Efendim; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gerçekten ilginç bir lider. Kimi mesajlarını simgeler üzerinden vermeyi seviyor. Bu bazen bir eşya, bazen bir şiir ya da şarkı, şifreli gibi duran sözler, vb olabiliyor. Bu kez de öyle oldu. Bahçeli bu defa dosta – düşmana mesajını bir video üzerinden verdi. (Öte yandan gazeteci Hilal Köylü’ye gösterdiği tepki de manidardı.) Bahçeli bu huyu ile bizlere bulmaca çözdürse daha iyi olurdu!..
Öncelikle şunu belirteyim ki; Devlet Bahçeli’nin Öcalan mesajı sonrası ya istediği sonucu tam alamamış olduğundan ya da üzerine çok gelinmiş olmalı ki (Sadece kamuoyu önünde cereyan edenler değil, muhtelif kişi ve katlardan kulağına gelenlerde) hem aynı paraleldeki açıklamaları ile hem de gazeteci meslektaşımıza gösterdiği asabi tepki ile bunu dışa vurdu.
Kızgınlıkla Karışık Azim Mesajı!...
Gerçekten de Bahçeli’nin videosu siyasette bir bomba etkisi yaptı adeta. Videoda öncelikle bir kızgınlık, sitem ve ölçülü bir öfke seziliyordu. Onu bir tepki, direniş azmi, ilkeli duruş kararı izlemekteydi. Aynı zamanda ülkücülüğün mana ve önemi hatırlatılarak sadece MHP’ye değil tüm ülkücü camiaya mesaj verilmek isteniyor gibiydi.
Ancak öncesindeki grup konuşmasında “Manidar” ve tamamlayıcı yanlar vardı. Sözlerini hatırlayacak olursak “Oy kaybına rağmen” tavrını sürdüreceğini belirtti. Bahçeli’de MHP’deki kısmi erimenin farkında görünüyordu. Ancak gene devlet tavrı gereği “Buna rağmen” ısrarından vazgeçmeyeceğini belirti. Zaten daha önce üç kez belirtmişti.
Doğru yolda olduklarını vurguladı. Bu yönüyle partililere bir moral mesajı gibiydi de. “Merak etmeyin, haklı çıkacağız, bizi anlayacaklar ve bu kayıpları telafi edeceğiz” dedi. Bir anlamda kendi cemaatine iman ve güven tazeleme vaazı gibiydi. “Ülkücülük, ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen” derken sanki bunu kastediyordu. Diğer yandan biraz da uluslararası odaklara mesaj var gibiydi sanki..
Videodaki yalnızlık Vurgusu!..
Videonun belki de en dikkat çekici sözler "Bazen çok şey söylersiniz de kalabalıkta kaybolur. Yalnız kalırsınız bazen. En yakınınız bile anlamaz sizi.” sözleriydi herhalde. Burada “en yakınındaki” ile “anlamaz sizi” kim olabilirdi acaba? İktidar ortağını mı kastediyordu başka birilerini mi? Şimdi ihtimallere yoğunlaşalım…
Video aynı zamanda devlet ve iktidar içinde bu konudaki rahatsızlıkların giderek sertleştiğinin işareti gibiydi. “Sizden beklediğim desteği benden esirgemeyin. Biran önce tavrınızı netleştirin” der gibiydi. Ancak şimdilik bu sitem ileride neye dönüşür bilinmez. Daha sert bir kırgınlığa ya da ihtilafa kadar gider mi acaba?..
Bilemiyorum. Video olayı henüz çok taze. Belki süreçte başka yorumlar yapılabilir, aklımıza gelmeyen yanlar olabilir veya işaretler ortaya çıkabilir. Tümüyle de yanılabilirim. Gerçek ve gizli tablo bambaşka da olabilir. Lakin ilk anda kıt aklımla benim görebildiklerim ve varsaydıklarım bunlar. Ekleme ya da çıkarma yapılabilir. Kesinliği yoktur. Göreceğiz…
13.11. 2024
NOT: Bu arada ilave edeyim. Bahçeli’nin bilhassa Hilal Köylü’ye verdiği tepkiyi aslında Şamil Tayyar’a verdiği ona göre ise de asıl adresin Mümtazer Türköne olduğu şeklindeki yorumlara katılamıyorum. (Mehmet Metiner’de kısa bir mesajla bu topa girdi ama o da net değildi) Burada Bahçeli’nin çok daha üst amaçları olduğu bence aşikâr. Bu noktada kişiler çok daha bireysel, önemsiz ve zayıf kalıyorlar. Kaldı ki Türköne’yi Bahçeli bizzat korumuştu. Ona kızmışsa bile çağırıp kulağını çekerdi herhalde. Bu hesaplaşmayı medya üzerinden ve tüm toplum önünde yapmazdı sanırım.