AYDIN DOĞAN HANGİ STAR YAZARINI MUSTAFA KARAALİOĞLU'NA ŞİKAYET ETTİ?

Yazarınız beni ve sahibi olduğum yayın kuruluşlarını, CHP Genel Başkanlık seçimi ile ilgili gelişmelerde taraf gibi göstermeye çalışmış.Üzüntüyle okudum

Bütün partilere eşit mesafedeyim, sürecin dışındayım!

Aydın Doğan’ın mektubu:

CHP’de son günlerde yaşanan gelişmeler nedeniyle bazı medya kuruluşları da kritik ediliyor. Bazı yorumcular özellikle, Doğan Grubu gazetelerinin tavrı üzerinde odaklanmaktadırlar.

Birçok gazete ve televizyonlarda olduğu gibi star gazetesinde de Ergun Babahan dahil bu yönde yorumlar oldu. Sayın Aydın Doğan, Babahan’ın dünkü yazısına itiraz eden bir mektup gönderdi. Kanaatim, Aydın Bey’in yazıda belirtilen İmralı imasını yanlış değerlendirdiği yönündedir. Fazla hassas davrandığını düşünüyorum, zira yazıdan böyle bir anlam çıkmıyor. Ama mektubunda, son günlerde merak edilen konulara da değiniyor ki, bence bu kısımlar önemlidir.

İşte Aydın Bey’in mektubu:

“Sayın Mustafa Karaalioğlu,

Gazetenizin köşe yazarlarından Ergun Babahan’ın bugünkü yazısını üzüntüyle okudum. Yazarınız, beni ve sahibi olduğum yayın kuruluşlarını, CHP Genel Başkanlık seçimi ile ilgili gelişmelerde taraf gibi göstermeye çalışmış.

Yazarınızın iddialarını burada aynı ifadelerle tekrarlamayı bile kendime karşı yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum.

Sadece şunu belirtmek sanırım ne demek istediğimi izah edecektir. Kendisi beni İmralı ile işbirliği içinde göstermektedir ki bu asla kabul edilemez.

Ortaya atılan komplo teorisinin gerçekle yakından uzaktan ilgisi yoktur. Bu izansız iddiaları mantıkla açıklamak, dolayısıyla cevabını vermek de mümkün değildir. Hak ettiği ve layık olduğu tek cevap, “Deli saçması” deyip geçmekti. Ancak, yakın geçmiş birçok acı örnekle bana gösterdi ki, atılan iftiralar ne yazık ki iz bırakıyor.

Benim, yazarlarıma talimat verdiğim konusundaki ifadesini ise, sadece bana değil, mesleğimizin tümüne atılmış bir iftira olarak görüyorum.

Sayın Karaalioğlu;

Ben, bütün siyasi partilere eşit mesafedeyim. CHP genel başkanlık yarışı ile yakından uzaktan ilgim yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu ile hayatımda bir kere karşılaştım. Ayrıca geçmişte bir olay nedeniyle kendisi hakkında dava açmıştım.

CHP Genel Başkanı’nı seçecek olan yetkili kurul partinin kurultayıdır. Genel seçimde alacağı oyu da seçmen belirleyecektir.

Bu süreçte grubumuzun gazetelerini okudunuz, televizyonlarını izlediyseniz şunu görmüş olmalısınız. Deniz Baykal’ı istifaya davet eden yazarımız da olmuştur, istifa etmemesini, ettikten sonra geri dönmesini isteyen yazarımız da. Her toplumsal ve siyasi olayda olduğu gibi bu konuda da gazete ve televizyonlarımızın bir politika birliği yoktur.
Ayrıca, Anayasa tartışmaları dahil hemen hemen her siyasi konuda, yazarlarımız arasında bir görüş birliği olmadığı, hatta birbirine tamamen zıt yazıların yayınlandığı da bir gerçektir.


Ben kendi payıma, bütün bunların dışındayım. Gazete sahibi olarak, partilerin hiçbirinin iç süreçlerine müdahele etmek gibi bir niyetim asla yoktur. Ayrıca kendimde böyle bir hakkı da görmem...

Ama bu haksızlıklar ve iftiralar karşısında sessiz kalmamın mümkün olamayacağını da ifade etmek isterim.

Yazıdaki ifadeler hakaret, iddialar da iftira sınırını aşmıştır.

Sadece İmralı benzetmesi bunu ispata kafidir.

Mustafa Bey;

Amacım polemiğe girmek değil. Elinde kalemi olmayan yayın kuruluşu sahiplerini tartışmaya çekmek mesleğimiz açısından yararlı sonuçlar vermiyor. O nedenle cevabımı size gönderiyorum.

Uygun görüp yayınlarsanız memnun olurum.

En iyi dileklerimle,

Aydın Doğan”