Bakanlık'tan Fethullah Gülen sansürü
Kültür Bakanlığı’nın, Fethullah Gülen ve Cemaati’ni anlatan “The Gulen” adlı belgesele bandrol vermediği ortaya çıktı.
Kültür Bakanlığı’nın, Fethullah Gülen ve Cemaati’ni anlatan “The Gulen” adlı belgesele bandrol vermediği ortaya çıktı.
Aydınlık gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, bugünkü köşesinde 49/51 film yapım şirketinin hazırladığı “The Gulen” belgeseline bandrol verilmemesine ilişkin ayrıntıları paylaştı.
Gezi Parkı direnişini anlatan “Başlangıç” belgeseliyle çıkış yapan Yönetmen Serkan Koç ve ekibinin hazırladığı “The Gulen” belgeselinde neler anlatıldığını Mustafa Mutlu şöyle yazdı:
“Fethullah Gülen’in 16 yaşında müezzinliğe başladığı ve derin devletle ilk temas ettiği yıllardan bugüne kadar yaşadıklarını bir araya getirdi. Kamuoyunun bilmediği birçok gerçeği gün ışığına çıkardı. Belgeselde, AKP ile Fethullah Gülen Hareketi’nin başımıza birlikte ördüğü çoraplar tek tek anlatıldı. Gülen’in, kendisini besleyen ve büyüten CIA’yle ilişkisi tanıklarla göz önüne serildi. CIA ve AKP iktidarı desteğiyle Türkiye’deki gladyoya yani devlet içindeki devlete hükmetmesi sergilendi.”
ÖLÜM TEHDİDİ ALDILAR
Belgeseli hazırlayan ekibin ölüm tehdidi aldığını belirten Mutlu, “Filmin fragmanını Facebook’ta paylaşmaya başladıkları andan itibaren ölüm tehdidi almaya başladı. İş, belgeseli vizyona sürmeye yani bandrol almaya gelince... Devreye yine “gladyo” girdi! Fethullah Gülen Hareketi’ni ve AKP iktidarını koruyan ve kollayan güçler, bu belgesele bandrol verilmesini engelledi” dedi.
‘GÜLEN BELGESELİNE AÇIK SANSÜR’
Mustafa Mutlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü’nün bir aydır bandrol vermediğini ise şöyle anlattı:
“Eser İşletme Belgesi alan tüm filmlere on gün içinde bandrol verilmek, eğer verilmiyorsa da bunun nedenini anlatan bir belge sunulmak zorunda... Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü, tam bir aydır ne bandrol talebine olumlu yanıt veriyor, ne de vermemesinin gerekçesini açıklıyor. Bu da Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan bir belgesele ‘açık sansür’ anlamını taşıyor.”
‘BAKAN ÖMER ÇELİK’E SORUYORUM’
Mustafa Mutlu, “sansürün” gerekçesini öğrenmek adına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e şu soruları yönetti:
“The Gulen”e neden bandrol vermiyorsunuz? Bu tavrınızla, kimi ya da kimleri kolluyorsunuz? Yaptığınız bu engellemenin dünyada yaratacağı tepkiyi tahmin edebiliyor musunuz?”
‘İLK GÖSTERİMİNİ DE PENSİLVANYA’DA YAPACAĞIZ’
Filmin yönetmeni Serkan Koç ile görüştüğünü ifade eden Mustafa Mutlu, Yönetmen Koç’un sözlerine köşesinde şöyle yer verdi:
“Sanırım Kültür Bakanlığı’ndan Pensilvanya’ya ‘paralel’ bir hat kurulmuş... Filmimizde anlattığımız hücrelerden biri de burada oluşturulmuş... Fethulla Gülen’le yapılan bir filme, onunla kavga halindeki iktidarın sansür koyması; ikisinin de gladyonun unsurları olduğunun kanıtıdır. Konu; suç ortaklığına gelince, aralarında yaşanan husumet rafa kalkmaktadır. Bugünden itibaren yasal haklarımızı aramaya başlayacağız. Kültür Bakanlığı yetkilileri hakkında dava açacağız. Filmimizi ne pahasına olursa olsun halkla buluşturacağız! İlk gösterimini de Pensilvanya’da yapacağız. Türkiye’deki yasal süreç bitinceye kadar, filmi dünyanın tüm başkentlerine göstereceğiz...”
