Bakan Bozdağ da 'onlar gazeteci değil' dedi!
Kanal 7'de ekrana gelen İskele Sancak bu hafta, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı konuk etti. Bozdağ, ülke gündeminde yer alan konuları İskele Sancak'ta değerlendirdi.
Mehmet Acet moderatörlüğünde Kanal 7'de ekrana gelen İskele Sancak bu hafta, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı konuk etti. Bozdağ, ülke gündeminde yer alan konuları İskele Sancak'ta değerlendirdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ basına yönelik baskı iddialarına sert tepki gösterdi.
GAZETECİ OLARAK GÖSTERİLENLERİN ÖYLE SUÇLARI VAR Kİ
Türkiye'de tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı 18 kişidir. Avrupa Güvenlik Teşkilatı verileri ile bizim elimizdeki rakamlar tamamen farklı.
Gazeteci olarak nitelendirilen tutuklu ve hükümlüler içinde sadece 6 tanesi sarı basın kartı sahibi. Bazıları gazeteci olduğunu beyan ediyor. Ama içlerinde adam öldürmüş, molotof atmış, uyuşturucu işi yapmış, bazıları evrakta sahtecilik, bazıları evrakta sahtecilik yapmış. Bazıları gizli bilgileri Suriye'ye satarken suçüstü yakalanmış. Bazıları terör örgütlerine eleman devşirmek için çalışırken yakalanmış.
İsnat edilen suçlara bakıldığında bunların hiçbiri gazetecilik faaliyeti değil. Freedom House'un dediği 44 kişi var, ancak bunların 14 tanesi tahliye olmuş. Bazı isimler ise hiç ceza almamış.
TÜRKİYE'DE MEDYANIN YAZDIKLARI İLE KENDİ ÜLKELERİNİ KIYASLANACAK OLSA
Bugün Sözcü, Zaman, Bugün gazetelerindeki yazanlardan hangileri hapse girmiş, oysa gazetelerin manşetleri tamamen hükümete eleştiriye yönelik. Bugün ulusal yayın yapan medya kuruluşlarından hangisi bakanı eleştirdi diye tutuklandığını söyleyebilir.
Dünyanın hiçbir yerinde başbakana hükümete bakanlara yönelik hakaret yapan eleştiri yapan bir ülke yoktur. Türkiye'yi eleştirenler gelsin Türkiye'yi buradan izlesinler bir de kendi ülkelerinde hükümetle ilişkilerini değerlendirsinler.
İsviçre'de soykırım ifadesi suç. Oysa Türkiye'de her konu tartışılıyor. Buna rağmen hiç kimse İsviçre için medya baskı altında diyemiyor.
Bir medya mensubunun bir gazeteden başka gazeteye geçmesi veya patronun bir elemanı çıkartmış olması hemen hükümeti bahane olarak kullanıyor. Birçoğu da hükümeti bahane olarak gösterip pazarlarını artırıyorlar.
Hükümete hakaret etmeyi ibadet sayanlar var. Türkiye'de diktatörlük olsa bunu yapabilirlermiydi. 17 Aralık sürecinde Başbakanın ailesine, şahsına ailesine yapılmadığı kalmadı. Diktatörlük olsa bunu aklından bile geçirebilir miydi.
GAZETECİ OLARAK GÖSTERİLENLERİN ÖYLE SUÇLARI VAR Kİ
Türkiye'de tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı 18 kişidir. Avrupa Güvenlik Teşkilatı verileri ile bizim elimizdeki rakamlar tamamen farklı.
Gazeteci olarak nitelendirilen tutuklu ve hükümlüler içinde sadece 6 tanesi sarı basın kartı sahibi. Bazıları gazeteci olduğunu beyan ediyor. Ama içlerinde adam öldürmüş, molotof atmış, uyuşturucu işi yapmış, bazıları evrakta sahtecilik, bazıları evrakta sahtecilik yapmış. Bazıları gizli bilgileri Suriye'ye satarken suçüstü yakalanmış. Bazıları terör örgütlerine eleman devşirmek için çalışırken yakalanmış.
İsnat edilen suçlara bakıldığında bunların hiçbiri gazetecilik faaliyeti değil. Freedom House'un dediği 44 kişi var, ancak bunların 14 tanesi tahliye olmuş. Bazı isimler ise hiç ceza almamış.
TÜRKİYE'DE MEDYANIN YAZDIKLARI İLE KENDİ ÜLKELERİNİ KIYASLANACAK OLSA
Bugün Sözcü, Zaman, Bugün gazetelerindeki yazanlardan hangileri hapse girmiş, oysa gazetelerin manşetleri tamamen hükümete eleştiriye yönelik. Bugün ulusal yayın yapan medya kuruluşlarından hangisi bakanı eleştirdi diye tutuklandığını söyleyebilir.
Dünyanın hiçbir yerinde başbakana hükümete bakanlara yönelik hakaret yapan eleştiri yapan bir ülke yoktur. Türkiye'yi eleştirenler gelsin Türkiye'yi buradan izlesinler bir de kendi ülkelerinde hükümetle ilişkilerini değerlendirsinler.
İsviçre'de soykırım ifadesi suç. Oysa Türkiye'de her konu tartışılıyor. Buna rağmen hiç kimse İsviçre için medya baskı altında diyemiyor.
Bir medya mensubunun bir gazeteden başka gazeteye geçmesi veya patronun bir elemanı çıkartmış olması hemen hükümeti bahane olarak kullanıyor. Birçoğu da hükümeti bahane olarak gösterip pazarlarını artırıyorlar.
Hükümete hakaret etmeyi ibadet sayanlar var. Türkiye'de diktatörlük olsa bunu yapabilirlermiydi. 17 Aralık sürecinde Başbakanın ailesine, şahsına ailesine yapılmadığı kalmadı. Diktatörlük olsa bunu aklından bile geçirebilir miydi.