AZİZ YILDIRIM KONUŞURSA EN BAŞTA KİM YANAR?
Eyüp Can, Aziz Yıldırım'ın avukatı Faik Işık'ın yaptığı olay açıklamalara dair akıllarda takılan önemli sorulara yanıt aradı.
İşte Radikal yazarı Eyüp Can’ın bugünkü köşe yazısı...
En başta kim yanar?
Avukatı Neşe Düzel’e ’Aziz Bey Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatmak istiyor’ demese bu bilgiyi yazmayacaktım.
İbrahim Akın ‘şike soruşturması’ kapsamında yaptığı çarpıcı itirafları tutuklu yargılandığı için geri çekti.
Savcı Mehmet Berk “Eğer şikeyi itiraf edersen etkin pişmanlıktan yararlanabilirsin” demiş.
O da tutuklanmayacağını düşünerek ‘kol saatinden yarış atına, şike fetvası aldığı Erzurumlu hocadan Fenerbahçe ve Beşiktaş yöneticileriyle teknik takibe takılan diyaloglarına’ her şeyi itiraf etmiş...
Şimdi diyor ki...
“Savcının itiraf etmem halinde tutuklanmayacağım yönündeki beyanları ve uygulamış olduğu psikolojik baskı nedeniyle kabul ettim...”
Olabilir, bazıları ‘konuştuğu’ için pişman, bazıları ‘konuşmadığı...’
Geçen hafta Aziz Yıldırım’ın, çok yakınında birine “Anlaşılan fatura bana kesildi, konuşursam herkes yanar, en başta da...” dediğini Radikal’e manşet yapmıştık.
Ben de aynı gün ‘Konuş başkan konuş’ diye bir çağrı yapmıştım.
İki gündür Yıldırım’ın avukatı Faik Işık Taraf’ın başarılı röportajcısı Neşe Düzel’e birbirinden çarpıcı açıklamalar yapıyor.
Anlaşılan Aziz Bey konuşmaya karar vermiş...
Avukatına “Türkiye’de futbolun on üç yılını anlatayım” demiş.
Siyasetçiden yargıya, askerden iş dünyasına, gazeteciden futbolcuya, kulüplerin etrafında dönen mafyatik ilişkilere ne kadar çarpıklık varsa...
‘Bildiğim her şeyi anlatayım...’ demiş.
“Aziz Yıldırım, ‘Ben bu soruşturmayı kapatmak niyetinde değilim. Bu soruşturmayı derinleştirelim’ diyor. 2011’den geriye doğru bir on sene gidelim. Şike suçlarının zamanaşımı yirmi sene. Şike suçlarını geriye doğru yirmi sene derinleştirelim...”
Madem avukatı Aziz Yıldırım adına bu açıklamaları yaptı ve madem Aziz Yıldırım futbolda yaşanan tüm çarpıklıkları anlatma noktasına geldi...
O zaman Aziz Yıldırım’ın gerçekten de en baştan başlaması gerekiyor...
Peki Aziz Yıldırım’a göre konuşursa ‘en başta’ kim yanar?
Söyleşiyi dikkatle okudum...
Faik Işık medya ve yargıya dair yer yer haklı eleştirilerde bulunuyor.
Fakat en çok yargı dünyası ile futbol dünyası arasındaki çarpıklıklara dikkat çekmiş.
Yargı mensuplarına gönderilen beleş biletlerden kongre üyeliğine birçok eleştirisi var.
Belli ki ‘Aziz Başkan konuşursa bu soruşturmayı yürüten savcı dahil tüm yargı nasibini alır’ demeye getiriyor.
Alsın, bence hiçbir mahsuru yok. Medyaysa medya, yargıysa yargı...
Ortada bir suç varsa ve bu suç medyadan yargıya kime uzanıyorsa oraya gitsin. Ama elbette adil yargılama ve masumiyet karinesi çiğnenmeden.
‘Aziz Yıldırım konuşsun ama...’ birçok soruşturma gibi bu soruşturmada da başından beri yanlış giden çok önemli iki şey var.
Bir, suçlamanın niteliği inandırıcılıktan uzak. Çünkü Aziz Yıldırım sadece şike yapmakla suçlanmıyor, ‘şike maksadıyla silahlı örgüt kurmak ve bu örgütün lideri’ olmakla suçlanıyor.
Tipik bir Soğuk Savaş dönemi yargı mantığı...
Her türlü teşekkül hemen örgütlü suç kapsamına sokuluyor.
İkincisi, illa da tutuklu yargılama inadı. Sadece Aziz Yıldırım değil soruşturma kapsamındaki birçok kişi tutuksuz yargılansa ne olur?
Şimdi gelelim soruşturmanın derinleşmesi için ‘Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatacağını’ avukatı aracılığıyla açıklayan Aziz Yıldırım’ın geçen hafta kim için ‘en başta yanar’ dediğine...
Milli Takım.
Yanlış duymadınız...
Aziz Yıldırım geçen hafta ‘konuşursam herkes yanar en başta da...’ derken Federasyon ve Milli Takım’ı işaret etmiş.
Avukatı, Neşe Düzel’e “Aziz Bey Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatmak istiyor” demese bu bilgiyi yazmayacaktım.
Ama madem Faik Işık, “Aziz Bey tüm bildiklerini anlatacak” diyor, ben de Faik Işık’a soruyorum... Faik Bey, yargıya dair çarpıcı açıklamalarınızı dikkatle okudum.
