Bahçeli'den Saraçhane'de dikkat çeken Erdoğan çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin 6. yıl dönümünde, "Tam 6 yıl evvel az kalsın Türkiye işgal edilecekti. Az kalsın emek emek bu günlere gelen şehidin göz nuru olan Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinden silinip gidecekti" ifadelerini kullandı. Bahçeli ayrıca konuşmasının sonunda sayın "Erdoğan'ı tanıtınız, anlayınız, anlatınız" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul’daki 15 Temmuz anmasında, “Türkiye ve Türk milleti karşısında saf saf toplanıp sıralanan odaklarla can pahasına da olsa mücadeleden kaçınmayız, kararsızlık geçirmeyiz. Bu kapsamda, Türkiye’mizin bugünkü hassas ortamında siyasi çetele tutmayız, çıkarlarımızı düşünmeyiz, aksini yapanları da hoş görmeyiz. Bunu yapanlara da zillet deriz, elimizin tersiyle iteriz. Ganimet avcılığı yapmak için devreye girenlere, karmaşadan mal kaçırma hevesinde olanlara, sürekli gizli gündemlerine yatırım yapanlara sabır ve demokratik tavrımızla direnir, bunların da oyununu çatır çatır bozarız. Bilinmelidir ki Türkiye, kimsesiz ve metruk bir ülke değildir” dedi.

Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıl dönümü dolayısıyla bugün İstanbul’daki Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen anma töreninde konuştu.

Bahçeli, şunları söyledi:

15 Temmuz FETÖ darbe ve işgal teşebbüsü esnasında vatanını ve milletini kahramanca müdafaa eden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Türk milleti, gazi bir millettir. Türk devleti, gazi bir devlettir. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim’ diyen soylu bir iradeyi yenecek, yıkacak, geçecek, teslim alacak muhasım bir güce henüz dünya üzerinde tesadüf edilmemiş, bundan sonra da edilemeyecektir. Aziz milletimiz, işte böyle bir iradenin övüncüdür. 2016 yılının 15 Temmuz’unu 16 Temmuz’a bağlayan gecede yaşananlar, bu övüncün beratı ve belgesidir. Nice ateş çemberleri yarılarak bugünlere ulaşılmıştır. Nice badirelere direnç gösterilerek bu cennet vatana leke düşürülmemiştir. Tam altı yıl evvel, az kalsın Türkiye işgal edilecekti. Az kalsın, emek emek bugünlere gelen, şehidin, şühedanın göz nuru olan Türkiye Cumhuriyeti, tarih sahnesinden silinip gidecekti. Nitekim tehlike bu kadar ileri noktadaydı. Hamdolsun, milletimizin iftihar edilecek feraset ve fedakârlığı sayesinde teröristler hak ettikleri tepkiyi şiddet ve cesaretle görmüşlerdir. Milli birlik ve dayanışma ruhu FETÖ’yü durdurmuş, hesaplarını boşa çıkarmıştır.

“ESKİ DEFTERLERİN SAYFALARINI KALDIRMAK BİZE GÖRE ANLAMSIZDIR”

Uzun zamandır özlemini çektiğimiz kardeşlik ve yardımlaşma duygusu ayağa kalkarak, zalimlerin kullandığı tankın, uçak ve helikopterlerin önünü perdelemiş ve son aşamada da imha etmiştir. FETÖ, Türkiye’ye pusu kurmuş, tuzağa çekmiştir. Demek ki bu soysuz ve kansızlar, vatanı koruyoruz bahanesi altında, kast ve ihanet etmenin altyapısını oluşturmuşlar, müdahale için uygun zamanı kollamışlardır. FETÖ hem ordumuza kadar sızmış hem de devletin tüm kılcal damarlarına nüfuz etmiştir. Birliğimizi ve beraberliğimizi daha da güçlendirmemizin tarihi zorunluluk olduğu şu günlerde yeni tartışmalara kapı aralamak, eski defterlerin sayfalarını kaldırmak bize göre anlamsızdır, faydasızdır.

