''ATATÜRK'Ü REKLAMLARDA 'KULLANMAYA' UTANMIYOR MUSUNUZ?'' SABAH YAZARINDAN ZEHİR ZEMBEREK YAZI!..
Sabah Gazetesi yazarı son zamanlarda yapılan Atatürk filmleri ve Atatürk reklamı hakkında sert bir yazı yazdı. İşte olay yaratacak o yazı.
Atatürkü reklamlarda "kullanmaya" utanmıyor musunuz?
Artık çok doğal karşılanıyor... Moda oldu... Gün geçmiyor ki karşımıza yeni bir "Atatürk filmi" yani aslında "müsameresi", bir de "Atatürklü reklam" çıkmasın...
Filmini anladık, isteyen istediği filmi çeker, seyredilir ya da seyredilmez, para kazanır ya da kazanmaz, beğenilir ya da beğenilmez, eleştiri alınca da kimisi sevinir, kimisi bozulup bağırır çağırır, konu da kapanır gider.
Ama reklam başka şey...
Adı üstünde, ya "ticari çıkar" sağlamak amacıyla yapılıyor, ya da "prestij" için. (Prestij de ileride kazanç olarak geri dönecektir, bir yatırımdır.)
Ama bu reklam filmlerinde Atatürk "kullanılıyor", evet, kullanılıyor.
Bir banka "bizi Atatürk kurdu" diye şişiniyor, derken bir sigorta şirketi çıkıyor, "bizi de kurdu, bizi de kurdu" diye kafasını çıkarıyor. Atatürkün eline diken batıranlar, çocuk sevdirenler, baklavalı kazak giydirenler gırla...
Buna hakları var mı?
Bunların "devlet şirketleri" oldukları söylenecektir. Eh, Atatürk de devletimizin kurucusudur, dolayısıyla bunların "doğal patronu" sayılır, vesaire.
(Atatürk, İş Bankasının gerçekten de ortağıydı. Büyük önder böylece "bankacılık işine" de girmişti. Kurucu hisselerini CHPye miras bıraktı, bugün de bu parti yalnız muhalefet yapmakla kalmıyor, bankacılık da yapıyor. İleride toptan ve perakende gıda sanayiine de girmelerini bekleriz! Aslında bir anlamda girdiler sayılır, çünkü genel başkanlarının Mülkiye Mektebindeki lakabı "Domates Deniz"...)
Öyle de olsa, serbest piyasa ekonomisinde, devlet şirketlerinin özel şirketler üzerinde bir "moral üstünlüğü" mü vardır?
Eski Türkiyede vardı, artık yoktur.
O zaman, utanmıyorsanız, Atatürkü Orman Çiftliği reklamlarında da oynatınız, çıksın, kameraya desin ki "vatandaşlar, buna AOÇ ayranı derler, ben içiyorum, siz de içiniz"...
Olur mu efendim, denecektir.
Vadeli mevduat hesabı oluyor da, deprem sigortası oluyor da, süt ve süt ürünleri niçin olmasın?
Gördünüz mü, iş nereye varabilir...
Ya özel sektör de "Atatürk önceleri karma ekonomiyi desteklemişti" gerekçesiyle kolları sıvarsa?
Yarın biri çıkıp "Atatürk büyük taarruzdan sonra yorgunluk çıkarmak için Kurukahveci Mahmut Efendi ürünlerini tercih etmişti, siz de içiniz" derse ne yapacaksınız?
Atatürk bugün yüz yirmi dokuz yaşında ya... "Atatürk yaşıyor ve Adidas ayakkabılarını kullanıyor" diye bir reklamla karşılaşırsanız ne yapacaksınız? "Atatürk sağ olsaydı her gün bol bol Çokokrem yerdi" derlerse ne halt edeceksiniz? Mahkemeye mi vereceksiniz?
Hadi bakalım, attıkları zaman Atatürkçülük mangalında kül bırakmayanlar, sesinizi duyalım.
