Aydın Boysan balkondan seslendi: Ey Erdoğan! Nefret etmek sevmekten kolaydır
Mimar ve gazeteci Aydın Boysan, Cumhuriyet gazetesinden Ceren Çıplak'ın sorularını yanıtladı.
Ünlü yazar ve mimar Aydın Boysan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Ey Erdoğan! Nefret etmek sevmekten kolaydır. Kendinizi hangi konuda olursa olsun ona yaklaşmaktan koparacak olan nefret duygularından mutlaka kaçınınız" dedi.
"Toplumu bozan alkol değil ahlaktır" diyen Boysan, "Sahtekâr, zihinsel dolandırıcılık yapmaktan çekinmeyen politikacıların rezilce ifadesi bunlar" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'ın sorularını yanıtlayan Aydın Boysan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Ülkemizdeki yöneticiler alkolü de alkol içeni de pek sevmiyor... Alkol yasaklanabilen bir şey midir?
Rakı, viski, votka hepsi birbirinin aynısıdır. Farklılıklar yaratıp bunlar üzerinden hükümler vermek yanlış. İçkiyi yasak etme kafası budalalık. Teşvik etmek de budalalık. Rakı içmesini bilmeyeni kepaze eder. İnsanın, insani bir değeri yoksa ister rakı olsun ister şarap bütün içkiler zarar getirir.
‘Alkol değil, ahlak’
- Alkol toplumu bozar mı?
Toplumu bozan alkol değil ahlaktır, hatta ahlak zafiyetidir. Sahtekâr, zihinsel dolandırıcılık yapmaktan çekinmeyen politikacıların rezilce ifadesi bunlar.
- ‘İçki içen cehenneme gider’e ne diyorsunuz?
Bunu söyleyen zihniyet cennete gidiyorsa ben cehenneme gitmek isterim. Cennet sadece içki içmeyenlere mahsus bir yer ise ben cehenneme giderim.
- Türkiye’deki siyaset anlayışına katlanabiliyor musunuz?
Türkiye’de siyasete katlanabilen insanlar ruhsal olarak fevkalede dayanıklı tiplerdir. Ülkemizdeki siyasetçilerin başarılı olduklarına dair bilgim yok.
'Türkiye’deki siyasetçilere dayanmıyorum, dayanmayacağım da...'
- Sanırım bir dönem size de siyasete katılmanız için teklif gelmişti...
Siyasete katılmayı reddettiğim için pişman değilim, ama şu anda siyasetin dışında olmakla da kurtulunmuyor ki, ama içinde olsaydım vicdan azabı çekerdim.
- AKP ile CHP koalisyon hükümeti kuramadı...
Geri ülkelerde demokrasi zordur, ne olursa olsun demokrasi adına ciddi sonuçlar alınamaz, çünkü siyasetçiler arasında hatta toplumda anlaşma yeteneği yoktur. Anlaşmak yetenek ister, ne istediğini bilmenin dışında ne istenebileceğini de bilmek şarttır. Bunu bilmediğimiz için bugünkü anlaşmazlıklar doğuyor. Toplumlar gelişmedikçe demokratik yönetimler aksamak akıbetinden kurtulamazlar. Tıpkı bizde olduğu gibi.
‘Başbakan şair Çapan’
- Erken seçim için ne diyorsunuz?
Halk oy vermesini bilmeli onu da bilmiyorlar. Halkın seçme yeteneği zayıf.
- Siz başbakan olsaydınız hükümeti kimlerle kurardınız?
Ömür boyu tanıdığım insanlar içinde saygı ve sevgi duyduğum kişileri ayırır onlarla hükümet kurardım. Cevat Çapan’ı (şair, yazar, çevirmen) başbakan yapardım. Hasan Pulur’u da kültür bakanı.
- Siyasetçilere sesleniş konuşması yapmak ister misiniz? Bu şahane balkonda biz bu kez siyasiler için balkon konuşması yapalım mı? Buyrun...
Ey politikacılar! Eğer topluma hayırlı bir iş yapmak isterseniz halka sanatı sevdirme görevini alın mutlaka.
Ey politikacılar! Unutmayınız ki halk için hiçbir şey yapmasanız bu yanınızla asla unutulmazsınız. Halk zaten ışık bekliyor. Halkın kafalarını aydınlatacak ışıkları çakma çabasından vazgeçmeyin. Toplumda bugün bulduğunuz ne kadar kusur varsa o kusurlara sizde katkıda bulunmuş olacaksınız.
Ey Erdoğan! Nefret etmek sevmekten kolaydır. Kendinizi hangi konuda olursa olsun ona yaklaşmaktan koparacak olan nefret duygularından mutlaka kaçınınız. Bunun yolu da sevmeseniz bile kolaylıkla nefret etme hafifliğinden uzaklaşarak olur.
Ey Erdoğan! Halkı aydınlatacak çabalara çırpınarak girmezseniz sonuçları sizin gelecek kuşaklarınızı kafasızlığa sürüklemenize neden olur.
‘Erdoğan’ı sevmem’
- Erdoğan için “kendinizi sevin” diyecekseniz sandım bir an.
Erdoğan’a neden kendisini sevmesi gerektiğini anlatmam için önce onu sevmem gerekiyor. Erdoğan’ı sevmiyorum ki...
- Neden?
Çünkü sevgi duymak başlangıçta mutlaka beğeni duymakla başlar.
- Ataol Behramoğlu şiirindeki gibi “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diyecek olursanız ne söylersiniz?
