Aydın Engin'in yazısı sosyal medyayı salladı: Hrant’ı da Cemaat öldürmüş öyle mi?
2007 yılında öldürülen Agos Gazetesi'nin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikasti davasındaki gelişmeler Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin'in tepkisini çekti.
Aydın Engin, dikkat çeken yazısında "Hrant Dink’in ölümü de Cemaat’in marifetiymiş. Şaşmam... Böylece Hrant Dink davası da Cemaat’in, yani FETÖ’nün üstüne yıkıldı. Darbe girişimi bize, Cemaat’in bunu yapabileceğini kanıtladı. Yani yazının başından beri sayageldiklerimin hiçbirine şaşırmam..." dedi ama ekledi: "Şaşırmam ama inanmam."
Engin şöyle devam etti:
"Eğer Dink cinayeti tümüyle ve yalnızca Cemaat’in marifeti ise, yıllar boyu polis şefleri ve İstanbul ve Trabzon valileri için yargılama izni vermeyenlerin de FETÖ tayfası olmaları gerek. Bu böyleyse 2007’den bu yana İçişleri Bakanlığı koltuğundan oturan bütün AKP’liler de FETÖ üyesi demektir.
Dahası...
Eğer Hrant Dink cinayetinin tüm suçu sadece Cemaat’in sırtına yıkılacaksa, Hrant Dink’in yargılandığı davalarda mahkeme salonunda yer tutan, adliye binasını kuşatanların safında yer alan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Bedri Baykam gibi yiğitler de FETÖ üyesi olsalar gerek.
Yani ey AKP elebaşıları!.. Ey Cemaat’in ılımlı İslam dümenine yatmış elebaşıları!.. Ey Perinçsizler, Kerinçekler, Veli Küçükler!..
Hepiniz oradaydınız..."
İşte Aydın Engin'in Hrant’ı da Cemaat öldürmüş öyle mi? başlıklı yazısı:
Hrant Dink’in ölümü de Cemaat’in marifetiymiş.
Şaşmam.
Cemaat’in siyasi çizgisi Türk milliyetçiliğidir. Hrant Dink ise Ermenidir.
Cemaat’in dini çizgisi Sünni Müslümandır. Hrant olsa olsa Hıristiyan olur. Herhalde Müslüman değildir. Cemaat’in kendine yakıştırdığı ya da ona yakıştırılan “ılımlı İslam” yaftası darbe girişimi sırasında düştü. Artık ılımlı yerine “kanlı” dense yeridir.
O yüzden Cemaat, Hrant Dink’i öldürtmüş olabilir. Hatta çoooook ileri görüşlü savcının yazdığı gibi, “Hrant’ı öldürterek 15 Temmuz darbesinin ilk kurşununu atmış” olabilir...
Hrant 2007’de öldürüldü. Demek Cemaat 2016 Temmuz’unda girişeceği darbenin ilk kurşununu dokuz yıl önceden atmış.
Zaten bugüne dek bir türlü yargıç önüne çıkarılamayan, cinayet sırasında Trabzon Jandarma Komutanı olan ve astlarından gelen cinayet ihbarını hasıraltı eden Ali Öz’ün de FETÖ’cü olduğunu AKP medyasının habercileri bizlere duyurdu. Nitekim Albay Öz de yargıç karşısına çıkıyor. Ayrıca cinayet sırasında Agos’un oralarda katil Ogün Samast için “çevre güvenliği” alan jandarma astsubayı da tutuklandı. AKP medyasına bakılırsa zaten o da Cemaatçiymiş.
Eh, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstanbul İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer zaten tutuklular. Suçları FETÖ üyesi olmak, Hrant Dink’in öldürülmesine bilerek göz yummak, cinayet yolunu açık tutmak...
Tastamam dokuz yıl sonra nihayet sanık olarak yargıç karşısına çıkarılan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah,dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir’in de FETÖ’cü olup olmadıkları henüz ilan edilmedi. Edilirlerse şaşırmayacağım...
***
Böylece Hrant Dink davası da Cemaat’in, yani FETÖ’nün üstüne yıkıldı.
Darbe girişimi bize, Cemaat’in bunu yapabileceğini kanıtladı. Yani yazının başından beri sayageldiklerimin hiçbirine şaşırmam...
Ama inanmam.
İnanmam için salak olmam lazım.
Hrant Dink cinayetini (de) Cemaat’in üstüne yıkıp kendilerinin ve yeni“müttefiklerinin” ellerini yıkama dümenini yutmamızı bekliyorlar.
Eğer Dink cinayeti tümüyle ve yalnızca Cemaat’in marifeti ise, yıllar boyu polis şefleri ve İstanbul ve Trabzon valileri için yargılama izni vermeyenlerin de FETÖ tayfası olmaları gerek. Bu böyleyse 2007’den bu yana İçişleri Bakanlığı koltuğundan oturan bütün AKP’liler de FETÖ üyesi demektir.
Dahası...
Eğer Hrant Dink cinayetinin tüm suçu sadece Cemaat’in sırtına yıkılacaksa, Hrant Dink’in yargılandığı davalarda mahkeme salonunda yer tutan, adliye binasını kuşatanların safında yer alan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Bedri Baykam gibi yiğitler de FETÖ üyesi olsalar gerek.
Yani ey AKP elebaşıları!.. Ey Cemaat’in ılımlı İslam dümenine yatmış elebaşıları!.. Ey Perinçsizler, Kerinçekler, Veli Küçükler!..
Hepiniz oradaydınız...