Aziz Yıldırım “Konuşursam herkes yanar... En başta da Federasyon ve Milli Takım” derken ne kastetti.
En başta kim yanar?
Avukatı Neşe Düzel’e ’Aziz Bey Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatmak istiyor’ demese bu bilgiyi yazmayacaktım.
İbrahim Akın ‘şike soruşturması’ kapsamında yaptığı çarpıcı itirafları tutuklu yargılandığı için geri çekti.
Savcı Mehmet Berk “Eğer şikeyi itiraf edersen etkin pişmanlıktan yararlanabilirsin” demiş.
O da tutuklanmayacağını düşünerek ‘kol saatinden yarış atına, şike fetvası aldığı Erzurumlu hocadan Fenerbahçe ve Beşiktaş yöneticileriyle teknik takibe takılan diyaloglarına’ her şeyi itiraf etmiş...
Şimdi diyor ki...
“Savcının itiraf etmem halinde tutuklanmayacağım yönündeki beyanları ve uygulamış olduğu psikolojik baskı nedeniyle kabul ettim...”
Olabilir, bazıları ‘konuştuğu’ için pişman, bazıları ‘konuşmadığı...’
Geçen hafta Aziz Yıldırım’ın, çok yakınında birine “Anlaşılan fatura bana kesildi, konuşursam herkes yanar, en başta da...” dediğini Radikal’e manşet yapmıştık.
Ben de aynı gün ‘Konuş başkan konuş’ diye bir çağrı yapmıştım.
İki gündür Yıldırım’ın avukatı Faik Işık Taraf’ın başarılı röportajcısı Neşe Düzel’e birbirinden çarpıcı açıklamalar yapıyor.
Anlaşılan Aziz Bey konuşmaya karar vermiş...
Avukatına “Türkiye’de futbolun on üç yılını anlatayım” demiş.
Siyasetçiden yargıya, askerden iş dünyasına, gazeteciden futbolcuya, kulüplerin etrafında dönen mafyatik ilişkilere ne kadar çarpıklık varsa...
‘Bildiğim her şeyi anlatayım...’ demiş.
“Aziz Yıldırım, ‘Ben bu soruşturmayı kapatmak niyetinde değilim. Bu soruşturmayı derinleştirelim’ diyor. 2011’den geriye doğru bir on sene gidelim. Şike suçlarının zamanaşımı yirmi sene. Şike suçlarını geriye doğru yirmi sene derinleştirelim...”
Madem avukatı Aziz Yıldırım adına bu açıklamaları yaptı ve madem Aziz Yıldırım futbolda yaşanan tüm çarpıklıkları anlatma noktasına geldi...
O zaman Aziz Yıldırım’ın gerçekten de en baştan başlaması gerekiyor...
Peki Aziz Yıldırım’a göre konuşursa ‘en başta’ kim yanar?
Söyleşiyi dikkatle okudum...
Faik Işık medya ve yargıya dair yer yer haklı eleştirilerde bulunuyor.
Fakat en çok yargı dünyası ile futbol dünyası arasındaki çarpıklıklara dikkat çekmiş.
Yargı mensuplarına gönderilen beleş biletlerden kongre üyeliğine birçok eleştirisi var.
Belli ki ‘Aziz Başkan konuşursa bu soruşturmayı yürüten savcı dahil tüm yargı nasibini alır’ demeye getiriyor.
Alsın, bence hiçbir mahsuru yok. Medyaysa medya, yargıysa yargı...
Ortada bir suç varsa ve bu suç medyadan yargıya kime uzanıyorsa oraya gitsin. Ama elbette adil yargılama ve masumiyet karinesi çiğnenmeden.
‘Aziz Yıldırım konuşsun ama...’ birçok soruşturma gibi bu soruşturmada da başından beri yanlış giden çok önemli iki şey var.
Bir, suçlamanın niteliği inandırıcılıktan uzak. Çünkü Aziz Yıldırım sadece şike yapmakla suçlanmıyor, ‘şike maksadıyla silahlı örgüt kurmak ve bu örgütün lideri’ olmakla suçlanıyor.
Tipik bir Soğuk Savaş dönemi yargı mantığı...
Her türlü teşekkül hemen örgütlü suç kapsamına sokuluyor.
İkincisi, illa da tutuklu yargılama inadı. Sadece Aziz Yıldırım değil soruşturma kapsamındaki birçok kişi tutuksuz yargılansa ne olur?
Şimdi gelelim soruşturmanın derinleşmesi için ‘Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatacağını’ avukatı aracılığıyla açıklayan Aziz Yıldırım’ın geçen hafta kim için ‘en başta yanar’ dediğine...
Milli Takım.
Yanlış duymadınız...
Aziz Yıldırım geçen hafta ‘konuşursam herkes yanar en başta da...’ derken Federasyon ve Milli Takım’ı işaret etmiş.
Avukatı, Neşe Düzel’e “Aziz Bey Türkiye’de futbolun 13 yılını anlatmak istiyor” demese bu bilgiyi yazmayacaktım.
Ama madem Faik Işık, “Aziz Bey tüm bildiklerini anlatacak” diyor, ben de Faik Işık’a soruyorum... Faik Bey, yargıya dair çarpıcı açıklamalarınızı dikkatle okudum.
Aziz Yıldırım “Konuşursam herkes yanar... En başta da Federasyon ve Milli Takım” derken ne kastetti.