Küçümsemeyin, nefret etmeyin. Küçümsemek ve nefret etmek en kolay duygulanmalardır. İnsanlar arasında sevgi duymaya yetenekli kişileri ayırıp onları ruh köşelerinde uygun yerlere yerleştirin, bu yerleştirme duygusu mutlaka akıl da kullanarak canlandırılmalıdır.
Söyleşinin tamamı için tıklayın
"Toplumu bozan alkol değil ahlaktır" diyen Boysan, "Sahtekâr, zihinsel dolandırıcılık yapmaktan çekinmeyen politikacıların rezilce ifadesi bunlar" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'ın sorularını yanıtlayan Aydın Boysan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Ülkemizdeki yöneticiler alkolü de alkol içeni de pek sevmiyor... Alkol yasaklanabilen bir şey midir?
Rakı, viski, votka hepsi birbirinin aynısıdır. Farklılıklar yaratıp bunlar üzerinden hükümler vermek yanlış. İçkiyi yasak etme kafası budalalık. Teşvik etmek de budalalık. Rakı içmesini bilmeyeni kepaze eder. İnsanın, insani bir değeri yoksa ister rakı olsun ister şarap bütün içkiler zarar getirir.
‘Alkol değil, ahlak’
- Alkol toplumu bozar mı?
Toplumu bozan alkol değil ahlaktır, hatta ahlak zafiyetidir. Sahtekâr, zihinsel dolandırıcılık yapmaktan çekinmeyen politikacıların rezilce ifadesi bunlar.
- ‘İçki içen cehenneme gider’e ne diyorsunuz?
Bunu söyleyen zihniyet cennete gidiyorsa ben cehenneme gitmek isterim. Cennet sadece içki içmeyenlere mahsus bir yer ise ben cehenneme giderim.
- Türkiye’deki siyaset anlayışına katlanabiliyor musunuz?
Türkiye’de siyasete katlanabilen insanlar ruhsal olarak fevkalede dayanıklı tiplerdir. Ülkemizdeki siyasetçilerin başarılı olduklarına dair bilgim yok.
'Türkiye’deki siyasetçilere dayanmıyorum, dayanmayacağım da...'
- Sanırım bir dönem size de siyasete katılmanız için teklif gelmişti...
Siyasete katılmayı reddettiğim için pişman değilim, ama şu anda siyasetin dışında olmakla da kurtulunmuyor ki, ama içinde olsaydım vicdan azabı çekerdim.
- AKP ile CHP koalisyon hükümeti kuramadı...
Geri ülkelerde demokrasi zordur, ne olursa olsun demokrasi adına ciddi sonuçlar alınamaz, çünkü siyasetçiler arasında hatta toplumda anlaşma yeteneği yoktur. Anlaşmak yetenek ister, ne istediğini bilmenin dışında ne istenebileceğini de bilmek şarttır. Bunu bilmediğimiz için bugünkü anlaşmazlıklar doğuyor. Toplumlar gelişmedikçe demokratik yönetimler aksamak akıbetinden kurtulamazlar. Tıpkı bizde olduğu gibi.
‘Başbakan şair Çapan’
- Erken seçim için ne diyorsunuz?
Halk oy vermesini bilmeli onu da bilmiyorlar. Halkın seçme yeteneği zayıf.
- Siz başbakan olsaydınız hükümeti kimlerle kurardınız?
Ömür boyu tanıdığım insanlar içinde saygı ve sevgi duyduğum kişileri ayırır onlarla hükümet kurardım. Cevat Çapan’ı (şair, yazar, çevirmen) başbakan yapardım. Hasan Pulur’u da kültür bakanı.
- Siyasetçilere sesleniş konuşması yapmak ister misiniz? Bu şahane balkonda biz bu kez siyasiler için balkon konuşması yapalım mı? Buyrun...
Ey politikacılar! Eğer topluma hayırlı bir iş yapmak isterseniz halka sanatı sevdirme görevini alın mutlaka.
Ey politikacılar! Unutmayınız ki halk için hiçbir şey yapmasanız bu yanınızla asla unutulmazsınız. Halk zaten ışık bekliyor. Halkın kafalarını aydınlatacak ışıkları çakma çabasından vazgeçmeyin. Toplumda bugün bulduğunuz ne kadar kusur varsa o kusurlara sizde katkıda bulunmuş olacaksınız.
Ey Erdoğan! Nefret etmek sevmekten kolaydır. Kendinizi hangi konuda olursa olsun ona yaklaşmaktan koparacak olan nefret duygularından mutlaka kaçınınız. Bunun yolu da sevmeseniz bile kolaylıkla nefret etme hafifliğinden uzaklaşarak olur.
Ey Erdoğan! Halkı aydınlatacak çabalara çırpınarak girmezseniz sonuçları sizin gelecek kuşaklarınızı kafasızlığa sürüklemenize neden olur.
‘Erdoğan’ı sevmem’
- Erdoğan için “kendinizi sevin” diyecekseniz sandım bir an.
Erdoğan’a neden kendisini sevmesi gerektiğini anlatmam için önce onu sevmem gerekiyor. Erdoğan’ı sevmiyorum ki...
- Neden?
Çünkü sevgi duymak başlangıçta mutlaka beğeni duymakla başlar.
- Ataol Behramoğlu şiirindeki gibi “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diyecek olursanız ne söylersiniz?
Küçümsemeyin, nefret etmeyin. Küçümsemek ve nefret etmek en kolay duygulanmalardır. İnsanlar arasında sevgi duymaya yetenekli kişileri ayırıp onları ruh köşelerinde uygun yerlere yerleştirin, bu yerleştirme duygusu mutlaka akıl da kullanarak canlandırılmalıdır.
Söyleşinin tamamı için tıklayın