Balyoz’da ilk istifa geldi!
Anayasa Mahkemesi’nin “adil yargılanma hakkının ihlal edildiği” yönündeki kararıyla tahliye olan Balyoz Davası sanığı Tümamiral Erdem Caner Bener, Yüksek Askeri Şura’yı (YAŞ) beklemeden TSK’den istifa etti.
Ağır bir istifa dilekçesi yazan Bener, “Meslek hayatım boyunca inandığım ahde vefa, silah arkadaşlığı, dayanışma ve disiplin değerlerine olan güvenimi yitirdim” diyerek ordudan ayrıldı. Bener, istifa dilekçesi vererek özlük haklarının önemli bir bölümünden feragat etti.
Cumhuriyet'ten Barkın Şık'ın haberine göre; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda geçtiğimiz hafta özgürlüğüne kavuşan Balyoz sanıklarından Tümamiral Bener, 23 Haziran Pazartesi günü ilk iş istifa dilekçisini verdi. Yaklaşık 3 yıl hapis yatan Bener, “Komutanlık Önüne” diye başlayan dilekçesinde şunları kaydetti:
“1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren tutuklu olarak yargılanıp hukuka ve adalete aykırı şekilde 16 yıl hapis cezasına mahkum edildiğim iftira olduğu açık olarak ortaya dökülen Balyoz kumpasından Anayasa Mahkemesi’nin 18 Haziran tarihinde verdiği ‘iptal kararları’ ile İstanbul Anadolu 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 Haziran tarihinde ‘infazın durdurulması’ ve ‘yeniden yargılama’ kararı verilerek Mamak Askeri Cezaevi’nden tahliye edildim.
Masumiyetim açıktı...
Haksızlığa maruz kaldığım süreç içerisinde masumiyetim açık olarak ortada olmasına rağmen canımdan öte bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kurumsal uygulamaları kapsamında meslek hayatım boyunca inandığım ahde vefa, silah arkadaşlığı, dayanışma ve disiplin değerlerine olan ‘güvenimi’ yitirdim.
Hukuksuz olarak yaşamaya mecbur edildiğim uygulamalar karşısındaki duruş ve kararlılıkta önümüzdeki dönemde olumlu yönde değişiklik olamayacağı inancıyla Deniz subaylığından ‘istifa’ ile ‘emekliliğimi’ makamlarına arz ederim.”
Roma’da ataşeydi
Balyoz Davası iddianamesinde yer alan ve Bener’e ait olduğu sürülen dijital dökümanın isim bloğuna göre, Bener yaptığı görevi bilmiyordu. Buna göre Roma’da ataşe olarak görev yapan Bener kendisine ‘ateşe’ diyordu. Dijital dökümanlardaki bu hata yalnızca bir kez değil iki kez yapılmıştı. Bener mahkemedeki savunmasında da özetle şunları söylemişti:
“İddia Makamı tarafından Roma’da bulunan 5 personeli müzahir olarak bildirdiğim iddia edilmektedir. Osmanlı dönemi dahil Roma’daki diplomatik misyonda 5 deniz subayı aynı anda görev yapmamıştır. Roma’da geleneksel olarak Deniz Kuvvetlerini temsilen sadece deniz ateşesi bulunur. Soruşturma safhasındaki ifadem de bu hususları çok ayrıntılı açıklamama, bir dosya dolusu belge vermeme rağmen iddia makamının aralarında 220 kilometre mesafe olan Roma’daki büyükelçilik misyonu ile Napoli’deki askeri organizasyon arasındaki farkı algılamaktan ve hassasiyetten uzak bir değerlendirmeyi iddianamesine ithal etmesini esef ile karşılıyorum. İfademde anlattıklarımı dinlemeye ve anlamaya çaba göstermemiştir. 2 sayfalık basit bir dijital evrakta 10’un üzerinde maddi hata mevcuttur. O dönem de 13 senelik bir kurmay subay olan şahsım tarafından bu ve buna benzer hataların yapılması mümkün değildir. Bu arada ateşeye ateşe diyecek kadar meslek cahili bir subay değilim. Hakaret telakki ederim.”