“SİYASİ KAMPLAŞMA VE ÇEKİŞMELER, EN ÇOK UZAK DURMAMIZ GEREKEN MAYINLI ALANDIR”

15 Temmuz’dan bir yanda ibret almak, diğer yanda da ders çıkarmak lazımdır. Siyasi düşüncesi, parti aidiyeti, fikri kaynağı ne olursa olsun herkesin ortak hassasiyeti, ortak gayesi Türkiye’nin varlığı ve bağımsızlığı üzerinde tam bir mutabakat sağlamak olmalıdır. Hepimizin vazgeçilmeyecek hedefi, Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü kopmaz esaslara bağlamaktır. Devletin ve milletin bekası, her türlü siyasi angajman ve arayışın önündedir. Samimiyetle ve inançla üstelik altını kalın bir şekilde çizerek vurgulamak isterim ki bu kadar etrafımız kuşatılmışken siyasi kamplaşma ve çekişmeler, en çok uzak durmamız gereken mayınlı alandır. Yürekler toplu vurmazsa hain ve husumet cephesi bir kez daha şansını deneyecektir. Türk milleti, 15 Temmuz akşamından itibaren hiçbir ayrım gözetmeksizin nasıl kucaklaşıp meydanlarda demokrasinin namusunu müdafaa ettiyse ülkenin istiklal ve istikbalini de aynı şekilde müdafaa edecektir. İnancım budur, beklentim bu şekildedir.

“BİLİNMELİDİR Kİ TÜRKİYE, KİMSESİZ VE METRUK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

Siyasi ve ideolojik aidiyeti ne olursa olsun her vatandaşımız, Türk milleti kimliğinde buluşmalıdır, milli ve üniter devletimizi yaşatma hususunda kararlı duruşunu korumalıdır. Türkiye’den yana olanlarla Türkiye’nin karşısında duranların mücadelesi bitmeyecektir. Kaldı ki 15 Temmuz gecesi başkentine ateş yağan bir ülkenin, bir milletin başka bir seçeneği yoktur. Bunu görüyor, buna inanıyoruz. Bu nedenle Türkiye ve Türk milleti karşısında saf saf toplanıp sıralanan odaklarla can pahasına da olsa mücadeleden kaçınmayız, kararsızlık geçirmeyiz. Bu kapsamda, Türkiye’mizin bugünkü hassas ortamında siyasi çetele tutmayız, çıkarlarımızı düşünmeyiz, aksini yapanları da hoş görmeyiz. Bunu yapanlara da zillet deriz, elimizin tersiyle iteriz. Ganimet avcılığı yapmak için devreye girenlere, karmaşadan mal kaçırma hevesinde olanlara, sürekli gizli gündemlerine yatırım yapanlara sabır ve demokratik tavrımızla direnir, bunların da oyununu çatır çatır bozarız. Bilinmelidir ki Türkiye, kimsesiz ve metruk bir ülke değildir. Ve Türkiye, asla zillete düşmeyecektir. Türkiye’nin ihtiyacı, farklıları kaşıyan değil birleştiren, ayrılıkları kışkırtan değil kucaklayan, kimlikleri tahrik eden değil millet kimliğinde buluşturan, dirliği ve düzeni bozmak isteyene ise hak ettiği ağır dersi veren bir iradedir. Bu irade, tecessüm ve tezahür etmiştir. Bunun yanında, 2023 yılında çok daha müessir ölçüde yarınları inşa ve ihya edecektir.