Orada; Hrant’ın ölümüne giden kanlı yolun taşlarını döşeyenler arasında; mahkeme salonlarında Hrant’ı linç etmek için tepinenler arasında ve 2007’nin 19 Ocak’ında arkadaşım kalleşçe, arkadan vurulup öldürülürken Agos’un önünde...
Kiminiz cisminizle, kiminiz isminizle, kiminiz milliyetçiliğinizleoradaydınız!..
Engin şöyle devam etti:
"Eğer Dink cinayeti tümüyle ve yalnızca Cemaat’in marifeti ise, yıllar boyu polis şefleri ve İstanbul ve Trabzon valileri için yargılama izni vermeyenlerin de FETÖ tayfası olmaları gerek. Bu böyleyse 2007’den bu yana İçişleri Bakanlığı koltuğundan oturan bütün AKP’liler de FETÖ üyesi demektir.
Dahası...
Eğer Hrant Dink cinayetinin tüm suçu sadece Cemaat’in sırtına yıkılacaksa, Hrant Dink’in yargılandığı davalarda mahkeme salonunda yer tutan, adliye binasını kuşatanların safında yer alan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Bedri Baykam gibi yiğitler de FETÖ üyesi olsalar gerek.
Yani ey AKP elebaşıları!.. Ey Cemaat’in ılımlı İslam dümenine yatmış elebaşıları!.. Ey Perinçsizler, Kerinçekler, Veli Küçükler!..
Hepiniz oradaydınız..."
İşte Aydın Engin'in Hrant’ı da Cemaat öldürmüş öyle mi? başlıklı yazısı:
Hrant Dink’in ölümü de Cemaat’in marifetiymiş.
Şaşmam.
Cemaat’in siyasi çizgisi Türk milliyetçiliğidir. Hrant Dink ise Ermenidir.
Cemaat’in dini çizgisi Sünni Müslümandır. Hrant olsa olsa Hıristiyan olur. Herhalde Müslüman değildir. Cemaat’in kendine yakıştırdığı ya da ona yakıştırılan “ılımlı İslam” yaftası darbe girişimi sırasında düştü. Artık ılımlı yerine “kanlı” dense yeridir.
O yüzden Cemaat, Hrant Dink’i öldürtmüş olabilir. Hatta çoooook ileri görüşlü savcının yazdığı gibi, “Hrant’ı öldürterek 15 Temmuz darbesinin ilk kurşununu atmış” olabilir...
Hrant 2007’de öldürüldü. Demek Cemaat 2016 Temmuz’unda girişeceği darbenin ilk kurşununu dokuz yıl önceden atmış.
Zaten bugüne dek bir türlü yargıç önüne çıkarılamayan, cinayet sırasında Trabzon Jandarma Komutanı olan ve astlarından gelen cinayet ihbarını hasıraltı eden Ali Öz’ün de FETÖ’cü olduğunu AKP medyasının habercileri bizlere duyurdu. Nitekim Albay Öz de yargıç karşısına çıkıyor. Ayrıca cinayet sırasında Agos’un oralarda katil Ogün Samast için “çevre güvenliği” alan jandarma astsubayı da tutuklandı. AKP medyasına bakılırsa zaten o da Cemaatçiymiş.
Eh, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstanbul İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer zaten tutuklular. Suçları FETÖ üyesi olmak, Hrant Dink’in öldürülmesine bilerek göz yummak, cinayet yolunu açık tutmak...
Tastamam dokuz yıl sonra nihayet sanık olarak yargıç karşısına çıkarılan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah,dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir’in de FETÖ’cü olup olmadıkları henüz ilan edilmedi. Edilirlerse şaşırmayacağım...
***
Böylece Hrant Dink davası da Cemaat’in, yani FETÖ’nün üstüne yıkıldı.
Darbe girişimi bize, Cemaat’in bunu yapabileceğini kanıtladı. Yani yazının başından beri sayageldiklerimin hiçbirine şaşırmam...
Ama inanmam.
İnanmam için salak olmam lazım.
Hrant Dink cinayetini (de) Cemaat’in üstüne yıkıp kendilerinin ve yeni“müttefiklerinin” ellerini yıkama dümenini yutmamızı bekliyorlar.
Eğer Dink cinayeti tümüyle ve yalnızca Cemaat’in marifeti ise, yıllar boyu polis şefleri ve İstanbul ve Trabzon valileri için yargılama izni vermeyenlerin de FETÖ tayfası olmaları gerek. Bu böyleyse 2007’den bu yana İçişleri Bakanlığı koltuğundan oturan bütün AKP’liler de FETÖ üyesi demektir.
Dahası...
Eğer Hrant Dink cinayetinin tüm suçu sadece Cemaat’in sırtına yıkılacaksa, Hrant Dink’in yargılandığı davalarda mahkeme salonunda yer tutan, adliye binasını kuşatanların safında yer alan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Bedri Baykam gibi yiğitler de FETÖ üyesi olsalar gerek.
Yani ey AKP elebaşıları!.. Ey Cemaat’in ılımlı İslam dümenine yatmış elebaşıları!.. Ey Perinçsizler, Kerinçekler, Veli Küçükler!..
Hepiniz oradaydınız...
Orada; Hrant’ın ölümüne giden kanlı yolun taşlarını döşeyenler arasında; mahkeme salonlarında Hrant’ı linç etmek için tepinenler arasında ve 2007’nin 19 Ocak’ında arkadaşım kalleşçe, arkadan vurulup öldürülürken Agos’un önünde...
Kiminiz cisminizle, kiminiz isminizle, kiminiz milliyetçiliğinizleoradaydınız!..