AYDIN DOĞAN'A "ÇÖLAŞAN VE UĞUR DÜNDAR'I SUSUTUR İSTEDİĞİNİZ HER ŞEYİ YAPALIM" DİYEN KİM?...

"Gazeteciye "Patronunu bırakıp, Asil Nadir´le çalışacaksın." diyen başbakan kimdi? Ya "Bugün gazeteciler, gazetecilik yapamıyorlarsa yalakalıklarından yapamıyorlar." diyen kim?

Zafer Mutlu'dan iddialı sözler; "İt iti ısırmaz"ı bıraktık ve döndük basın için yazmaya başladık."

Melda Davran ve Ali Sekmeç'in editörlüğünde hazırlanan bu kitap, kimi zaman dördüncü kuvvet sayılmış, zaman zaman da yorulmuş, yıpratılmış bir mesleğin öyküsüdür... Televizyon için çekilmiş "Basının Kısa Tarihi" belgeselinin yazıda hayat bulma halidir.

Nebil Özgentürk, bu kitabın ortaya çıkma sebebini şu sözlerle açıklıyor:


"Hani "söz uçar, yazı kalır" ya; işte, biz de kalsın istedik!


Sonraki baharlara kalsın...


Raflarda kalsın!


Yıllara kalsın!


Kısacası deyim yerindeyse, divana (!) kalsın!

Sansürler, yasaklar, çiğnenen basın özgürlüğü...


Çarpıcı anekdotlar, kışkırtıcı anılar, tarihe düşülmesi gereken ilginç hikâyeler...


Basın şehitleri Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Hırant Dink'in ardından söylenenler...


Basında el değiştirmeler, medya patronları, 6-7 Eylül olaylarının manipülasyonu...

Ertuğrul Özkök, Dinç Bilgin, Zafer Mutlu ilk kez ve bu kadar uzun konuşuyor...

Cumhuriyetten günümüze basında etkin rol almış 37 değerli kalemle yapılan röportajlar ışığında sadece Türk Basınının tarihini değil, Türkiye'nin ve Türk demokrasisinin de kısa tarihini okuyacaksınız.

Kitapta tartışma yaratacak anekdotlar...

"Gazeteciye "Patronunu bırakıp, Asil Nadir'le çalışacaksın." diyen başbakan kimdi?

Zafer Mutlu'dan iddialı sözler; "İt iti ısırmaz"ı bıraktık ve döndük basın için yazmaya başladık."

Ertuğrul Özkök: "Özer Çiller geldi Aydın Bey'e; Emin Çölaşan'la Uğur Dündar'ı sustur, şunları susturun, istediğiniz her şeyi yapalım" dedi.

Dinç Bilgin: "28 şubatta yayınlanan andıç meselesinde masumum. Sabah gazetesi yoldan çıkmıştı. Sabah artık eski Sabah değildi.

Bekir Çoşkun: "Bugün gazeteciler, gazetecilik yapamıyorlarsa yalakalıklarından yapamıyorlar."

Sıkıyönetim komutanından sansür!


"Eğer fırınların önünde toplanan insanları çekerseniz, bu milleti çökertmek içindir, kapatırım gazeteyi. Eğer cinayet haberini yazarsanız, memlekette yolsuzluk var demektir, gazeteyi kapatırım... Muhalefetin katiyen haberleri çıkmayacak, dışarıdan hiçbir haber girmeyecek, dış haberleri ancak Anadolu Ajansı'ndan alabilirsiniz."

Emin Çölaşan: "Türk basınında ilk yozlaşma 12 Eylül döneminde başlamıştır. Özal döneminde ise yağcılık başladı basında, yalakalık başladı. Türkiye'de tek parti iktidarı olduğu zaman basın çizgisinden sapıyor."