AZİZ YILDIRIM ARTIK 1000 KAT DAHA GÜÇLÜ!
Yıldırım'ın tahliyesini değerlendiren Fanatik Fenerli yazar Cengiz Çandar, çarpıcı iddialarda bulundu..
Radikal Gazetesi yazarı Cengiz Çandar şike davası sonucunu değerlendirdiği bugünkü yazısında Aziz Yıldırım’ın artık eskisinden bin kat daha güçlü olduğunu iddia etti. Mahkemenin utanç verici bir karara imza attığını öne süren Çandar, mahkumiyet ve tahliyenin geleceğini daha önceki duyumlardan beklediklerini de yazdı.
İşte Çandar’ın bugünkü o yazısı
Bu yıl 3 Tem-muz’daki Aziz Yıldırım, geçen yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım’dan bin misli daha güçlü bir isim. Geçen yıl bugün Aziz Yıldırım’ın gözaltına alındığını nerede öğrenmişsem, dün tahliye edildiğini de Metris Cezaevi’nden tahliye edilmekle birlikte, mahkûm da edildiğini aynı yerde öğrendim. İstanbul’dan uzaklarda, bir yerde. Geçen yıl bugün Aziz Yıldırım, bir isimdi ve bir sıfatı vardı. Bu yıl bugün sıfatı değişmedi ama ismi bir ‘ölümsüz isim’ haline geldi.
AZİZ YILDIRIM 1000 MİSLİ DAHA GÜÇLÜ
Bu yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım, geçen yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım’dan bin misli daha güçlü bir isim. Bu yılın 3 Temmuz’una Aziz Yıldırım, “çete kurmak” ve “şike yapmak ve teşvik”ten bir ÖYM tarafından “hüküm giymiş” yani “mahkûm” bir adam olarak girdi. Tam da bu nedenle, milyonlarca kişinin gözünde bir “direniş simgesi” olarak büyüdü, vicdanlarda, bir yıl içinde cezaevinde tümüyle ağarttığı saçları gibi, apak çıktı Metris Cezaevi’nden. Aziz Yıldırım hakkında vicdanların ve hukuk kavramına bir nebze saygısı olanların reddettiği hükmü, Türk hukuk tarihine isimlerini tertemiz bırakamayacakları için, TBMM’nin yeni bir yasa çıkararak “tedavülden kaldırmaya” çalıştığı bir ÖYM verdi.
CEZAEVİNDEN SOKAĞA YARIM SAATTE GİTTİ
Asıl hükmü ise Metris Cezaevi’nin kapısına görülmemiş sevgi gösterileriyle yığılan ve aynı duyguları paylaşan on milyonlarca insan verdi. Aziz Yıldırım, onların oluşturduğu insan seli arasında, cezaevi kapısından ana caddeye, yani kendisini bir yıldır tutulduğu demir parmaklıkların ardından alıp özgürlük teneffüs edeceği günlük hayata taşıyacak yola, yarım saatte varabildi. Türkiye’de kitlesel psikolojinin dokusunu, kıvrımlarını iyi bilmek gerekiyor. Aziz Yıldırım, tam bir yıl demir parmaklıklar altında, haksız yere zulüm altında özgürlüğünden mahrum yattığı günlerin Sarı-Lacivert vicdanlarda uyandırdığı şefkat duygusundan ötürü, bir “ölümsüz isim” haline gelmedi.
FENERBAHÇELİLER’İ AYAĞA KALDIRDI ÇÜNKÜ
Dik durduğu için, eğilip bükülmediği için, kendisini kurtarmak adına ilkesiz uzlaşmalara yatmadığı için, belkemikli olduğunu ispat ettiği için, her ne pahasına olursa olsun adaletsizlik karşısında boyun eğmeyeceğini ortaya koyduğu için Fenerbahçelileri ayağa kaldırdı. O nedenle bir “direniş simgesi” haline dönüştü. Fenerbahçeliler, onun için, kendi onurları için, Fenerbahçe için direndiler. Aziz Yıldırım, ortaya koyduğu “direniş” ile Fenerbahçe kavramını hak, hukuk ve adalet kavramlarıyla buluşturdu.
