Aydın Doğan Radikal'i cemaatin emrine verdi! Yeni Şafak yazarı fena bombaladı!
Radikal gazetesinin cemaatin emrine verildiğini iddia eden Yeni Şafak yazarı Cem Küçük, Aydın Doğan ve Radikal yazarlarına seslendi..
Yeni Şafak köşe yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında başta Radikal yazarları olmak üzere, Aydın Doğan medyasına eleştiriler yöneltti.
Küçük, Doğan'ın Radikal gazetesini Cemaat'in hizmetine sunduğunu iddia etti.
Küçük'ün yazısı şu şekilde:
'Onun ayakkabı topuğunu sökeceğim!'
Bu lafı 1998 yılında Mesut Yılmaz, Hürriyet'in o dönemki Ankara temsilcisi Sedat Ergin için söylemişti. Kendisi hakkında yaptığı haberlerden rahatsız olan Mesut Yılmaz 'Onun ayakkabı topuğunu sökeceğim' diye açık açık Ergin'i tehdit ediyordu. Ama Aydın Doğan medyası kıyameti koparması gerekirken karton fabrikasının ihalesini kovalamakla meşgul olduğu için tehdidi gözardı etti.
Türkiye'nin yakın tarihinde darbelere destek vermiş, hükümetler indirip yenisini kurmuş Doğan medyasının adamları şimdi ahlak dersleri veriyorlar. Eski Türkiye ve onun büyük sermayeye biat eden adamları için işler artık kolay değil. Türkiye şu anda kirli ve karanlık bir paralel örgütlenmeyle topyekun mücadele ediyor. Bu süreç bitince medya ve akademi camiasından da çok insan tasfiye olacak. Türkiye paralel gazeteciler ve paralel akademisyenler gerçeğiyle açık ve net delillerle tanışacak. Bazı gazeteciler ve akademisyenler insanların mahremini çekip internete koyan, binlerce masum kişiyi sahte kanıtlarla içeri atan, KPSS sorularını çalan ve yabancı istihbarat örgütlerine devletin sırlarını satan illegal bir örgütünün maşası konumundalar. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde bu eylemler suçtur. Bu suçların maşası olmak gazeteci ve akademisyen olmaya ihanet etmektir.
Bu ülkenin bazı gazetecileri ya da dışarıdan ithal edilen ajanlar Türkiye El-Kaide'ye yardım ediyor manşetleriyle dünyaya haberler geçiyorlar. Her gün Türkiye Cumhuriyeti'ni terörist bir devlet olarak gösteren karanlık isimler açık açık suç işliyorlar. ABD'de yaşayan yabancı bir gazeteci, ABD'nin El Kaide'ye destek verdiği gibi bir yalanı söylediği an ABD'den kovulur ve bir daha o ülkeye turist olarak bile giremez.
76 milyon insanın geleceğini karartma amaçlı MOSSAD kaynaklı, 'Türkiye El-Kaide'ye yardım ediyor' türü istihbari imaj operasyonu noktasında Türk medyasının bir bütün olması gerekirdi. Artık Türkiye ile hiçbir samimi bağları kalmadığı ayan beyan ortada olan paralel yapı medyası ile Aydın Doğan medyası el ele kol kola meşru hükümet aleyhine yayınlar yapıyorlar.
Benim merak ettiğim şu: Aydın Doğan özellikle Radikal gazetesini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne savaş açmış bu paralel yapının emrine verdiğinin farkında mı? Doğan yargının elindeki birkaç davası uğruna milli devletine, ordusuna, istihbaratına ve toprağına kötülük ettiğini görmüyor mu? Yılda 10 milyon dolar zarar eden bir gazete sırf birkaç dava uğruna paralel yapıya rehin verilmiş durumda.
Köie yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
Küçük, Doğan'ın Radikal gazetesini Cemaat'in hizmetine sunduğunu iddia etti.
Küçük'ün yazısı şu şekilde:
'Onun ayakkabı topuğunu sökeceğim!'
Bu lafı 1998 yılında Mesut Yılmaz, Hürriyet'in o dönemki Ankara temsilcisi Sedat Ergin için söylemişti. Kendisi hakkında yaptığı haberlerden rahatsız olan Mesut Yılmaz 'Onun ayakkabı topuğunu sökeceğim' diye açık açık Ergin'i tehdit ediyordu. Ama Aydın Doğan medyası kıyameti koparması gerekirken karton fabrikasının ihalesini kovalamakla meşgul olduğu için tehdidi gözardı etti.
Türkiye'nin yakın tarihinde darbelere destek vermiş, hükümetler indirip yenisini kurmuş Doğan medyasının adamları şimdi ahlak dersleri veriyorlar. Eski Türkiye ve onun büyük sermayeye biat eden adamları için işler artık kolay değil. Türkiye şu anda kirli ve karanlık bir paralel örgütlenmeyle topyekun mücadele ediyor. Bu süreç bitince medya ve akademi camiasından da çok insan tasfiye olacak. Türkiye paralel gazeteciler ve paralel akademisyenler gerçeğiyle açık ve net delillerle tanışacak. Bazı gazeteciler ve akademisyenler insanların mahremini çekip internete koyan, binlerce masum kişiyi sahte kanıtlarla içeri atan, KPSS sorularını çalan ve yabancı istihbarat örgütlerine devletin sırlarını satan illegal bir örgütünün maşası konumundalar. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde bu eylemler suçtur. Bu suçların maşası olmak gazeteci ve akademisyen olmaya ihanet etmektir.
Bu ülkenin bazı gazetecileri ya da dışarıdan ithal edilen ajanlar Türkiye El-Kaide'ye yardım ediyor manşetleriyle dünyaya haberler geçiyorlar. Her gün Türkiye Cumhuriyeti'ni terörist bir devlet olarak gösteren karanlık isimler açık açık suç işliyorlar. ABD'de yaşayan yabancı bir gazeteci, ABD'nin El Kaide'ye destek verdiği gibi bir yalanı söylediği an ABD'den kovulur ve bir daha o ülkeye turist olarak bile giremez.
76 milyon insanın geleceğini karartma amaçlı MOSSAD kaynaklı, 'Türkiye El-Kaide'ye yardım ediyor' türü istihbari imaj operasyonu noktasında Türk medyasının bir bütün olması gerekirdi. Artık Türkiye ile hiçbir samimi bağları kalmadığı ayan beyan ortada olan paralel yapı medyası ile Aydın Doğan medyası el ele kol kola meşru hükümet aleyhine yayınlar yapıyorlar.
Benim merak ettiğim şu: Aydın Doğan özellikle Radikal gazetesini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne savaş açmış bu paralel yapının emrine verdiğinin farkında mı? Doğan yargının elindeki birkaç davası uğruna milli devletine, ordusuna, istihbaratına ve toprağına kötülük ettiğini görmüyor mu? Yılda 10 milyon dolar zarar eden bir gazete sırf birkaç dava uğruna paralel yapıya rehin verilmiş durumda.
Köie yazısının tamamını okumak için tıklayınız.