AZİZ YILDIRIM'DAN SONRA CÜBBELİ DE HÜRRİYET'İ YALANLADI! (MEDYARADAR- ÖZEL)
Aziz Yıldırım'ın Ertuğrul Özkök'ü yalanlamasının ardından Hürriyet'e bir darbe de Cübbeli Ahmet Hoca'dan!
Metris Cezaevinde tutuklu bulunan Ahmet Mahmut Ünlü, Hürriyet Gazetesi’nde ve bazı internet sitelerinde dün yayınlanan haberler ile ilgili olarak özel bir yazı kaleme aldı.
Avukatı Fatih Oğuz’un aracılığı Basın Danışmanı Özay Oral’a kamuoyu ile paylaşılması için kendi el yazısıyla yazdığı bir mektup gönderen Ahmet Mahmut Ünlü, merak edilen konulara açıklık getirdi.
Cübbeli Ahmet Hoca mektubunda şunları dile getirdi:
"Kamuoyuna Hürmetle Arz Ederim
Bazı basın yayın organlarında benim Sayın Aziz Yıldırım’ı ziyarete gelen birine “Aziz Başkan beni yarım saatte Fenerbahçeli yaptı. En büyük Fenerbahçe” dediğime dâir haberler çıktı. Fakat bu haber tamamen asılsızdır.
Ben Aziz Başkan’ı sevdim ve saydım, o da beni sevdi ve benimle ilgilendi, bu alakasından dolayı kendisine müteşekkirim. Kendisine gelen bazı ziyaretçilerle selamlaştığım oldu, ben “Başkanımız’la aran nasıl?” diye soranlara “Başkan bizim babamız, onun tebaasına geçtim” şeklinde beyanlarda bulundum ki bunun manası ona karşı saygımı arz etmekti, zaten Hürriyet Gazetesi’nin haberinde üstte “Fenerbahçe tebaasına” diye başlık atılmışsa da altta benimle konuşan kişinin beyanında “Onun tebaasına” sözü geçmektedir.
Benim gibi her takımdan ve her kesimden seveni ve dinleyeni olan birinin takım taassubu yaparak, birçok insanın sohbetlerimden istifadesine mâni olacak bir yol izlemem düşünülemez, bu yüzden görevim gereği takımlar üstü kalmam gerekmektedir.
Ayrıca ben birçok sohbetimde “‘En büyük şu, en büyük bu’ gibi lafları söylemek caiz değildir, çünkü biz beş vakit ‘Allâh-u Ekber’ yani ‘En büyük Allâh’ diyoruz, başka söz bize yakışmaz” diye beyanlarım olan birisi olarak herhangi bir takım hakkında “En büyük” ifadesini kullanmam nasıl düşünülebilir?!
Ancak Aziz Başkan’la komşuluk hukukum gelişmiş, kendisi birçok kere benden takımının kazanması için dua talep etmiş, ben de hem üzüntülü olması hasebiyle sevinmesi, hem de komşuluk hakkını gözetme kastıyla dua ettim, böylece iki takım arasındaki 9 puanlık fark kapandı ama latife olarak ben kendisine “Siz benden 3 aydır dua istediniz, böylece şaşılacak bir başarıyla 9 puan açığı kapattınız ama diğer takım buçukla kazandı, 104 kitapta buçuğun duası olmadığından ben ne yapayım?! Siz de dua istemeye daha önce başlasaydınız” diye kendisine takıldım, zaten sonra diğer kupayı da kazandılar.
Ben birine dua sözü verirsem yerine getiririm, Başkan da hem mahkum, hem de komşum olması hasebiyle bu duayı en çok hak eden kişi oldu. Kalan hayatında da kendisine ve sevenlerine başarılar dilerim."
Ahmet Mahmut ÜNLÜ
MEDYARADAR- ÖZEL
Avukatı Fatih Oğuz’un aracılığı Basın Danışmanı Özay Oral’a kamuoyu ile paylaşılması için kendi el yazısıyla yazdığı bir mektup gönderen Ahmet Mahmut Ünlü, merak edilen konulara açıklık getirdi.
Cübbeli Ahmet Hoca mektubunda şunları dile getirdi:
"Kamuoyuna Hürmetle Arz Ederim
Bazı basın yayın organlarında benim Sayın Aziz Yıldırım’ı ziyarete gelen birine “Aziz Başkan beni yarım saatte Fenerbahçeli yaptı. En büyük Fenerbahçe” dediğime dâir haberler çıktı. Fakat bu haber tamamen asılsızdır.
Ben Aziz Başkan’ı sevdim ve saydım, o da beni sevdi ve benimle ilgilendi, bu alakasından dolayı kendisine müteşekkirim. Kendisine gelen bazı ziyaretçilerle selamlaştığım oldu, ben “Başkanımız’la aran nasıl?” diye soranlara “Başkan bizim babamız, onun tebaasına geçtim” şeklinde beyanlarda bulundum ki bunun manası ona karşı saygımı arz etmekti, zaten Hürriyet Gazetesi’nin haberinde üstte “Fenerbahçe tebaasına” diye başlık atılmışsa da altta benimle konuşan kişinin beyanında “Onun tebaasına” sözü geçmektedir.
Benim gibi her takımdan ve her kesimden seveni ve dinleyeni olan birinin takım taassubu yaparak, birçok insanın sohbetlerimden istifadesine mâni olacak bir yol izlemem düşünülemez, bu yüzden görevim gereği takımlar üstü kalmam gerekmektedir.
Ayrıca ben birçok sohbetimde “‘En büyük şu, en büyük bu’ gibi lafları söylemek caiz değildir, çünkü biz beş vakit ‘Allâh-u Ekber’ yani ‘En büyük Allâh’ diyoruz, başka söz bize yakışmaz” diye beyanlarım olan birisi olarak herhangi bir takım hakkında “En büyük” ifadesini kullanmam nasıl düşünülebilir?!
Ancak Aziz Başkan’la komşuluk hukukum gelişmiş, kendisi birçok kere benden takımının kazanması için dua talep etmiş, ben de hem üzüntülü olması hasebiyle sevinmesi, hem de komşuluk hakkını gözetme kastıyla dua ettim, böylece iki takım arasındaki 9 puanlık fark kapandı ama latife olarak ben kendisine “Siz benden 3 aydır dua istediniz, böylece şaşılacak bir başarıyla 9 puan açığı kapattınız ama diğer takım buçukla kazandı, 104 kitapta buçuğun duası olmadığından ben ne yapayım?! Siz de dua istemeye daha önce başlasaydınız” diye kendisine takıldım, zaten sonra diğer kupayı da kazandılar.
Ben birine dua sözü verirsem yerine getiririm, Başkan da hem mahkum, hem de komşum olması hasebiyle bu duayı en çok hak eden kişi oldu. Kalan hayatında da kendisine ve sevenlerine başarılar dilerim."
Ahmet Mahmut ÜNLÜ
MEDYARADAR- ÖZEL