Atatürk’ün vasiyeti davasında flaş karar!
Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin çocukları, annelerinin vasiyetname gereği alması gereken miras payını almadığı iddiasıyla CHP ve İş Bankası aleyhine dava açmıştı.
Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin çocuklarının, annelerinin vasiyetname gereği alması gereken miras payını almadığı iddiasıyla CHP ve İş Bankası aleyhine "mirastan doğan alacak ve tazminat miktarının tespiti"ne ilişkin açtığı davada mahkeme, Atatürk'ün son ikametgahının Ankara'da bulunması nedeniyle yetkisizlik kararı verdi.
İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya, tarafların avukatları katıldı. Davalı CHP adına katılan avukat Şerdil Dara Odabaşı, mahkemenin bu davada yetkisiz olduğunu ve dosyanın Ankara'da görülmesi gerektiğini anlattığı yetki itirazını içeren dilekçesini sundu. Söz konusu talebe itiraz eden davacı avukatları, Türkiye İş Bankasının merkezinin İstanbul'da olduğunu belirterek, "Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk, ülkemize mal olmuş bir değer olduğu için ikametgahı ile ilgili sınırlama yapamayız. Bu yüzden yetki itirazı yerinde değildir. Davanın bu mahkemede görülmesini istiyoruz." dedi. Avukatların taleplerinin ardından kararını açıklayan mahkeme hakimi, vasiyetname düzenleyen Mustafa Kemal Atatürk’ün son ikametgah adresi olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu sebeple mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından davanın kesin yetki sebebiyle usulden reddine karar verildi. Karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi.
SÜREÇ
Sakarya'da 1 Ağustos 2012'de geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin çocukları Ahmet Kemal Doğançay ve Ali Kemal Doğançay, avukatları aracılığıyla İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, Atatürk'ün 5 Eylül 1938'de düzenlediği vasiyetnamesi gereğince Ülkü Adatepe'ye bırakılan mirastan doğan alacak ve tazminat miktarının tespit edilmesi için dava açmıştı.
Mahkemeye sunulan dilekçede, Ülkü Adatepe'nin de aralarında bulunduğu altı kişiye, o zamanın koşullarına göre ayda 200 lira pay verilmesi gerektiğine işaret edilerek, Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Adatepe'ye, 1 Ağustos 2006'da 5 bin 500, daha sonra kademeli olarak 10 bin ve son olarak ölümünden önce 2012 yılında ise 15 bin lira nema ödemesi yapıldığı belirtilmişti.
İş Bankası uhdesindeki nakit ve hisse senetleri ile bunlara karşılık gelen CHP'nin hissesi, bankanın ulaşmış olduğu ekonomik büyüklük, sermaye tutarı ve tüm ekonomik varlıkları dikkate alındığında ödenen payın çok düşük olduğu savunulan dilekçede, Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetnamesine uyulmadığı ileri sürülmüştü.
İhtarname çekilen İş Bankası'ndan verilen yanıtta, vasiyetnamede CHP'nin mahsup mirasçı, İş Bankası'nın ise sırf para ve hisse senetlerinin nemalandırılmasını temin etmek üzere "vasiyeti tenfiz memuru" olarak yer aldığı aktarılan dilekçede, "İş Bankası'nın sorumluluğu CHP'ye yüklediği, CHP'nin ise ihtarnameye yanıt vermediği" savunulmuştu.
DAVA REDDEDİLDİ YARGITAY BOZDU
Davayı 12 Şubat 2014'deki duruşmada karara bağlayan İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermişti.
Kararın temyiz edildiği Yargıtay Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozmuş, bunun üzerine dava İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde yeniden görülmeye başlanmıştı.
İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya, tarafların avukatları katıldı. Davalı CHP adına katılan avukat Şerdil Dara Odabaşı, mahkemenin bu davada yetkisiz olduğunu ve dosyanın Ankara'da görülmesi gerektiğini anlattığı yetki itirazını içeren dilekçesini sundu. Söz konusu talebe itiraz eden davacı avukatları, Türkiye İş Bankasının merkezinin İstanbul'da olduğunu belirterek, "Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk, ülkemize mal olmuş bir değer olduğu için ikametgahı ile ilgili sınırlama yapamayız. Bu yüzden yetki itirazı yerinde değildir. Davanın bu mahkemede görülmesini istiyoruz." dedi. Avukatların taleplerinin ardından kararını açıklayan mahkeme hakimi, vasiyetname düzenleyen Mustafa Kemal Atatürk’ün son ikametgah adresi olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu sebeple mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından davanın kesin yetki sebebiyle usulden reddine karar verildi. Karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi.
SÜREÇ
Sakarya'da 1 Ağustos 2012'de geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin çocukları Ahmet Kemal Doğançay ve Ali Kemal Doğançay, avukatları aracılığıyla İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, Atatürk'ün 5 Eylül 1938'de düzenlediği vasiyetnamesi gereğince Ülkü Adatepe'ye bırakılan mirastan doğan alacak ve tazminat miktarının tespit edilmesi için dava açmıştı.
Mahkemeye sunulan dilekçede, Ülkü Adatepe'nin de aralarında bulunduğu altı kişiye, o zamanın koşullarına göre ayda 200 lira pay verilmesi gerektiğine işaret edilerek, Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Adatepe'ye, 1 Ağustos 2006'da 5 bin 500, daha sonra kademeli olarak 10 bin ve son olarak ölümünden önce 2012 yılında ise 15 bin lira nema ödemesi yapıldığı belirtilmişti.
İş Bankası uhdesindeki nakit ve hisse senetleri ile bunlara karşılık gelen CHP'nin hissesi, bankanın ulaşmış olduğu ekonomik büyüklük, sermaye tutarı ve tüm ekonomik varlıkları dikkate alındığında ödenen payın çok düşük olduğu savunulan dilekçede, Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetnamesine uyulmadığı ileri sürülmüştü.
İhtarname çekilen İş Bankası'ndan verilen yanıtta, vasiyetnamede CHP'nin mahsup mirasçı, İş Bankası'nın ise sırf para ve hisse senetlerinin nemalandırılmasını temin etmek üzere "vasiyeti tenfiz memuru" olarak yer aldığı aktarılan dilekçede, "İş Bankası'nın sorumluluğu CHP'ye yüklediği, CHP'nin ise ihtarnameye yanıt vermediği" savunulmuştu.
DAVA REDDEDİLDİ YARGITAY BOZDU
Davayı 12 Şubat 2014'deki duruşmada karara bağlayan İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermişti.
Kararın temyiz edildiği Yargıtay Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozmuş, bunun üzerine dava İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde yeniden görülmeye başlanmıştı.