MAHKEME UTANÇ VERİCİ BİR KARARA İMZA ATTI
Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “çete kurmak” ve “şike ve teşvik” gibi gülünç gerekçelerle suç işlediğine hükmetmiş olması Aziz Yıldırım’ı “suçlu” kılmıyor; söz konusu mahkemenin utanç verici bir kararın altına imza attığını gösteriyor. Kararın 102 sayfalık gerekçesi varmış daha yazılmayı bekleyen. 102 değil 1002 sayfalık gerekçe yazsalar fark etmez. Mahkeme kararları vicdanları tatmin etmezlerse, ne kadar laf kalabalığı ile hukuki gerekçeye dayandırılmak istenirlerse istensinler, “adil” olmazlar.
YILDIRIM KARARI ADALETSİZ
Aziz Yıldırım kararı da böyledir. Haksızdır, adaletsizdir. Gerçi, basmakalıp deyimle “hukuk süreci” tamamlanmamıştır; daha “Yargıtay aşaması” vardır ama daha hukuk sürecinin tamamlanmamış olması, 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vicdanlarda aklamıyor. Elbette ki şike yapıldığına ve bunu Aziz Yıldırım’ın yaptığına inanmaktan ziyade inanmak isteyen, kör bir taraftar fanatizmiyle, bu ülkede hukuk kavramından nasibini almadan yaşamakta olan bir sürü insan var. Onlar, ÖYM’nin verdiği karardan memnundurlar. Öylelerini aksine ikna etmek zaten mümkün değildir. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi adını taşıyan ÖYM, futbolda kör fanatizmi, adaletsizliği ödüllendiren bir karar almıştır ve kararları böyle hatırlanacaktır. Asgari vicdan ölçülerine, hukuk bilgisine ve adalet duygusuna sahip olan herkes için bu böyledir.
ŞİKE SAVCISI YETERLİ DELİLE SAHİP DEĞİLDİ
Örnek mi istiyorsunuz; bakın, “Üç Büyükler”den birinin, Fenerbahçe’nin rakibi olan bir spor kulübünün yönetim kurulu üyelerinden biri, karar hakkında “sosyal medya”da dün neler yazdı: “Aziz Yıldırım için söylüyorum: Bu dünyada adalet varsa bu karar Yargıtay’da tamamen bozulur.” “Dava bittiğine göre konuşabiliriz: Savcı şike şüphesini kanıtlayacak yeterli delile sahip değildi. Şikeden şüphelenmek başka şey, bunu kanıtlarıyla mahkemede bir ceza davasında ortaya koymak başka şey...” “Bu ülke futbolunda şike yapıldığına dair kanaatim var ama bunu ceza davasında kanıtlamak gerekir. Savcı kanıtlayamadı. Savcının kanıtları birtakım telefon konuşmalarından başka bir şey değildi.
SAVCI PARANIN İZİNİ BULAMADI
Tek başına telefon konuşmaları hiçbir şeyi kanıtlamaz.” “En önemlisi, savcının paranın izini bulması gerekiyordu. Bu iz bulunamadı.” “Ceza yargısı kanaatle değil delille yapılır, karar da delille verilir. Kanaatle karar vermeye kalkarsak milletin yarısı hapiste olur. Futbol Federasyonu Profesyonel Disiplin Kurulu delille değil kanaatle karar veriyor ama Ağır Ceza Mahkemesi böyle yapmaz, yapamaz.” Yaptı ama. Yaptığı, tam da yapmaması gerekendi. Sadece bu bile, kararının adaletine, hukukiliğine gölge düşmesine yeterlidir. Aslına bakılırsa, özellikle ÖYM’li yargı uygulamalarını izleyen aklı başında hiç kimse, “şike davası” diye kamuoyuna yutturulan, doğrusu bir “Fenerbahçe davası”, hatta daha da doğrusu bir “Aziz Yıldırım davası” olan bu davada “adaletin tecelli edeceğine” inanmıyordu. Hrant Dink cinayeti davasında adalet tecelli etmiş miydi? KCK davasında ediyor mu? Bu tür davalar doğaları gereği “adaletsizlik manifestoları”dır. Sürpriz, hukukun gereğinin yerine getirilmesi yani dünkü davanın Aziz Yıldırım’ın beraatı ile sonuçlanması olurdu.