“FETÖ’CÜ TERÖR ÇETESİ, KİMİN İŞİNE YARIYORSA, KİMİN HEDEFLERİNE UYUYORSA ONUN TARAFINDAN SİLAH GİBİ KULLANILMIŞTIR”

Tarihimizde hiç görülmemiş, hiç de yaşanmamış ne varsa 15 Temmuz gecesinden 16 Temmuz sabah saatlerine kadar vuku bulmuştur. Müstevli emeller yıllarca din kisvesi altında üremiş, himmet ve hidayet adıyla kuytu köşelerde gizlenmiş, güçlenip ortaya çıkmak için uygun zaman ve zemin kollamıştır. FETÖ’cü teröristler, üçüncü bin yılda Asya’nın Hıristiyanlaştırılmasına hizmetle görevlendirilmiş, sözde Kürdistan’ın doğumunu hızlandırmak için tembihlenmiş, insanlığın ve inancın yüz karalarıdır. Türkiye’yle hesabı olan, Türk milletinin tarihsel kimliğinden rahatsız olan çevreler, teröristbaşı Gülen’i koz olarak ellerinde tutmuşlar, bir canlıdan, sözde bir dini grup ve cemaatten şiddetli bomba imal etmişlerdir. FETÖ’cü terör çetesi, kimin işine yarıyorsa, kimin hedeflerine uyuyorsa onun tarafından silah gibi kullanılmıştır. Türk tarihinin farklı dönemlerinde nice darbe ve ihtilal denemeleri vardır ve yaşanmıştır. Ancak hiçbiri, 15 Temmuz musibeti kadar bu milleti sarsmamış, bu kadar derin çatlak ve yarılmalara neden olmamıştır.

“ARTIK KISIR GERİLİMLERLE OYALANACAK VAKİT YOKTUR”

15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür ve bunun tarafları 1919’lu yıllardaki emperyalist komplonun uyuyan hücrelerinden başkası değildir. 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayan hainlerle 1920’lerde Söğüt’te kutlu ceddimiz Osman Gazi’nin türbesini tekmeleyen, Ertuğrul Gazi’nin türbesini talan edip haç asan barbarlar arasında en ufak bir fark yoktur. Üzerinde yaşadığımız topraklar, tarih boyunca Türk’ün kanıyla mühürlenmiş ve sulanmıştır. Mensup olduğumuz millet, asırlardan beri çok şükür bağımsızlığına ve onuruna tavizsiz düşkün olmuştur. Bununla hem övüneceğiz hem çok çalışacağız. Rehavete kapılmayacağız, tehditlere ise kulak asmayacağız. Hem kardeşçe yaşayacağız hem de birbirimize saygı duyup hoşgörü ve uzlaşmayı canlı tutacağız. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bunu bileceğiz ve asla bu gerçeği unutmayacağız. 15 Temmuz’da millet kenetlendi, birleşti, oyunu gördü ve oyuncuların maskesini düşürdü. Bu birlik ruhunun devamı mutlaka korunmalıdır. Artık kısır gerilimlerle oyalanacak vakit yoktur.

“DAYANIŞMA RUHUNU AYAKTA TUTAMAZSAK SON VATANIMIZDA SALAMIZI VERECEK İMAMI BULAMAYIZ”

Vatan, bayrak ve mukaddesat ortak paydasında Türkiye’nin şeref ve haysiyetini cihana savunmak hepimizin milli görevi, ecdada da manevi borcudur. Eğer birlik olmazsak, eğer Türk milleti şemsiyesi altında toplanmazsak, eğer siyasi ve ideolojik önyargıları geri plana itmez, dayanışma ruhunu ayakta tutamazsak son vatanımızda salamızı verecek imamı arasak bile bulamayız. Cumhur İttifakı da bu özlemden doğmuştur. ‘Bayrak inmez, ezan susmaz, vatan bölünmez’ diyerek Türkiye’ye sonuna kadar sahip çıkacağız. İster FETÖ ister kanlı iş birlikçisi PKK/PYD isterse de aynı karanlık yolun diğer taşeronları olsun, Türkiye’yi geçemeyecekler, Türk milletini yenemeyeceklerdir. Türkiye, zalimlere yem olamayacak kadar kudretlidir. Bir olalım, Türkiye’nin milli dava ve istiklaline bağlı kalalım. Türk milleti, dünya döndüğü müddetçe bu vatanda bağımsız şekilde varlığını muhafaza edecektir. Cumhur İttifakı da bu uğurda hissesine şehadet düşse bile buna seve seve ‘baş göz üstüne’ diyecek, gereğini yapacak atılganlığı ve fedakârlığı şartsız gösterecektir.