Aydınlık gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, bugünkü köşesinde 49/51 film yapım şirketinin hazırladığı “The Gulen” belgeseline bandrol verilmemesine ilişkin ayrıntıları paylaştı.
Gezi Parkı direnişini anlatan “Başlangıç” belgeseliyle çıkış yapan Yönetmen Serkan Koç ve ekibinin hazırladığı “The Gulen” belgeselinde neler anlatıldığını Mustafa Mutlu şöyle yazdı:
“Fethullah Gülen’in 16 yaşında müezzinliğe başladığı ve derin devletle ilk temas ettiği yıllardan bugüne kadar yaşadıklarını bir araya getirdi. Kamuoyunun bilmediği birçok gerçeği gün ışığına çıkardı. Belgeselde, AKP ile Fethullah Gülen Hareketi’nin başımıza birlikte ördüğü çoraplar tek tek anlatıldı. Gülen’in, kendisini besleyen ve büyüten CIA’yle ilişkisi tanıklarla göz önüne serildi. CIA ve AKP iktidarı desteğiyle Türkiye’deki gladyoya yani devlet içindeki devlete hükmetmesi sergilendi.”
ÖLÜM TEHDİDİ ALDILAR
Belgeseli hazırlayan ekibin ölüm tehdidi aldığını belirten Mutlu, “Filmin fragmanını Facebook’ta paylaşmaya başladıkları andan itibaren ölüm tehdidi almaya başladı. İş, belgeseli vizyona sürmeye yani bandrol almaya gelince... Devreye yine “gladyo” girdi! Fethullah Gülen Hareketi’ni ve AKP iktidarını koruyan ve kollayan güçler, bu belgesele bandrol verilmesini engelledi” dedi.
‘GÜLEN BELGESELİNE AÇIK SANSÜR’
Mustafa Mutlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü’nün bir aydır bandrol vermediğini ise şöyle anlattı:
“Eser İşletme Belgesi alan tüm filmlere on gün içinde bandrol verilmek, eğer verilmiyorsa da bunun nedenini anlatan bir belge sunulmak zorunda... Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü, tam bir aydır ne bandrol talebine olumlu yanıt veriyor, ne de vermemesinin gerekçesini açıklıyor. Bu da Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan bir belgesele ‘açık sansür’ anlamını taşıyor.”
‘BAKAN ÖMER ÇELİK’E SORUYORUM’
Mustafa Mutlu, “sansürün” gerekçesini öğrenmek adına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e şu soruları yönetti:
“The Gulen”e neden bandrol vermiyorsunuz? Bu tavrınızla, kimi ya da kimleri kolluyorsunuz? Yaptığınız bu engellemenin dünyada yaratacağı tepkiyi tahmin edebiliyor musunuz?”
‘İLK GÖSTERİMİNİ DE PENSİLVANYA’DA YAPACAĞIZ’
Filmin yönetmeni Serkan Koç ile görüştüğünü ifade eden Mustafa Mutlu, Yönetmen Koç’un sözlerine köşesinde şöyle yer verdi:
“Sanırım Kültür Bakanlığı’ndan Pensilvanya’ya ‘paralel’ bir hat kurulmuş... Filmimizde anlattığımız hücrelerden biri de burada oluşturulmuş... Fethulla Gülen’le yapılan bir filme, onunla kavga halindeki iktidarın sansür koyması; ikisinin de gladyonun unsurları olduğunun kanıtıdır. Konu; suç ortaklığına gelince, aralarında yaşanan husumet rafa kalkmaktadır. Bugünden itibaren yasal haklarımızı aramaya başlayacağız. Kültür Bakanlığı yetkilileri hakkında dava açacağız. Filmimizi ne pahasına olursa olsun halkla buluşturacağız! İlk gösterimini de Pensilvanya’da yapacağız. Türkiye’deki yasal süreç bitinceye kadar, filmi dünyanın tüm başkentlerine göstereceğiz...”