MAHKUMİYET VERİP AZİZ YILDIRIM’I TAHLİYE EDECEKLERİNİ BİLİYORDUK
Tam da bu yüzden, benim de içlerinde bulunduğum bir çevre, “davanın nasıl sonuçlanacağı”na ilişkin yakın çevremizden gelen sorulara, “Mahkûmiyet kararı verip Aziz Yıldırım’ı tahliye edecekler; işi Yargıtay sürecine havale etmiş olacaklar” cevabını veriyorduk. Yani kararın böyle çıkacağını biliyorduk. Çünkü böyle olacağına, kararın böyle çıkacağına dair “duyum” alınmıştı. Dün çıkan karar, günler öncesinden alınmış olan “duyum”u neredeyse birebir yansıttı. Aziz Yıldırım hakkında verilmiş olan karar, her ne kadar milyonlarca insanın vicdanını, hukuk ve adalete olan inançlarını zedelemişse de Aziz Yıldırım’ın ve İlhan Ekşioğlu’nun kendilerinden bir yıldır gasp edilen özgürlüğü geri almış olmalarından çok mutlu olduğumuzu da belirtelim. Hak, hukuk ve adalet mücadelesi, özgür bir Aziz Yıldırım’la daha güçlü yürüyecektir...
İşte Çandar’ın bugünkü o yazısı
Bu yıl 3 Tem-muz’daki Aziz Yıldırım, geçen yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım’dan bin misli daha güçlü bir isim. Geçen yıl bugün Aziz Yıldırım’ın gözaltına alındığını nerede öğrenmişsem, dün tahliye edildiğini de Metris Cezaevi’nden tahliye edilmekle birlikte, mahkûm da edildiğini aynı yerde öğrendim. İstanbul’dan uzaklarda, bir yerde. Geçen yıl bugün Aziz Yıldırım, bir isimdi ve bir sıfatı vardı. Bu yıl bugün sıfatı değişmedi ama ismi bir ‘ölümsüz isim’ haline geldi.
AZİZ YILDIRIM 1000 MİSLİ DAHA GÜÇLÜ
Bu yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım, geçen yıl 3 Temmuz’daki Aziz Yıldırım’dan bin misli daha güçlü bir isim. Bu yılın 3 Temmuz’una Aziz Yıldırım, “çete kurmak” ve “şike yapmak ve teşvik”ten bir ÖYM tarafından “hüküm giymiş” yani “mahkûm” bir adam olarak girdi. Tam da bu nedenle, milyonlarca kişinin gözünde bir “direniş simgesi” olarak büyüdü, vicdanlarda, bir yıl içinde cezaevinde tümüyle ağarttığı saçları gibi, apak çıktı Metris Cezaevi’nden. Aziz Yıldırım hakkında vicdanların ve hukuk kavramına bir nebze saygısı olanların reddettiği hükmü, Türk hukuk tarihine isimlerini tertemiz bırakamayacakları için, TBMM’nin yeni bir yasa çıkararak “tedavülden kaldırmaya” çalıştığı bir ÖYM verdi.
CEZAEVİNDEN SOKAĞA YARIM SAATTE GİTTİ
Asıl hükmü ise Metris Cezaevi’nin kapısına görülmemiş sevgi gösterileriyle yığılan ve aynı duyguları paylaşan on milyonlarca insan verdi. Aziz Yıldırım, onların oluşturduğu insan seli arasında, cezaevi kapısından ana caddeye, yani kendisini bir yıldır tutulduğu demir parmaklıkların ardından alıp özgürlük teneffüs edeceği günlük hayata taşıyacak yola, yarım saatte varabildi. Türkiye’de kitlesel psikolojinin dokusunu, kıvrımlarını iyi bilmek gerekiyor. Aziz Yıldırım, tam bir yıl demir parmaklıklar altında, haksız yere zulüm altında özgürlüğünden mahrum yattığı günlerin Sarı-Lacivert vicdanlarda uyandırdığı şefkat duygusundan ötürü, bir “ölümsüz isim” haline gelmedi.
