AYM’den flaş karar: Öcalan haklı!
Anayasa Mahkemesi, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın yazdığı kitaba basım aşamasındayken el konulması ve yakılması nedeniyle yaptığı başvuruda, Öcalan’ın hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Yüksek Mahkeme, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın "Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)" isimli çalışmasına, basım aşamasındayken toplatılması, el konulması ve yakılması nedeniyle haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan bireysel başvuruyu inceledi.
Mahkeme, Öcalan'ın yazdığı ve yayınlatmak üzere hazırlık yapıldığı sırada mahkemenin kitaba el koyması, toplatması ve yakılması şeklindeki kararı nedeniyle hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı. Yüksek Mahkeme Genel Kurulu'nun 14 üyesinin oy çokluğuyla aldığı karara, 3 üye katılmadı.
Öcalan'ın avukatları başvurmuştu Öcalan'ın avukatları tarafından yapılan başvuruda, Öcalan'ın ''Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)'' isimli çalışmasına basım aşamasındayken Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi ile görevli İstanbul 2 No'lu Hakimliği'nce 21 Eylül 2012'de el konulduğu belirtilmişti. Dilekçede, başvurucunun Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nce güvence altına alınan bir dizi haklarının ihlal edildiği savunulmuştu.
Mahkeme, Öcalan'ın yazdığı ve yayınlatmak üzere hazırlık yapıldığı sırada mahkemenin kitaba el koyması, toplatması ve yakılması şeklindeki kararı nedeniyle hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı. Yüksek Mahkeme Genel Kurulu'nun 14 üyesinin oy çokluğuyla aldığı karara, 3 üye katılmadı.
Öcalan'ın avukatları başvurmuştu Öcalan'ın avukatları tarafından yapılan başvuruda, Öcalan'ın ''Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)'' isimli çalışmasına basım aşamasındayken Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi ile görevli İstanbul 2 No'lu Hakimliği'nce 21 Eylül 2012'de el konulduğu belirtilmişti. Dilekçede, başvurucunun Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nce güvence altına alınan bir dizi haklarının ihlal edildiği savunulmuştu.