Bakanın Basın Müşavirini "paralel yapı" mı sürgün etti?

Eski içişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in bakanlığı döneminde basın müşavirliğini üstlenen gazeteci Mürselin Tan'ın görevden alınmasıyla ilgili ilginç bir iddia ortaya atıldı.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in bakanlığı döneminde basın müşavirliğini gazeteci Mürselin Tan üstlenmişti ancak o dönem görevden alındı, Ağrı'ya sürüldü. Peki o dönem neler yaşanmıştı. Bugün Milad Gazetesi'nde konuyla ilgili bomba bir iddia vardı. O iddia paralel yapıyı işaret ediyordu.

İddiayı ortaya atan kişi Milat Gazetesi köşe yazarı İbrahim Sarp. "Bir sürgünün anlatılmamış hikayesi" diye bugün bir yazı kaleme alan Sarp, bu sürgünü paralel yapıya dayandırdı
İşte o köşe yazısı:

Adı Mürselin Tan. Usta bir gazeteci. Tek geçim kaynağı kalemi ve fotoğraf makinesi. İdris Naim Şahin'in İçişleri Bakanı olduğu dönemde "ikili kararname" ile Bakanlığın Basın Müşavirliğine getirildi. Bir yıl sonra bütün teamüller ayaklar altına alınarak önce bu görevinden alındı, Ağrı'ya sürüldü ardından da memuriyetten atıldı.

Olay bu. Ama bu kadar değil. Çünkü başarılı bir müşavirlik yürütürken Tan'ın neden bu muameleye maruz kaldığı bir türlü anlaşılamadı.

Akla ilk gelen sebep Bakan İdris Naim Şahin'in tarihi gaflarını basında yer almasını engelleyememiş olmasıydı.

Sonra bir bahane uydurulup görevden el çektirildi.

Düşününce bu sebep akla yatıyordu.

Ne de olsa Bakan Şahin bir vatandaşa mesleğini soruyor. "Canbaz" (canlı hayvan tüccarı) cevabını alınca da vatandaşa "Madem cambazsın. O halde bir takla at da göreyim" diyor.

Tabi bütün bu olanlar kameraların önünde cereyan ediyor.

Büyük talihsizlik. Sen canbazı, cambaz anla. Sonra rekorlar kitabına aday bir bakan gafı yap. Medya durur mu; durmaz elbette. Durmadı da. Bakanı yerden yere vurdu. Haberler, makaleler, karikatürler filan, yıkıldı ortalık.

Kabak bizim Mürselin'in başına patladı.

Görevden alındı, sürüldü.

İşine sadık, becerikli ve çalışkan, yemez-yedirmez Mürselin'in üftade olmasının sebebini bu ve buna benzer bakan gaflarına bağladıydık.

Esasen kendisi de öyle zannediyordu.

Ancak kazın ayağının öyle olmadığı 17 Aralık darbe girişiminden sonra ortaya çıktı. Paralelcilerin polis kanadı, bakanın 24 saat dibinde olacak adamın kendilerinden olmasını istiyordu. Bakanın attığı her adımdan, önce kendilerinin haberlerinin olması için, imzaladığı her evrakın, konuştuğu her sözün önce kendilerine iletilmesi için oraya, tam da Mürselin'in durduğu yere, yani bakanın yanıbaşına kendi adamlarını yerleştirmeleri gerekiyordu.

Ve kumpas kuruldu. Mürselin Tan, Bakanlığa 25 gün giriş yapmadığı gerekçesiyle görevden alındı. Oysa her sabah bakan beyi evinden alan, sonra da hizmet binasına protokol kapısından giren bir müşavirdi o.Yani turnikelerden giriş çıkış yapması beklenemezdi.

Yahu fabrika işçisi değildi ya...

Ancak paralelcilerin de hakkını yemeyelim. Biraz insaflı davranmışlar. Onlar bile kıyamamış anlaşılan. Yoksa mazallah işin sonu kodese kadar giderdi. Nedim'le Ahmet'in başına gelenler herkesçe malum. Sözümona tek başına terör örgütü Hanefi Avcı'nın akıbeti de...

Bereket versin Mürselin, görevden alınma ve memuriyetten ihraçla yırttı. Hakkından ne bir yolsuzluk davası, ne de yüz kızartıcı bir suçlama oldu.

"Paralel Yapı" soruşturmasını yürütenlere, İçişleri Bakanı sayın Efkan Ala'ya, sayın Başbakan Erdoğan'a tarihi bir sorumluluk düştüğünü düşünüyorum. Mürselin belki de sadece milyon birinci. Daha nice hakları kurulan kumpaslarla elinden alınmış mağdur vatandaşlarımız var. Hepsinin mağduriyetlerinin tazmini devletin boynunun borcu...

ATV Avrupa Şef Editörlüğü, Le Monde Diplomatique Türkiye Yayın Koordinatörlüğü, TRT Medya Müfettişi program Danışmanlığı, İstanbul Valiliği ‘İnsan Hakları Komisyonu’ sivil gözetmenliği, 24 TV Haber Editörlüğü, Sipa Press foto muhabirliği, M/5 Savunma Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, İHA Dış Haberler Editörlüğü, Yeni Şafak, Turksh Daily News, UBA, ANKA, İKA, Tercüman, Meydan, Expres, Ulus, Günaydın, Güneş Gazeteleri muhabirliği yapmış birinden bahsediyoruz. Geçmişi başarılarla dolu böyle bir adamın bütün kariyerinin devlet eliyle harcanmasına müsaade edilmeyeceğine inanıyorum.

Önemle duyurulur...