FENERBAHÇELİLER’İ AYAĞA KALDIRDI ÇÜNKÜ
Dik durduğu için, eğilip bükülmediği için, kendisini kurtarmak adına ilkesiz uzlaşmalara yatmadığı için, belkemikli olduğunu ispat ettiği için, her ne pahasına olursa olsun adaletsizlik karşısında boyun eğmeyeceğini ortaya koyduğu için Fenerbahçelileri ayağa kaldırdı. O nedenle bir “direniş simgesi” haline dönüştü. Fenerbahçeliler, onun için, kendi onurları için, Fenerbahçe için direndiler. Aziz Yıldırım, ortaya koyduğu “direniş” ile Fenerbahçe kavramını hak, hukuk ve adalet kavramlarıyla buluşturdu.
MAHKEME UTANÇ VERİCİ BİR KARARA İMZA ATTI
Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “çete kurmak” ve “şike ve teşvik” gibi gülünç gerekçelerle suç işlediğine hükmetmiş olması Aziz Yıldırım’ı “suçlu” kılmıyor; söz konusu mahkemenin utanç verici bir kararın altına imza attığını gösteriyor. Kararın 102 sayfalık gerekçesi varmış daha yazılmayı bekleyen. 102 değil 1002 sayfalık gerekçe yazsalar fark etmez. Mahkeme kararları vicdanları tatmin etmezlerse, ne kadar laf kalabalığı ile hukuki gerekçeye dayandırılmak istenirlerse istensinler, “adil” olmazlar.
YILDIRIM KARARI ADALETSİZ
Aziz Yıldırım kararı da böyledir. Haksızdır, adaletsizdir. Gerçi, basmakalıp deyimle “hukuk süreci” tamamlanmamıştır; daha “Yargıtay aşaması” vardır ama daha hukuk sürecinin tamamlanmamış olması, 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vicdanlarda aklamıyor. Elbette ki şike yapıldığına ve bunu Aziz Yıldırım’ın yaptığına inanmaktan ziyade inanmak isteyen, kör bir taraftar fanatizmiyle, bu ülkede hukuk kavramından nasibini almadan yaşamakta olan bir sürü insan var. Onlar, ÖYM’nin verdiği karardan memnundurlar. Öylelerini aksine ikna etmek zaten mümkün değildir. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi adını taşıyan ÖYM, futbolda kör fanatizmi, adaletsizliği ödüllendiren bir karar almıştır ve kararları böyle hatırlanacaktır. Asgari vicdan ölçülerine, hukuk bilgisine ve adalet duygusuna sahip olan herkes için bu böyledir.
ŞİKE SAVCISI YETERLİ DELİLE SAHİP DEĞİLDİ
Örnek mi istiyorsunuz; bakın, “Üç Büyükler”den birinin, Fenerbahçe’nin rakibi olan bir spor kulübünün yönetim kurulu üyelerinden biri, karar hakkında “sosyal medya”da dün neler yazdı: “Aziz Yıldırım için söylüyorum: Bu dünyada adalet varsa bu karar Yargıtay’da tamamen bozulur.” “Dava bittiğine göre konuşabiliriz: Savcı şike şüphesini kanıtlayacak yeterli delile sahip değildi. Şikeden şüphelenmek başka şey, bunu kanıtlarıyla mahkemede bir ceza davasında ortaya koymak başka şey...” “Bu ülke futbolunda şike yapıldığına dair kanaatim var ama bunu ceza davasında kanıtlamak gerekir. Savcı kanıtlayamadı. Savcının kanıtları birtakım telefon konuşmalarından başka bir şey değildi.
