"BANA HAKAN ÜNSAL'IN ODASINDA SARIK TAKIP NAMAZ KILDIĞI SÖYLENDİ!"
Hakan Ünsal'ın Galatasaray'dan koparılmasıyla ilgili sözleri yüzünden sert tepkiyle karşılaşan Fatih Altaylı cevabını bugün verdi. Altaylı, Ünsal'ı önce takdir etti sonra...
Fatih Altaylı'nın Aydınlık dergisine Hakan Ünsal'ın Galatasaray'dan kopartılmasıyla ilgili açıklamaları Sarı Kırmızılı eski futbolcunun sert tepkisini çekmişti. Ünsal'ın Altaylı'ya yönelik eleştirilerine cevap bu gün geldi. Altaylı Gazeteport'taki köşesinde Hakan Ünsal'a önce meziyetlerinden dolayı takdirini belirtti sonra işi yine tarikat konusuna getirdi. İşte Altaylı'nın Hakan Ünsal'a cevabı:
" Altaylı genç futbolcuları tarikatçı yaptığımızı iddia ediyor. Evet, altyapıdan gelen futbolculara, geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, bu kötü alışkanlıkları edinmeyin diye tembihte bulunduk. Bunu zaten antrenör ve yöneticiler de istiyor. Bunlarında dışında, bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu da söyledik. Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk. Ama asla kimseyi zorlamadık."
Yukarıdaki sözlerin sahibi Hakan Ünsal. Bana da bir araba hakaret yağdırdığı açıklamasından bir bölüm. Hakan benim anlattıklarımı teyit ediyor, beni de din düşmanı ilan ederek. Canı sağolsun. Hakan´ı severim. Bunları dese de severim, demese de severim. Kişiliği ile sorunum yok. Bir Galatasaraylı olarak, takıma kattıkları için kendisine borçlu hissederim kendimi. Ama bir futbol takımı "Tebliğ" yeri değildir. Hele o takıma futbol oynamak için gelmiş, ağabeylerinin gözünün içine bakan, onları idol yapan çocukları etki altına alma yeri hiç değildir. İnanç özgürlüğünden söz ediliyor.
Buna benden daha fazla kimse saygı duyamaz. Bir gün birisi gelip "Hakan Ünsal odasında sarık takıp ibadet ediyormuş" gibisinden bir şey söyledi. "Odasında istediğini yapar." diyen de benim. Hakan Ünsal ve onun gibi düşününlerin inanç özgürlüğü olacak ama onlardan olmayanın inanç özgürlüğü olmayacak. Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye´de inanç özgürlüğünden söz edenler, bunu "Müslüman olma özgürlüğü" olarak tanımlıyorlar.
O iş öyle değil beyler.
İnanç özgürlüğünü sindir. Sonra o cümleyi ağzınıza alın.
" Altaylı genç futbolcuları tarikatçı yaptığımızı iddia ediyor. Evet, altyapıdan gelen futbolculara, geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, bu kötü alışkanlıkları edinmeyin diye tembihte bulunduk. Bunu zaten antrenör ve yöneticiler de istiyor. Bunlarında dışında, bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu da söyledik. Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk. Ama asla kimseyi zorlamadık."
Yukarıdaki sözlerin sahibi Hakan Ünsal. Bana da bir araba hakaret yağdırdığı açıklamasından bir bölüm. Hakan benim anlattıklarımı teyit ediyor, beni de din düşmanı ilan ederek. Canı sağolsun. Hakan´ı severim. Bunları dese de severim, demese de severim. Kişiliği ile sorunum yok. Bir Galatasaraylı olarak, takıma kattıkları için kendisine borçlu hissederim kendimi. Ama bir futbol takımı "Tebliğ" yeri değildir. Hele o takıma futbol oynamak için gelmiş, ağabeylerinin gözünün içine bakan, onları idol yapan çocukları etki altına alma yeri hiç değildir. İnanç özgürlüğünden söz ediliyor.
Buna benden daha fazla kimse saygı duyamaz. Bir gün birisi gelip "Hakan Ünsal odasında sarık takıp ibadet ediyormuş" gibisinden bir şey söyledi. "Odasında istediğini yapar." diyen de benim. Hakan Ünsal ve onun gibi düşününlerin inanç özgürlüğü olacak ama onlardan olmayanın inanç özgürlüğü olmayacak. Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye´de inanç özgürlüğünden söz edenler, bunu "Müslüman olma özgürlüğü" olarak tanımlıyorlar.
O iş öyle değil beyler.
İnanç özgürlüğünü sindir. Sonra o cümleyi ağzınıza alın.