Atatürke saygınız ve sevginiz, Atatürkün "reklam filmlerinde oynatılmasına" izin veriyor mu?
Benim hoşuma gitmiyor.
Bana "Atatürk düşmanı" diye çamur atan densizlere saygılarımla arz ederim.
Engin Ardıç/Sabah
Artık çok doğal karşılanıyor... Moda oldu... Gün geçmiyor ki karşımıza yeni bir "Atatürk filmi" yani aslında "müsameresi", bir de "Atatürklü reklam" çıkmasın...
Filmini anladık, isteyen istediği filmi çeker, seyredilir ya da seyredilmez, para kazanır ya da kazanmaz, beğenilir ya da beğenilmez, eleştiri alınca da kimisi sevinir, kimisi bozulup bağırır çağırır, konu da kapanır gider.
Ama reklam başka şey...
Adı üstünde, ya "ticari çıkar" sağlamak amacıyla yapılıyor, ya da "prestij" için. (Prestij de ileride kazanç olarak geri dönecektir, bir yatırımdır.)
Ama bu reklam filmlerinde Atatürk "kullanılıyor", evet, kullanılıyor.
Bir banka "bizi Atatürk kurdu" diye şişiniyor, derken bir sigorta şirketi çıkıyor, "bizi de kurdu, bizi de kurdu" diye kafasını çıkarıyor. Atatürkün eline diken batıranlar, çocuk sevdirenler, baklavalı kazak giydirenler gırla...
Buna hakları var mı?
Bunların "devlet şirketleri" oldukları söylenecektir. Eh, Atatürk de devletimizin kurucusudur, dolayısıyla bunların "doğal patronu" sayılır, vesaire.
(Atatürk, İş Bankasının gerçekten de ortağıydı. Büyük önder böylece "bankacılık işine" de girmişti. Kurucu hisselerini CHPye miras bıraktı, bugün de bu parti yalnız muhalefet yapmakla kalmıyor, bankacılık da yapıyor. İleride toptan ve perakende gıda sanayiine de girmelerini bekleriz! Aslında bir anlamda girdiler sayılır, çünkü genel başkanlarının Mülkiye Mektebindeki lakabı "Domates Deniz"...)
Öyle de olsa, serbest piyasa ekonomisinde, devlet şirketlerinin özel şirketler üzerinde bir "moral üstünlüğü" mü vardır?
Eski Türkiyede vardı, artık yoktur.
O zaman, utanmıyorsanız, Atatürkü Orman Çiftliği reklamlarında da oynatınız, çıksın, kameraya desin ki "vatandaşlar, buna AOÇ ayranı derler, ben içiyorum, siz de içiniz"...
Olur mu efendim, denecektir.
Vadeli mevduat hesabı oluyor da, deprem sigortası oluyor da, süt ve süt ürünleri niçin olmasın?
Gördünüz mü, iş nereye varabilir...
Ya özel sektör de "Atatürk önceleri karma ekonomiyi desteklemişti" gerekçesiyle kolları sıvarsa?
Yarın biri çıkıp "Atatürk büyük taarruzdan sonra yorgunluk çıkarmak için Kurukahveci Mahmut Efendi ürünlerini tercih etmişti, siz de içiniz" derse ne yapacaksınız?
Atatürk bugün yüz yirmi dokuz yaşında ya... "Atatürk yaşıyor ve Adidas ayakkabılarını kullanıyor" diye bir reklamla karşılaşırsanız ne yapacaksınız? "Atatürk sağ olsaydı her gün bol bol Çokokrem yerdi" derlerse ne halt edeceksiniz? Mahkemeye mi vereceksiniz?
Hadi bakalım, attıkları zaman Atatürkçülük mangalında kül bırakmayanlar, sesinizi duyalım.
Atatürke saygınız ve sevginiz, Atatürkün "reklam filmlerinde oynatılmasına" izin veriyor mu?
Benim hoşuma gitmiyor.
Bana "Atatürk düşmanı" diye çamur atan densizlere saygılarımla arz ederim.
Engin Ardıç/Sabah