AYM'ye Akın Atalay için 2. başvuru!
AYM, 1 yıl 3 aydır Cumhuriyet gazetesi yönetici ve gazetecilerinin başvurularına karar vermedi
Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla 513 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Anayasa Mahkemesi’ne ikinci bir dilekçe verdi.
AİHM ve AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili verdiği ihlal kararlarına dikkat çekilen dilekçede, Akın Atalay hakkındaki tutukluluğunun hukuka, anayasa ve AİHS’ne aykırılıklarının aleni hale geldiği, başvuruyla ilgili ivedilikle karar verilmesi talep edildi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Cumhuriyet avukatları tarafından Akın Atalay adına hazırlanan dilekçe, dün Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm Başkanlığı’na sunuldu. 26 Aralık 2016’da Cumhuriyet gazetesi yönetici ve gazetecileri adına AYM’ye bireysel başvuruda bulunulduğu anımsatılan dilekçede, 1 yıl 3 aydır AYM’nin henüz bir karar vermediğine dikkat çekildi. AYM’nin bu başvurulardan sadece Kitap Eki Yayın Yönetmenimiz Turhan Günay hakkında 11 Ocak’ta “Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine” kararı verdiği anımsatılan dilekçede, Günay’ın diğer 10 Cumhuriyet çalışanı ile aynı soruşturma ve eylemler nedeniyle suçlandığı ve tutuklandığı anlatıldı. Buna karşılık İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Günay kararı emsal olarak yapılan Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay’ın tahliye taleplerini reddettiği belirtilen dilekçede, ret gerekçesinde AYM’nin görev ve yetkileri tartışılarak, “tahliye/tutukluluk halinin sona ermesi” ile ilgili hallerin derece mahkemesinin görev, yetki ve takdirinde olduğu bu nedenle dikkate alınmaması gerektiğini ileri sürüldüğü kaydedildi.
Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Murat Sabuncu, Akın Atalay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Ahmet Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Önder Çelik, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör tarafından yapılan bireysel başvuruların halen gündeme alınmak üzere bölüm başkanlığında bekletildiği belirtilerek, bu bireysel başvuru dosyalarının Genel Kurul’a sevk edilerek, Anayasa Mahkemesi tarafından bir an önce karar verilmesi istendi.
Cumhuriyet için de geçerli
AİHM’nin, 20 Mart 2018’de Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararlarını açıkladığı, bu kararda Cumhuriyet davası için geçerli olacak tespitler yapıldığı ifade edilen dilekçede, şöyle denildi:
“Turhan Günay’la aynı soruşturma ve dava kapsamında, aynı fiiller ve suç isnadından ve aynı gerekçelerle başvurucu Akın Atalay halen davadaki tek tutukludur. Bugüne kadarki tüm tutuklama kararları ve iddianamede, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili bütün başvurucuların suçlama konusunda aynı sebeplere ve gerekçelere istinaden ve aynı eylemlerden sorumlu tutulduğunu, Turhan Günay ile diğer başvurucular arasında bu bakımdan herhangi bir fark gözetilmediğini teyit etmektedir. Bu işlemlerin tümünde yine yargılamanın konusunun da yayın faaliyeti, yani doğrudan basın özgürlüğü ile ilgili olduğu da açıkça vurgulanmaktadır.”
Anayasa Mahkemesi’nin; hem başvurucu Akın Atalay hem de diğer Cumhuriyet gazetesi mensuplarının başvurularını Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili AİHM ve AYM kararlarını dikkate alınarak karar verilebileceği anlatılan dilekçede, şu değerlendirme yapıldı:
“Bugün geldiğimiz noktada, başvurucu Akın Atalay’ın tutukluluğu 16 ay 21 güne ulaşmış durumdadır. Dosyanın Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınması talebimiz dikkate alınmadığı için yaşanan gecikme nedeniyle başvurucu Akın Atalay’ın telafisi olanaksız mağduriyeti katlanarak artmaktadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin son AİHM kararları çerçevesinde yeni bir değerlendirme yaparak, ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz. Gerektiğinde her geçen gün mağduriyeti artmakta olan Akın Atalay’ın 2016/50970 No’lu bireysel başvurusu hakkında incelemenin öne alınarak ve ivedilikle inceleme yapılarak hemen karar verilmesi hak ihlalinin önlenmesinde önemli bir karar olacaktır. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında Akın Atalay Başvurusu ve diğer başvurular için Anayasa Mahkemesi bir an önce karar vermelidir. Bu karar açıkça davada tek tutuklu yargılanan Akın Atalay’ın tahliyesini sağlayacaktır.”
‘Tutukluluk telafisi imkânsız zararları büyütecek’
İstanbul 27. Ağır Ceza’nın Mehmet Altan’la ilgili AYM kararını uygulamadığı anımsatılan dilekçede, Akın Atalay’la ilgili verilecek ihlal kararına, “ihlalin tutukluluk halinin sona erdirilmesi suretiyle ortadan kaldırılması hakkında açık hüküm kurulması” istendi. Dilekçenin sonuç kısmında talepler şöyle sıralandı:
“Akın Atalay hakkındaki tutukluluğun devamına dair kararların ne kadar haksız olduğu artık çok açık ve herkesçe bilinen hale geldiği, hukuka, anayasa ve AİHS’ye aykırılıkların aleni hale geldiği, kamuoyu vicdanını rahatsız eden Akın Atalay hakkındaki tutukluluk halinin devam ettiği ve edeceği her günün telafisi olanaksız zararları büyüteceği gerçeği karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin diğer başvurularımız ancak özellikle Akın Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz.”