SAVCI PARANIN İZİNİ BULAMADI
Tek başına telefon konuşmaları hiçbir şeyi kanıtlamaz.” “En önemlisi, savcının paranın izini bulması gerekiyordu. Bu iz bulunamadı.” “Ceza yargısı kanaatle değil delille yapılır, karar da delille verilir. Kanaatle karar vermeye kalkarsak milletin yarısı hapiste olur. Futbol Federasyonu Profesyonel Disiplin Kurulu delille değil kanaatle karar veriyor ama Ağır Ceza Mahkemesi böyle yapmaz, yapamaz.” Yaptı ama. Yaptığı, tam da yapmaması gerekendi. Sadece bu bile, kararının adaletine, hukukiliğine gölge düşmesine yeterlidir. Aslına bakılırsa, özellikle ÖYM’li yargı uygulamalarını izleyen aklı başında hiç kimse, “şike davası” diye kamuoyuna yutturulan, doğrusu bir “Fenerbahçe davası”, hatta daha da doğrusu bir “Aziz Yıldırım davası” olan bu davada “adaletin tecelli edeceğine” inanmıyordu. Hrant Dink cinayeti davasında adalet tecelli etmiş miydi? KCK davasında ediyor mu? Bu tür davalar doğaları gereği “adaletsizlik manifestoları”dır. Sürpriz, hukukun gereğinin yerine getirilmesi yani dünkü davanın Aziz Yıldırım’ın beraatı ile sonuçlanması olurdu.
MAHKUMİYET VERİP AZİZ YILDIRIM’I TAHLİYE EDECEKLERİNİ BİLİYORDUK
Tam da bu yüzden, benim de içlerinde bulunduğum bir çevre, “davanın nasıl sonuçlanacağı”na ilişkin yakın çevremizden gelen sorulara, “Mahkûmiyet kararı verip Aziz Yıldırım’ı tahliye edecekler; işi Yargıtay sürecine havale etmiş olacaklar” cevabını veriyorduk. Yani kararın böyle çıkacağını biliyorduk. Çünkü böyle olacağına, kararın böyle çıkacağına dair “duyum” alınmıştı. Dün çıkan karar, günler öncesinden alınmış olan “duyum”u neredeyse birebir yansıttı. Aziz Yıldırım hakkında verilmiş olan karar, her ne kadar milyonlarca insanın vicdanını, hukuk ve adalete olan inançlarını zedelemişse de Aziz Yıldırım’ın ve İlhan Ekşioğlu’nun kendilerinden bir yıldır gasp edilen özgürlüğü geri almış olmalarından çok mutlu olduğumuzu da belirtelim. Hak, hukuk ve adalet mücadelesi, özgür bir Aziz Yıldırım’la daha güçlü yürüyecektir...
· Garanti, Her Keseye Herkese Uygun Konut Kredileri Sağlıyor! |
· Başkanlık Konutu Türk Mimarisiyle Yapılacak! |
· Teknik Yapı Konut Projelerinde Yaza Merhaba Kampanyası ! |
· Beyzade Konakları’nda 3+1′Lerde 30 Bin Tl İndirim! |
· 216 Butik 170 Bin Tl’ye! |
· Safi Espadon Residence’ye Araplar Talip Oldu! |
· 234 Konut Sahibini Buldu |
· Dönüşüm Törenle Başlayacak |
· Hükümet Kiracıyı Ev Sahibi Yapacak ! |
· Türkiye’de Bir İlki Gerçekleştirdiler ! |
· Viaport Houses Suites 48 Ay Sıfır Faizle! |
· Bura Rezidans Esenyurt’ta 90 Bin Liradan Başlayan Fiyatlarla! |
· Kentsel Dönüşüm İle 2 Yıl Ödemesiz 20 Yıl Vadeli Evler Satılacak ! |
· Dışişleri Bakanlığı Kelepir Emlak Avına Çıktı! |
· Kentsel Dönüşüm İle Yıkılacak Binada Oturanlara 335 Lira Taksitle Konut Verilecek! |
· Erkanlı Monza Residence Çankaya Projesinde 137 Bin |
· Kuştepe’ye Talih Kuşu Kondu! |
· Bakırköy Referans Projesi Satışa Çıkıyor! |
· Cemile Rekor Fiyata Ev Aldı! |
· Rihanna Bodrum Yalıkavak Marinası’nı Açacak! |
· Beylikdüzü Arena Residence’de! 66 Bin Liraya! |
· Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metrosunun Temeli Atılıyor |
· Hülya Avşar Ayvalık’ta Sezonu Açtı! |