Aydınlık yazarı Mustafa Mutlu, Can Dündar için 'Ben de sorumluyum" dedi!
Mustafa Mutlu, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a destek verdi.
Aydınlık gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a sahip çıktı.
Gazetesinin sık sık Cumhuriyet ile kavga ettiğini ifade eden Mutlu, "Ancak bu kez gazetemdeki tüm gazeteciler adına rahatlıkla söylüyorum ki, 'Ben de sorumluyum... Biz de sorumluyuz!" dedi.
Gazeteci Mustafa Mutlu, Can Dündar'ın MİT TIR'larındaki silah ve mühimmat görüntülerini yayınlaması nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedefi haline gelmesine tepki gösterdi.
Bugünkü "Ben de sorumluyum!" başlıklı köşesinde konuya değinen Mustafa Mutlu, "Öncelikle söyleyeyim, Cumhuriyet Gazetesi'nin cemaatten ve HDP'den yana olan yeni yayın çizgisini... Çoğu 'Yetmez ama evet'çi olan yeni yazarlarını... Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın, herkesi bir şekilde okşama çabasını kesinlikle onaylamıyorum... Ama bu böyle diye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Can Dündar a ve Cumhuriyet Gazetesi'ne başlattığı linç operasyonunu da görmezden gelecek değilim" dedi.
"BUNU YAPMAK DEĞİL, YAPMAMAK SUÇTUR!"
"Devleti yönetenlerin hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalanlarını, dolanlarını deşifre etmek bir gazetecinin en temel görevidir" diyen Mutlu, "Bunu yapmak değil, yapmamak suçtur! Görevi ihmaldir! Satılmışlıktır! Can Dündar ve arkadaşlarının suçu ne? Devletin resmi belgelerine dayanarak Suriye'ye giden TIR'larla ilgili haber yapmak... Cumhurbaşkanının, Başbakan'ın, bakanların, MİT Müsteşarının bu konuda kendileriyle ve birbirleriyle çelişen sözlerini deşifre etmek..." diye yazdı.
"BENİM GAZETEM, CUMHURİYET GAZETESİYLE SIK SIK KAVGA EDER"
"Dedim ya Cumhuriyet Gazetesi'nin yeni çizgisini ve kadrosunu kesinlikle onaylamıyorum. Ancak bu, ona yapılan zulmü yok saymamı gerektirmiyor!" diyen Mutlu, Aydınlık gazetesinin Cumhuriyet ile olan kavgasını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Geçenlerde tüm Cumhuriyet yazarları ve çalışanları 'Ben de sorumluyum' isimli bir kampanya başlattı; Can'a destek verdi. Aydınlık yazarıyım ve ne mutlu ki öyleyim. Bilirsiniz; benim gazetem, Cumhuriyet Gazetesiyle sık sık kavga eder... Ancak bu kez gazetemdeki tüm gazeteciler adına rahatlıkla söylüyorum ki, 'Ben de sorumluyum... Biz de sorumluyuz!' Cumhuriyet teki dostlar ve sevgili Can Dündar... Yanınızdayız!"
"BİLAL'İ TUTAN DEVLETİ YALIYOR"
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için "Bilal'i tutan devleti yalıyor" ifadelerini kullanan Mustafa Mutlu, yargılandığı 'hakaret' davasından beraat etti.
İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada Mutlu'nun 2 Ekim ve 10 Ekim 2014 tarihli yazılarında kullandığı "Bilal'i tutan devleti yalıyor" ifadesinin kullanmasının hakaret unsuru olmadığı belirten mahkeme, Mutlu'nun beraatine karar verdi. Mutlu, davanın ilk celsesinde verdiği savunmada "Yazı incelendiğinde teşbih sanatı yapılmıştır. Bir yazar olarak düz yazsam belki hakaret etmiş olurum ancak burada bir benzetme vardır. Bal tutan parmağım yalar tabiri halk arasında sıkça kullanılır. Burada en fazla müştekiyi bal ile özdeşleştirmiş olabilirim. Bu tür davalarla Türk mahkemelerinin zamanının alındığını düşünüyorum" diye konuştu.