AİHM ve AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili verdiği ihlal kararlarına dikkat çekilen dilekçede, Akın Atalay hakkındaki tutukluluğunun hukuka, anayasa ve AİHS’ne aykırılıklarının aleni hale geldiği, başvuruyla ilgili ivedilikle karar verilmesi talep edildi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Cumhuriyet avukatları tarafından Akın Atalay adına hazırlanan dilekçe, dün Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm Başkanlığı’na sunuldu. 26 Aralık 2016’da Cumhuriyet gazetesi yönetici ve gazetecileri adına AYM’ye bireysel başvuruda bulunulduğu anımsatılan dilekçede, 1 yıl 3 aydır AYM’nin henüz bir karar vermediğine dikkat çekildi. AYM’nin bu başvurulardan sadece Kitap Eki Yayın Yönetmenimiz Turhan Günay hakkında 11 Ocak’ta “Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine” kararı verdiği anımsatılan dilekçede, Günay’ın diğer 10 Cumhuriyet çalışanı ile aynı soruşturma ve eylemler nedeniyle suçlandığı ve tutuklandığı anlatıldı. Buna karşılık İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Günay kararı emsal olarak yapılan Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay’ın tahliye taleplerini reddettiği belirtilen dilekçede, ret gerekçesinde AYM’nin görev ve yetkileri tartışılarak, “tahliye/tutukluluk halinin sona ermesi” ile ilgili hallerin derece mahkemesinin görev, yetki ve takdirinde olduğu bu nedenle dikkate alınmaması gerektiğini ileri sürüldüğü kaydedildi.
Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Murat Sabuncu, Akın Atalay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Ahmet Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Önder Çelik, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör tarafından yapılan bireysel başvuruların halen gündeme alınmak üzere bölüm başkanlığında bekletildiği belirtilerek, bu bireysel başvuru dosyalarının Genel Kurul’a sevk edilerek, Anayasa Mahkemesi tarafından bir an önce karar verilmesi istendi.
Cumhuriyet için de geçerli
AİHM’nin, 20 Mart 2018’de Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararlarını açıkladığı, bu kararda Cumhuriyet davası için geçerli olacak tespitler yapıldığı ifade edilen dilekçede, şöyle denildi:
“Turhan Günay’la aynı soruşturma ve dava kapsamında, aynı fiiller ve suç isnadından ve aynı gerekçelerle başvurucu Akın Atalay halen davadaki tek tutukludur. Bugüne kadarki tüm tutuklama kararları ve iddianamede, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili bütün başvurucuların suçlama konusunda aynı sebeplere ve gerekçelere istinaden ve aynı eylemlerden sorumlu tutulduğunu, Turhan Günay ile diğer başvurucular arasında bu bakımdan herhangi bir fark gözetilmediğini teyit etmektedir. Bu işlemlerin tümünde yine yargılamanın konusunun da yayın faaliyeti, yani doğrudan basın özgürlüğü ile ilgili olduğu da açıkça vurgulanmaktadır.”
Anayasa Mahkemesi’nin; hem başvurucu Akın Atalay hem de diğer Cumhuriyet gazetesi mensuplarının başvurularını Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili AİHM ve AYM kararlarını dikkate alınarak karar verilebileceği anlatılan dilekçede, şu değerlendirme yapıldı:
“Bugün geldiğimiz noktada, başvurucu Akın Atalay’ın tutukluluğu 16 ay 21 güne ulaşmış durumdadır. Dosyanın Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınması talebimiz dikkate alınmadığı için yaşanan gecikme nedeniyle başvurucu Akın Atalay’ın telafisi olanaksız mağduriyeti katlanarak artmaktadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin son AİHM kararları çerçevesinde yeni bir değerlendirme yaparak, ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz. Gerektiğinde her geçen gün mağduriyeti artmakta olan Akın Atalay’ın 2016/50970 No’lu bireysel başvurusu hakkında incelemenin öne alınarak ve ivedilikle inceleme yapılarak hemen karar verilmesi hak ihlalinin önlenmesinde önemli bir karar olacaktır. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında Akın Atalay Başvurusu ve diğer başvurular için Anayasa Mahkemesi bir an önce karar vermelidir. Bu karar açıkça davada tek tutuklu yargılanan Akın Atalay’ın tahliyesini sağlayacaktır.”
‘Tutukluluk telafisi imkânsız zararları büyütecek’
İstanbul 27. Ağır Ceza’nın Mehmet Altan’la ilgili AYM kararını uygulamadığı anımsatılan dilekçede, Akın Atalay’la ilgili verilecek ihlal kararına, “ihlalin tutukluluk halinin sona erdirilmesi suretiyle ortadan kaldırılması hakkında açık hüküm kurulması” istendi. Dilekçenin sonuç kısmında talepler şöyle sıralandı:
“Akın Atalay hakkındaki tutukluluğun devamına dair kararların ne kadar haksız olduğu artık çok açık ve herkesçe bilinen hale geldiği, hukuka, anayasa ve AİHS’ye aykırılıkların aleni hale geldiği, kamuoyu vicdanını rahatsız eden Akın Atalay hakkındaki tutukluluk halinin devam ettiği ve edeceği her günün telafisi olanaksız zararları büyüteceği gerçeği karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin diğer başvurularımız ancak özellikle Akın Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz.”