BALBAY, ÖZKAN, ŞENER VE ŞIK'A ÖZEL CEZALAR NE ZAMAN BİTECEK?
Hürriyet yazarı İsmet Berkan, dört gazetecinin neden hâlâ hapiste olduklarını sorguladı..
Balbay, Özkan, Şener ve Şık’a özel cezalandırma ne zaman bitecek
MUSTAFA Balbay da, Tuncay Özkan da eski çalışma arkadaşlarım.
Sanırım Tuncay Özkan’la en son, yıllar önce Bebek’te bir balıkçıda karşılaşmıştım, kızıyla yemek yemiş kalkıyordu, öpüştük, o sıralar ha bire mitingler düzenliyordu, sesi kısılmıştı. Bir süre sonra televizyona çıkıp bana hakaretler yağdırdı, ben ona dava açıp kazandım, bu arada o tutuklandı, hapse girdi.
Önceki gece Tuncay’ın kızını gördüm, CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’in programında. Büyümüş kocaman olmuş, hayatının en güzel ve neşeli geçmesi gereken yıllarını hapisteki babasını özleyerek, haftada bir onu cezaevinde ziyarete gidiyor diye okulundan atılarak geçirmiş. Gözlerim doldu.
* * *
Dün Cumhuriyet gazetesinde Mustafa Balbay’ın köşesine baktım. Tam 1092 gündür tutukluydu Balbay. Bunun son 368 günü tek başına bir hücrede geçmişti, bugün dahil geçmeye devam ediyordu.
Balbay için geçerli olan hücrede tecrit cezası Tuncay Özkan için de geçerliydi. O da bugün itibarıyla 369. gününü geçiriyor hücresinde.
Şöyle düşünün: 2003 sonu 2004 başında darbe planları yapanlar, fırsat bulsalar, gücü ellerine geçirseler, yeterince insanı ikna edebilseler darbenin kudretli komutanları olup hepimizi hapse atacak olanların en başında gelenleri, şu veya bu sebeple tutuksuz yargılanıyorlar. (Aynı darbe görüşmelerine katılan komutanların, ‘Yoksa darbe yaparız’ lafını Başbakan’ın yüzüne söyleyenlerin bir kısmı hiç yargılanmıyor.)
İyi de oluyor. Bence herkes prensip olarak tutuksuz yargılanmalı, ancak istisnai durumlarda insanlar tutuklanmalı.
Ama bizde tutuklama istisna değil kural, tutuksuz yargılama ise istisna.
Ve daha ağır eylemlerle suçlananlar bu istisnadan yararlanırken aynı davada esasen dış kapının mandalı olmakla suçlanan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın hâlâ tutuklu olmasını, tutukluluk yetmezmiş gibi bir de hücre hapsinde tecritte olmasını benim vicdanım kabul etmiyor.
* * *
Daha önce de birkaç kez yazdım, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’a yapılan özel bir cezalandırmadır. Üstelik ortada bir mahkumiyet kararı bile yokken uygulanan bir özel cezalandırma.
Aynı özel cezalandırmaya kurban giden iki arkadaşım daha var. Ahmet Şık ve Nedim Şener. Onlar da canlarından çok sevdikleri çocuklarından, eşlerinden, işlerinden güçlerinden koparılıp hapse konulalı bir yıl oldu. Bir koca yıl.
Yakından tanıdığım için isimlerini verdiğim dört kişi hakkında ne toplanacak yeni delil kaldı ne başka bir şey. ‘Kaçma şüphesi’ni gidermek için yasalarımızda bir dolu önlem var, mahkeme rahatça bunları kullanabilir.
Ama hayır. Her seferinde aynı karar veriliyor: Tutukluluklarının devamına...
Neden? Belli değil.
Adım gibi eminim, cezaevlerinde, benim yakından tanıdığım için adını andığım bu dört ismin dışında belki binlerce kişi var, haklarında hiçbir mahkumiyet kararı olmadığı halde özel olarak cezalandırılan ve hapiste tutulan.
Umarım hepsi bir an önce özgürlüklerine kavuşur.
İsmet BERKAN / HÜRRİYET