Gazetesinin sık sık Cumhuriyet ile kavga ettiğini ifade eden Mutlu, "Ancak bu kez gazetemdeki tüm gazeteciler adına rahatlıkla söylüyorum ki, 'Ben de sorumluyum... Biz de sorumluyuz!" dedi.
Gazeteci Mustafa Mutlu, Can Dündar'ın MİT TIR'larındaki silah ve mühimmat görüntülerini yayınlaması nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedefi haline gelmesine tepki gösterdi.
Bugünkü "Ben de sorumluyum!" başlıklı köşesinde konuya değinen Mustafa Mutlu, "Öncelikle söyleyeyim, Cumhuriyet Gazetesi'nin cemaatten ve HDP'den yana olan yeni yayın çizgisini... Çoğu 'Yetmez ama evet'çi olan yeni yazarlarını... Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın, herkesi bir şekilde okşama çabasını kesinlikle onaylamıyorum... Ama bu böyle diye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Can Dündar a ve Cumhuriyet Gazetesi'ne başlattığı linç operasyonunu da görmezden gelecek değilim" dedi.
"BUNU YAPMAK DEĞİL, YAPMAMAK SUÇTUR!"
"Devleti yönetenlerin hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalanlarını, dolanlarını deşifre etmek bir gazetecinin en temel görevidir" diyen Mutlu, "Bunu yapmak değil, yapmamak suçtur! Görevi ihmaldir! Satılmışlıktır! Can Dündar ve arkadaşlarının suçu ne? Devletin resmi belgelerine dayanarak Suriye'ye giden TIR'larla ilgili haber yapmak... Cumhurbaşkanının, Başbakan'ın, bakanların, MİT Müsteşarının bu konuda kendileriyle ve birbirleriyle çelişen sözlerini deşifre etmek..." diye yazdı.
"BENİM GAZETEM, CUMHURİYET GAZETESİYLE SIK SIK KAVGA EDER"
"Dedim ya Cumhuriyet Gazetesi'nin yeni çizgisini ve kadrosunu kesinlikle onaylamıyorum. Ancak bu, ona yapılan zulmü yok saymamı gerektirmiyor!" diyen Mutlu, Aydınlık gazetesinin Cumhuriyet ile olan kavgasını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Geçenlerde tüm Cumhuriyet yazarları ve çalışanları 'Ben de sorumluyum' isimli bir kampanya başlattı; Can'a destek verdi. Aydınlık yazarıyım ve ne mutlu ki öyleyim. Bilirsiniz; benim gazetem, Cumhuriyet Gazetesiyle sık sık kavga eder... Ancak bu kez gazetemdeki tüm gazeteciler adına rahatlıkla söylüyorum ki, 'Ben de sorumluyum... Biz de sorumluyuz!' Cumhuriyet teki dostlar ve sevgili Can Dündar... Yanınızdayız!"
"BİLAL'İ TUTAN DEVLETİ YALIYOR"
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için "Bilal'i tutan devleti yalıyor" ifadelerini kullanan Mustafa Mutlu, yargılandığı 'hakaret' davasından beraat etti.
İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada Mutlu'nun 2 Ekim ve 10 Ekim 2014 tarihli yazılarında kullandığı "Bilal'i tutan devleti yalıyor" ifadesinin kullanmasının hakaret unsuru olmadığı belirten mahkeme, Mutlu'nun beraatine karar verdi. Mutlu, davanın ilk celsesinde verdiği savunmada "Yazı incelendiğinde teşbih sanatı yapılmıştır. Bir yazar olarak düz yazsam belki hakaret etmiş olurum ancak burada bir benzetme vardır. Bal tutan parmağım yalar tabiri halk arasında sıkça kullanılır. Burada en fazla müştekiyi bal ile özdeşleştirmiş olabilirim. Bu tür davalarla Türk mahkemelerinin zamanının alındığını düşünüyorum" diye konuştu.