AYŞE ÖZYILMAZEL TEKRARLADI; "EVET ALDATILDIM HEM KADINLA HEM DE ERKEKLE!"

Kulvarım değil ne gelir elden?

Sakla olayı gelir zamanı!
Yok, o başka bir şeydi... Valla, neden bu kadar kıyamet koptu anlamış değilim.
AKŞAM gazetesinden arkadaşımız Nurbanu Güney iki hafta önce röportaja geldi. Pek de röportaj havasında değildim ya, neyse...

Çünkü aynı gece Beyrut'a uçacaktım, telaşım büyüktü.
Nurbanu, asık suratımdan önce çekindi. Sonra o sordu, ben cevapladım. Baktım cevaplarımı aldıkça gözleri parlıyor.

20-25 dakikada röportajı bitirip eve koştum. Huyum kurusun samimiyetten öleceğim.

AYŞE BOND DEVREDE
Bana soru soruldu mu, cevabı vermezsem sanırsınız çatlayacağım.
Ama ne yapayım, böyleyim. Kusurum bu olsun. Eğer kusursa...
Pazar sabahı uyandım ki telefonumda mesajlar, e-posta kutum ağzına kadar dolmuş. "Hayırdır inşallah!" demek suretiyle hepsine baktım ki AKŞAM'da röportaj çıkmış.
Ne demişim; "Ben de aldatıldım, hem kadınlarla hem erkeklerle."
İki gündür magazin aleminde herkes bunu konuşuyor. O zaman açıklama sırası bende.
Evet! Aldatıldım.
Evet! Hem kadınlarla hem erkeklerle aldatıldım.
Ve yine evet! İkisi de benim için aynı. Aldatılmak, aldatılmaktır. Hatta kadınla aldatılmak daha fena!
Şimdi herkes benden erkekle aldatılmanın korkunç, mide bulandırıcı olduğunu söylememi bekliyor.
Hiç de değil!
Ben o muhteşem olaya imza atan sevgilime deli divaneydim. Tabii, bizimki biraz salaktı yani. Ne haltlar karıştırdığını öğrenmem için cep telefonuna bakmam yeterliydi.
Bir gece bu ortadan kaybolunca, ertesi gün cep telefonuna baktım ve ilk etapta mesajları yakaladım. Sonra Ayşe Bond devreye girdi ve olayı çözdüm. Kıskıvrak yakaladım.
E ne yaptım? Tepkim ne oldu?

ALTI AY DAHA DEVAM
Valla size dürüst olayım mı, olayın etkisi sadece bir gün sürdü.
Bir gün kriz geçirdikten sonra hiç olmamış gibi davrandım.
Aşktan iki gözüme birden perde inmişti sanırım.
Hadi dürüst olayım, bir erkekle nasıl yarışabilirdim ki? Ya sineye çekecektim, ya da oradan gidecektim.
Sırılsıklam âşıksan hoop!
Nereye gidiyorsun bu biiir!
Kızım senin ligin, kulvarın değil, bu ikiii!
Şimdi adam beni bir kadınla aldatsa ortalığı ayağa kaldırırdım.
Ya da diyelim, gözünün ucuyla başka bir hatuna baksa dört gün burnundan getirirdim ama Allah aşkına, erkekle kaçamak yapmışsa ne edeceğim?
Kadının derdi her zaman diğer kadınlarladır. Aldatılmanın bu kadar abartılması tam da bu yüzdendir.
Çünkü bu; kadının kadına yenilmesidir!
"Başka bir kadın nasıl yerime geçebilir, nasıl erkeğimi baştan çıkarabilir?"
"Ben güzel değil miyim?"
"Yeterince iyi değil miyim?"
"Neyim eksik?"
"Kusurum nedir?" tadında sorular içten içe sizi yer bitirir.
Eee, adam seni erkekle aldatmışsa bu sorular çöpe gider. Çünkü senin kadın olarak bir kusurun yoktur, eksiğin yoktur. Eksiği ya da fazlası olan adamdır yani.
Sordum, kurcaladım, üzerine gittim, elimde belgelerle Uğur Dündar edasıyla yaklaştım ne oldu?
Cevap alamadım, bizimki kıvırmaya çalıştı tabii. İnkar da edemedi.
E sonra ne oldu?
Konu kapandı ve bir altı ay daha ilişkimiz devam etti.

ALDATAN DÜŞÜNSÜN
Şimdi herkes bana "Aaaaa! Nasıl olur, bu korkunç bir şey" gibi cümleler kuracak. Kursunlar!
Konuşmaya gelince herkes masum, herkes ahlak abidesi, herkes melek, herkes en düzgün hayatı yaşıyor.
Aynı kimsenin fal baktırmadığı gibi... Haaa tabii, onun için İstanbul falcıdan geçilmiyor, değil mi?
Hepsine sadece ben gidiyorum, değil mi? Bıraksınlar bu işleri, biraz dürüst olsunlar.
Bu dünyada gay'ler ve biseksüeller de mevcut. Üstelik en sevdiğim arkadaşlarım da gay'dir. Zekidirler, yaratıcıdırlar, zevklidirler. Bayılırım onlara.
Ha, tabii kimse böyle bir durumla karşılaşmak istemez ama oldu mu da kaçamazsın. Fantezilerin önünde duramazsın.
Neyse sonuçta, hadiseyi büyütmedim, yaralanmadım, karaları bağlamadım, kendimi yarım hissetmedim. O zaman ayrılmaya hazır değildim, ayrılmadım. Ayrılığın ikimizden kaynaklaması, aşkımın bitmesinden kaynaklanması gerektiğine inandım. Üzerine harika şarkılar yazdım. Ohh canıma yaradı.
Ne var yani; aldatıldım işte, bence aldatan düşünsün.
Hem dedim ya; bir erkekle yarışamam, kulvarım değil, ne yapayım yahu. Aaaaaaaaaa!!!!


Ayşe ÖZYILMAZEL / SABAH