“DEMOKRASİ DIŞI ARAYIŞLARIN KAYNAĞINI ASILSIZ KAYGILAR OLUŞTURMUŞTUR”

Demokrasi dışı arayışların kaynağını, ülkenin kötüye gittiğine, sistemin rayından çıktığına dair temelsiz ve asılsız kaygılar oluşturmuştur. Yıllardır birbirini besleyen ve birbirine güç aktaran bir döngü ile ‘önce ekonomik kriz, sonra toplumsal bunalım ve ardından yönetim istikrarsızlığı’, talihsiz bir çark olarak milletimizin ve demokrasimizin üstünde dönüp durmuştur. Siyasetçiden umudu kesenlerin, inandıkları değerler üzerinde tehlikeler vehmedenlerin veya bir türlü milletle kucaklaşamayıp yönetimden uzak kalanların en büyük arzusu demokrasiyi bypass ederek iktidara kısa yoldan ve sandık dışından gelebilmek olmuştur. Buna uluslararası kumpası ve emperyalizmin değişik kanal ve aktörlerle taarruzunu eklemek, sanıyorum isabetli olacaktır. Bu sebeple demokrasinin işlediği dönemlerde bile olağanüstü beklentiler eksik olmamıştır.

“SÜPER GÜÇ TÜRKİYE’YE CUMHURUN İRADESİYLE VASIL OLALIM”

Duygu ve niyetlerini sürekli sıcak tutan ara rejim heveslileri ile yönetime müdahale çığırtkanları, siyaset dışı araçları ve arayışlarını sürdürerek ülkemizin talihsiz bir gerçeği olarak bugünlere kadar gelebilmişlerdir. Zorlu imtihanlardan geçen demokrasimiz üzerinde dolaşan kara bulutları kovmak, antidemokratik eğilimlerin önünü kesmek, elbette ki çözümü siyaset içinde gören ve görmesi gerekenlerin en önde gelen sorumluluğudur. Biz, bu sorumluluğun idrakindeyiz. Daha fazla kaynaşalım, saflarımızı daha da sıkı tutalım, Türkiye karşıtlarının bizi içine çekmeyi planladıkları cendereye, mahkum etmek istedikleri darboğaza hep birlikte direnelim, öyle direnelim ki kahırdan lütuf doğduğunu gösterelim ve süper güç Türkiye’ye cumhurun iradesiyle vasıl olalım. Aminlerimiz yükselsin gönüllerimizde, dualarımız birleşsin gökyüzümüzde, dileklerimiz tutuşsun ufuklarımızda ve inşallah rüyalarımız da gerçek olsun, Türkiye ve Türk milleti dilerim ki sonsuzlukla buluşsun. Anayasal düzeni zor kullanarak ve silah yoluyla değiştirmeye kalkışanların senaryolarını tamamen yırtıp atmak için bir olalım, beraber olalım, doğudan batıya, güneyden kuzeye büyük bir millet olduğumuzu dosta da düşmana da ispat edelim. Türkiye bizimdir, herkes Türkiye’dir.

“GÜN, KARDEŞLİĞİMİZİ TESCİL VE TEYİT ETME GÜNÜDÜR”

Türk milleti, ayrılık kabul etmeyen, varlığının bedelini kanla, fedakarlıkla ödemiş büyük bir kudrettir. Doğrulalım, ayağa kalkalım, hainleri güldürmeyelim, darbecilere el ovuşturmayalım, bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayrak altında hep beraber toplanalım. Korku aşılayanlara, korkuluk dikip siyasi istismar çetelesi tutanlara fırsat vermeyelim, Türkiye’yi yaşatalım, payidarlığına cansiperane şekilde hizmet edelim. Gün, dayanışma günüdür. Gün, kardeşliğimizi tescil ve teyit etme günüdür. Gün, büyük düşünme, istiklalimize sahip çıkma, küçük hesap yapanları, dağılmamızı gözleyenleri mağlup etme günüdür.