'BANA ÇAKANA BEN DE ÇAKARIM!..' İKİ ÜNLÜ TİYATROCUNUN KAPIŞMASINDA SON RAUND!..
Gülriz Sururi'yle yaşadığı polemikle gündemde olan Ali Poyrazoğlu Yeni Aktüel dergisine konuştu:
37 yıldır tiyatro yönetiyorum, kimse bana 'tiyatrocu değil' diyemez!..
Son günlerde adı Gülriz Sururi ile yaşadığı 'mumya' polemiği ile anılan Ali Poyrazoğlu Yeni Aktüel dergisinden Arda Uskan'a içini döktü:
Gülriz Sururi'nin sana karşı bu çıkışı, o sözlerin gecikmiş bir intikamı olmasın?
Hayır o çok eski bir hikaye... "Gülriz sana neden taktı" diye herkes soruyor. Ben bilmiyorum. Ama o bundan birkaç yıl önce "Ayşe Opereti" için bir devlet yardımı almıştı. Ben o kuruldaydım. Gülriz'e yardım verilmesi için de destek çıktım. İyi bir ödenek almıştı. O para karşılığında söz verdiği gibi 25 oyun oynaması gerekiyordu, anlaşıldı ki oynamamış! Onun üzerine bakanlık parayı geri istedi. Bana takık olmasının nedeni bu olabilir.
Gülriz Sururi'ye 'mumya' demişsin. Yakıştı mı şimdi senin gibi efendi bir adama?
Yakıştı. Bir adam 37 yıldır bir tiyatroyu yönetiyor, 12 ay tiyatrosunu kapatmıyor, yabancı ülkelerde yabancı dillerde oynuyor. Sen bu adama "tiyatrocu değil" diyemezsin. Böyle belden aşağı vuramazsın. Vurduğun zaman, benim sana aynı dilden cevap verme hakkım doğar. Bana bir tane çakana çakmazsam, herkes çakılmaya müsait olduğumu düşünür.
Gülriz Sururi senin tiyatroya çıkardığın Deniz Akkaya için de "Güzel bacak oyun kurtarmaz" demiş.
Geçenlerde bir seyircim gişeye Orhan Veli Kanık'ın bir eski tiyatro eleştirisini bırakmış. Ünlü şair, "Deli Dolu" operetini izlediği gün, Gülriz Sururi için "Güzelliğin bir sahneyi kurtarmaya yetmiyor" demiş. Evet kabul Gülriz'in bacakları güzeldir.
'İçimdeki Timsah' adlı oyununu Fransa'da oynayacakmışsın, doğru mu?.
Benim hikayelerimden derlenmiş bir kitap o. Bu sezon İstanbul'da sahneye koyacağız. Kitap Fransızca'ya çevrildi. "Neden Fransızca'sını oynamayayım?" dedim. Ayda iki kez Paris'te Fransızca olarak oynayacağım. Broadway'de başrol oynayan ilk Türk benim. Sayfalarca olumlu eleştiri aldım. 'İçimdeki Timsah'ı haftada birgün de, burada Fransızca oynamayı düşünüyorum. Bizde Fransızca bilen çok insan var.
Ama sen çok farklı ve cesurşeyler de yaptın... Mesela Çılgınlar Kulübü...
Bülent Ersoy'un yasaklandığı gün 'Çılgınlar Kulübü'nü oynamaya başladık.
Eşcinsel hakları üzerine bir komediydi değil mi?
Farklı cinsel yaşamları olan insanların da toplumun içinde adam yerine konması gerektiğinin altını çizen ilk önemli oyundu. Şimdi AB'ye girmek için kenarından köşesinden 'Acaba onların da haklarını tanısak mı?' diye eşcinsellere göz kırpanlardan yıllar önce, toplumun onlara bakışına çok ağır eleştiriler getiren bir oyundu.
~hs~-->