak zorundalar. Bunu ne Türkiye, ne İsrail, ne Suriye, ne de ABD planlamaktadır. Bunu para patronları planlıyor.
- Umutsuz olmadığınızı söylemiştiniz. İyimserliğiniz bu mu?
- Güneş doğacak ama bir 15 yılımız var bu pislikten çıkmaya.
- 15 yıl sonra “4+4+4” sistemi ilk mezunlarını vermiş olacak.
- Onlar beni hiç korkutmuyor. Eğitimin içi çoktan boşaltılmıştır Türkiye’de… Eğitim aile içinde başlar ve biter. 7 yaşında tamamlarsınız eğitiminizi. Ondan sonrası öğretimdir. Atasözünü hatırlayın, ‘7’sinde ne ise 70’inde de odur insan’. Bu ülkeyi yönetmek için 30 tane atasözü ezberleseniz yeter.
ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLARI ÇİÇEKLİ PANTOLONLA MECLİS’E GİREBİLMELİ
- Tepki gören tweetleriniz de vardı?
- İlhan Kılıç’ın Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu 181. Filo’ya yapılan atamaya dikkat çektiğimde birçok gazeteci ‘Neden 181. Filo?’ diye sordu. Çünkü 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Diyarbakır ve kısa mesafeli izinsiz 32. paralelin kuzeyine kalkış noktası. Diyarbakır, uçak gürültüsünü tolere edebilecek bir yer.
- Asker gibi konuştunuz?
- Keşke beni askere alsalardı. Psikosomatik bozukluk diyerek bir kenara attılar. Atatürk’ün çocukları neden çiçekli pantolonla girmesin Meclis’e? En fazla Merve Kavakçı kadar aykırı kalırım. Saçını üzüm kırmızısı boyayan burma bıyıklı vekiller oluyor da ben neden olmayayım?