Bener, suçun oluştuğu iddia edilen tarihler boyunca yurt dışında olduğunu kanıtlamasına karşın 16 yıl hapis cezası ile cezalandırıldı.
Cumhuriyet'ten Barkın Şık'ın haberine göre; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda geçtiğimiz hafta özgürlüğüne kavuşan Balyoz sanıklarından Tümamiral Bener, 23 Haziran Pazartesi günü ilk iş istifa dilekçisini verdi. Yaklaşık 3 yıl hapis yatan Bener, “Komutanlık Önüne” diye başlayan dilekçesinde şunları kaydetti:
“1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren tutuklu olarak yargılanıp hukuka ve adalete aykırı şekilde 16 yıl hapis cezasına mahkum edildiğim iftira olduğu açık olarak ortaya dökülen Balyoz kumpasından Anayasa Mahkemesi’nin 18 Haziran tarihinde verdiği ‘iptal kararları’ ile İstanbul Anadolu 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 Haziran tarihinde ‘infazın durdurulması’ ve ‘yeniden yargılama’ kararı verilerek Mamak Askeri Cezaevi’nden tahliye edildim.
Masumiyetim açıktı...
Haksızlığa maruz kaldığım süreç içerisinde masumiyetim açık olarak ortada olmasına rağmen canımdan öte bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kurumsal uygulamaları kapsamında meslek hayatım boyunca inandığım ahde vefa, silah arkadaşlığı, dayanışma ve disiplin değerlerine olan ‘güvenimi’ yitirdim.
Hukuksuz olarak yaşamaya mecbur edildiğim uygulamalar karşısındaki duruş ve kararlılıkta önümüzdeki dönemde olumlu yönde değişiklik olamayacağı inancıyla Deniz subaylığından ‘istifa’ ile ‘emekliliğimi’ makamlarına arz ederim.”
Roma’da ataşeydi
Balyoz Davası iddianamesinde yer alan ve Bener’e ait olduğu sürülen dijital dökümanın isim bloğuna göre, Bener yaptığı görevi bilmiyordu. Buna göre Roma’da ataşe olarak görev yapan Bener kendisine ‘ateşe’ diyordu. Dijital dökümanlardaki bu hata yalnızca bir kez değil iki kez yapılmıştı. Bener mahkemedeki savunmasında da özetle şunları söylemişti:
“İddia Makamı tarafından Roma’da bulunan 5 personeli müzahir olarak bildirdiğim iddia edilmektedir. Osmanlı dönemi dahil Roma’daki diplomatik misyonda 5 deniz subayı aynı anda görev yapmamıştır. Roma’da geleneksel olarak Deniz Kuvvetlerini temsilen sadece deniz ateşesi bulunur. Soruşturma safhasındaki ifadem de bu hususları çok ayrıntılı açıklamama, bir dosya dolusu belge vermeme rağmen iddia makamının aralarında 220 kilometre mesafe olan Roma’daki büyükelçilik misyonu ile Napoli’deki askeri organizasyon arasındaki farkı algılamaktan ve hassasiyetten uzak bir değerlendirmeyi iddianamesine ithal etmesini esef ile karşılıyorum. İfademde anlattıklarımı dinlemeye ve anlamaya çaba göstermemiştir. 2 sayfalık basit bir dijital evrakta 10’un üzerinde maddi hata mevcuttur. O dönem de 13 senelik bir kurmay subay olan şahsım tarafından bu ve buna benzer hataların yapılması mümkün değildir. Bu arada ateşeye ateşe diyecek kadar meslek cahili bir subay değilim. Hakaret telakki ederim.”
Bener, suçun oluştuğu iddia edilen tarihler boyunca yurt dışında olduğunu kanıtlamasına karşın 16 yıl hapis cezası ile cezalandırıldı.