Ayşe Özyılmazel Gecenin Kraliçesi'ni yerden yere vurdu!

Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel, Meryem Uzerli ve Murat Yıldırım'ın oynadığı Gecenin Kraliçesi dizisine sert eleştirilerde bulundu.

Star TV ekranlarında yayınlanan, Meryem Uzerli, Murat Yıldırım ve Uğur Polat'ın başrolünü üstlendiği 'Gecenin Kraliçesi' ilk bölümden itibaren özellikle hikayesi ile eleştiri oklarını üzerine çekmiş, bir çok kesim için hayal kırıklığı olmuştu.

Reytingleri de beklenenin altında olan Gecenin Kraliçesi'ne bir eleştiri de Sabah Gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel'den geldi.

İşte Ayşe Özyılmazel'in "Bunun adı Gecenin Saçmalığı" başlıklı bugünkü yazısı...

Vallahi tüm iyi niyetimle üç haftadır 'Gecenin Kraliçesi'ni izliyorum ancak az daha izlemeye devam edersem kendimi bıçaklayacağım ya da ekranı kıracağım. Baştan peşin peşin söyleyeyim; hararetli ve heyecanlı bir Meryem Uzerli takipçisiyim. Kadın güneş gibi, kadın melek gibi, kadın çok özel ve inanılmaz güzel. Bana sorarsanız ondaki güzellik, pozitif enerji ve samimiyet kimselerde yok. Tam da bu sebepten uzun süredir yeni dizisi 'Gecenin Kraliçesi'ni bekliyorum. Öyle ki salı gecelerime randevu, iş, sinema, arkadaş yemeği, tiyatro, konser planı almıyorum. Öylesine duygusal bir yatırım yapmışım yani. (Duygu durumumun boşluğunu varın siz düşünün.)

Meryem'in başrolü paylaştığı Murat Yıldırım da izlemeyi sevdiğim bir oyuncu... Zaten Murat'ın hayran kitlesi de onun ne kadar yetenekli olduğunun göstergesi. Ve fakat gelin görün ki Meryem ve Murat'ın etkisine, gücüne, seyirciye kattığı heyecana rağmen bu dizi olmuyor, olmuyor, olmuyor! (İsyaaaaan...)
Sebep net: Senaryo dökülüyor. Senaryo seyircinin zekasıyla dalga geçiyor. Tamam, dizilerde mantık aramayalı uzun zaman oldu ama bu kadarına da pes. Şimdi zaten en baştan bizi 'Kartal' (Murat Yıldırım) ve 'Selin'in (Meryem Uzerli) aşkına inandıramadılar.

Sonrasında örmeye çalıştıkları olaylar o kadar manasızlaştı ki, dizinin tümüne inanmak imkansızlaştı. Kendinizi yırtsanız da, sabırdan çatlasanız da hikayenin peşine takılamıyorsunuz yani. Ne 'Aziz' (Uğur Polat) ile 'Selin' yakışıyor, ne 'Selin'in intikam dünyası cuk oturuyor. Peş peşe gelen abukluklar da seyirciyi iyice uzaklaştırıyor.
Misal 'Kartal', karısını terk edecek; 'Git bana portakal suyu sık' diyor. Ayol ne portakalı ya? Bundan sonra portakal suyu isteyen bir sevgilim olursa gidip direkt bavulunu toplayacağım adamın. Ha bir de kadın portakal sıkacağına, elma suyuyla geri dönüyor. Evde portakal bitmiş zaar.

Son bölümden iki saçmalık daha vereyim. Kız kendini odaya kilitlemiş, kimse kapıyı açamıyor ama nedense 'Kartal Bey' gelince o kapı düşünce gücüyle tıkkk açılıyor! Yine 'Kartal' babalık testi yaptırıyor, testin sonucunu bekliyor; telefon çalıyor, telefonda 'Doktor' yazıyor. Yahu siz kiminle kafa buluyorsunuz sevgili senarist kardeşlerim!?
Hangimizin telefonunda doktor, 'Doktor' adıyla kayıtlıdır? 'Doktor Ahmet Bilmemne', 'Doktor Mehmet', 'Doktor Ayşe' yazmaz mı? Adamın tanıdığı ve gittiği tek bir doktor mu var bu hayatta? Ve o doktor da babalık testini yapan doktor mu?
Ve benim aklım, onca yatırım yapılan ve emek verilen bir projede 5 yaşındaki çocuğun bile yapmayacağı senaryo hatalarının yapılmasına basmıyor. Siz hangi dünyadasınız güzel kardeşlerim? Lütfen kendinizi toplayın.
Yazık, Meryem'e yazık, Murat'a yazık...