Bakan Ersoy'a 'Sezai Karakoç' tepkisi! "Zahmet olmuş, enjoy yani"
Bakan Ersoy, Sezai Karakoç için, "Önemli bir değerimizi kaybettik. Başta ailesi olmak üzere bütün yakınlarına, sevenlerine ve halkımıza başsağlığı, ailesine de sabırlar diliyorum." demişti.
Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, şair- yazar Sezai Karakoç'un cenazesine dair, "Kültür Bakanımız epeydir yok biliyorsunuz. O bakımdan gözümüz cenazede Turizm Bakanımızı hiç aramadı. Sezai Bey’in ardından 'sade suya tirit' bile sayılamayacak son derece kötü o açıklamayı yapmasa da olurdu. Zahmet olmuş. Enjoy yani." yorumunu yaptı.
Kılıçarslan, yazısında, Karakoç'un cenazesine dair birkaç birkaç not aktardı. Kılıçarslan, "Birincisi ve en çok önemsediğim şu. Her yaştan, her kuşaktan insan vardı caminin avlusunda. Sezai Karakoç’un “Diriliş Nesli” bir caminin avlusundan Türkiye’ye ve bütün dünyaya ses verdi böylece. Bahçedeki o güzel kalabalık, Sezai Bey’in mirasının yaşayacağına dair bir tapu senedi gibiydi aynı zamanda. İkincisi şu. Kadınlar vardı avluda. Çok sayıda. Gözleri yaşlı kadınlar. Ne çok sevmişler Sezai Bey’i." ifadesini kullandı.
Kılıçarslan şunları kaydetti:
"Üçüncüsü şu. Tazecik mezarı 5 dakika içerisinde çiçeklerle dolu bir gülistana çevirdi gençler. Öyle güzel, öyle eşsiz bir andı ki… Dördüncüsü şu. Kültür Bakanımız epeydir yok biliyorsunuz. O bakımdan gözümüz cenazede Turizm Bakanımızı hiç aramadı. Sezai Bey’in ardından “sade suya tirit” bile sayılamayacak son derece kötü o açıklamayı yapmasa da olurdu. Zahmet olmuş. Enjoy yani. Beşincisi şu. Şehzadebaşı Camii bahçesindeki herkesin dilinde ya Kur’ân ve salavat yahut Sezai Bey’in o dizeleri vardı:"
“Yerleşecek yer aramak
Camiinin avlusunda
Soğuk bir taşa oturmak
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Başı avuçlara almak
Kuşların kanatlarını toplamak
Gecenin çatıkatından
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Yoldan geçen birkaç çocuk
Kubbeyi tutan aydınlık
Mezarlarda yeni sesler
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Lale gibi çeşmeleri
Menekşeden sebilleri
Türbeleri bir şelale
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Külahıyla yunus Emre
Sarığıyla Akşemseddin
Kavuğuyla Mimarsinan
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Tek başına veli ağaç
Dallarıyla taşır göğü
Köklerine bağlı Toprak
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Kafdağından daha yüksek
Çin Seddinden daha uzun
İçimizde med ve cezir
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Gün doğmadan şehzadeler
Ellerinde meşaleler
Şehzadebaşını gezerler
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Cin Halkından kafileler
Katır sırtında geçerler
Kıra kıra kemanları
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda
Kızaran ufka selam
Süleymaniye’den Beyazıt’tan
Mutlaka olmak isterim
Gün doğmadan şehzadebaşında
Gün de doğar gün de doğar
Bir gün mutlaka gün doğar
Gün doğmadan neler doğar
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda"