"AYŞE ARMAN KEŞKE ÜNİVERSİTEYE DE ÖRTÜLÜ GİRMEYİ DENESEYDİ!.. BİR KIŞLANIN ÖNÜNE GİTSEYDİ!.."

"Hani soyundu ya daha evvel.Bu kez örtündü.Denedi ve birkaç günde,anladı,gördü.Böylelikle öğrendik ki yok bu ülkedeki örtülülerin problemi.Nişantaşı´nda, Bebek"te,"

Ayşe Arman keşke üniversiteye de örtülü girmeyi deneseydi

Hani soyundu ya daha evvel. Bu kez örtündü.
Denedi ve birkaç günde, anladı, gördü.


Bir okuru "soyunmakta ne var, kolaysa örtün de baskıyı gör" demiş ona.


Ve o da istenileni yaptı. Aldı yanına arkadaşını..


Gezdi popüler mekanları..


Peki sonuç mu?


İç sayfada bir resim altı:


Mahalle baskısı "0".


O ve arkadaşı örtülü bir şekilde parmaklarını bir araya getirip


yapmışlar işareti.


Böylelikle öğrendik ki yok bu ülkedeki örtülülerin problemi.


Nişantaşı´nda, Bebek"te,


Beymen´de ve House Cafe´de..


Oturabiliyorlar, yiyebiliyorlar, içebiliyorlar..


İçim rahatladı tüm örtülüler adına..


Daha ne versin bu ülke onlara..


Bu arada..


Birkaç ufak sorun var tabi hayatta..


Mesela..Üniversite kapıları kapalıdır onlara..


Gitmek isterler, gidemezler..


Örtünü çıkar da gel derler..


Dirensen de giremezsin kapıdan.


Ya da derler ki sana..


İşte gir şu kapalı alana..


Önce çıkar başındaki örtüyü..


Öyle gel aramıza...


Ya da peruk tak ne bilelim biz..


Bilsek de dışarıda böylece yaşıyorsun..


İtiraz etme sistemin değerlerini kaşıyorsun..


Hiç ağlama, bağırma..


Git cafe´lere barlara..


Al bir alkolsüz kokteyl yanına.


Teselli ol daha ne istiyorsun..


Okumak hak mı ki çıkıp ta konuşuyorsun..


Ya da oğlunun askerdeki yemin törenine gidemeyen anneler..


Hani çoğu zaman kapılardan döndürülenler..


Anne yüreğini aslında sen de bilirsin..


Gurur yaşamak yerine kapıdan döndürülmek ne acıdır tahmin edersin..


Keşke örtünüp gitseydin bir de kışlanın kapısına..


Ayşe Arman´ın deneme-haberini okudukça düşündüm.


Sanırsın ki bu ülkede hiç örtünmedi kadınlar..


Şekil şemalciyiz ya, şöyle ya da böyle kafalarda hiç olmadı eşarplar..


Yeni yeni keşfediyoruz örtülü insanları sanki..


Onlar uzaydan geldi ya anlamaya çalışıyoruz hallerini.


Yazıdan anlaşılıyor ki..


Çirkin olur örtünen kadın, tanınamaz hale gelir..


En yakını, kayınpederi bile anlamaz nedir, kimdir..


Çok terler, örtüsü yüzünden az duyar..


Anladınız mı şimdi örtülü kadınlar..


Bilmiyordunuz, öğrendiniz..


Beyaz Türklerin çoğunun ne kadar iyi yürekli olduğunu


sizi aralarına alma lütfunda bulunduğunu keşfettiniz.


Ama yetmedi yetmez gazetecinin içindeki test etme isteği.


Kalkılıp bir de Fatih´e Çarşamba´ya gitmeli..


Oradan da minik etekle geçmeli..


Pisler "pislikten başka bir şey değilsiniz" demişler..


Oysa dünyanın başka hiçbir ülkesinde, inancında, yoktur böyle marjinal


ekipler, mahalleler...


Kudüs´te ya da New York´ta, Londra´da ya da Paris´te..


Hasidikler mesela..


Gelene geçene büyük evsahipliği yaparlar icabında..


Uzattım gene yazıyı..


Oysa haşemalarıyla denize giren kadınların


"Ninja kaplumbağlarına benzetilme" hikayesini okuyacağım bugün


gazetemden.


Ve diyeceğim ki içimden..


Ey terleyen, az duyan, örtündüğü için çirkin olan, tanınmaz hale gelen


kadınlar, kızlar..


Alınmayın, üzülmeyin, kırılmayın..


Göreceksiniz bir gün..


Soyunanlar ve örtünenler..


Hep birlikte...


Birbirinin sınırlarına saygı göstererek yaşayacaklar bu ülkede..

Murat Sabuncu/Gazeteport