''AT ORTAYA BİR YALAN, SONRA ÜZERİNDE TEPİN''
Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Tansu Çiller'e şantaj yapıldığı iddialarına sert tepki gösterdi..
Ortaya bir yalan at sonra üzerinde tepin!
TÜRKİYE artık şöyle bir ülke oldu: Birisi ortaya bir söz atıyor ve birilerini suçluyor.
Suçlanan taraflar konuyla ilgili açıklamalar yapıyorlar, tanıklar gösteriyorlar, söylenenin doğru olmadığını anlatıyorlar, ama dinleyen kim?
Muazzam bir itibarsızlaştırma kampanyası bunun üzerine alıp başını gidiyor. Gazetelerde yazılıyor, televizyon programlarında tartışılıyor. Sanki o yalanlamalar hiç yapılmamış gibi, ilk iddia doğruymuş gibi konuşuluyor, yazılıp çiziliyor.
İddiayı ortaya atanın iddiasını ispatlaması kuralı unutuluyor, insanlar yapmadıkları şeyi yapmadıklarını ispat etmek gibi akıl almayacak bir durumda kalıyorlar.
Bahattin Yücel’i Turizm Bakanlığı’ndan istifaya zorlamak için haber şantajı yapılması iddiası olayın bütün taraflarınca yalanlandı, ama aynı terane sürdü gitti.
Geçenlerde de Tansu Çiller’in danışmanlardan birisi bir başka şantaj iddiası ortaya attı.
Güya Tansu Çiller’in açık saçık fotoğrafları bazı gazetecilere gitmiş, onlar da bu fotoğraflar ile Tansu Çiller’e şantaj yapmışlar, “İstifa etmezsen yayımlarız” demişler.
İddiayı ortaya atan Tansu Çiller’in o tarihteki danışmanlarından biri. Yeri gelmişken Tansu Hanım’ı, kendisine “danışman” diye seçtiği kişilerdeki isabetli tutumu nedeniyle kutlamak isterim!
Suçlanan gazeteciler böyle bir şey olmadığını açıkladılar. Fotoğrafları almadıklarını, teklif eden kişiyi kovduklarını söylediler. Tansu Çiller’in bir açıklama yaptığını duymadım.
Zaten Tansu Çiller’in istifa etmediği de ortada. Şantaj yapan, amacına ulaşmaz ise elindekileri kullanmaz mı?
Birisine “Elimde fotoğrafların var, istifa et yoksa yayımlarım” diye şantaj yapacaksınız, o kişi istifa etmeyince de “Peki o halde” deyip, fotoğrafları bir kenara atacaksınız. Bu nasıl şantaj?
Ama biliyoruz ki artık mesele bu olayın doğruluğu filan değil. Mesele, ortaya bir laf atıp, onun üzerinden itibar cellatlığı yapmak!
Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET
TÜRKİYE artık şöyle bir ülke oldu: Birisi ortaya bir söz atıyor ve birilerini suçluyor.
Suçlanan taraflar konuyla ilgili açıklamalar yapıyorlar, tanıklar gösteriyorlar, söylenenin doğru olmadığını anlatıyorlar, ama dinleyen kim?
Muazzam bir itibarsızlaştırma kampanyası bunun üzerine alıp başını gidiyor. Gazetelerde yazılıyor, televizyon programlarında tartışılıyor. Sanki o yalanlamalar hiç yapılmamış gibi, ilk iddia doğruymuş gibi konuşuluyor, yazılıp çiziliyor.
İddiayı ortaya atanın iddiasını ispatlaması kuralı unutuluyor, insanlar yapmadıkları şeyi yapmadıklarını ispat etmek gibi akıl almayacak bir durumda kalıyorlar.
Bahattin Yücel’i Turizm Bakanlığı’ndan istifaya zorlamak için haber şantajı yapılması iddiası olayın bütün taraflarınca yalanlandı, ama aynı terane sürdü gitti.
Geçenlerde de Tansu Çiller’in danışmanlardan birisi bir başka şantaj iddiası ortaya attı.
Güya Tansu Çiller’in açık saçık fotoğrafları bazı gazetecilere gitmiş, onlar da bu fotoğraflar ile Tansu Çiller’e şantaj yapmışlar, “İstifa etmezsen yayımlarız” demişler.
İddiayı ortaya atan Tansu Çiller’in o tarihteki danışmanlarından biri. Yeri gelmişken Tansu Hanım’ı, kendisine “danışman” diye seçtiği kişilerdeki isabetli tutumu nedeniyle kutlamak isterim!
Suçlanan gazeteciler böyle bir şey olmadığını açıkladılar. Fotoğrafları almadıklarını, teklif eden kişiyi kovduklarını söylediler. Tansu Çiller’in bir açıklama yaptığını duymadım.
Zaten Tansu Çiller’in istifa etmediği de ortada. Şantaj yapan, amacına ulaşmaz ise elindekileri kullanmaz mı?
Birisine “Elimde fotoğrafların var, istifa et yoksa yayımlarım” diye şantaj yapacaksınız, o kişi istifa etmeyince de “Peki o halde” deyip, fotoğrafları bir kenara atacaksınız. Bu nasıl şantaj?
Ama biliyoruz ki artık mesele bu olayın doğruluğu filan değil. Mesele, ortaya bir laf atıp, onun üzerinden itibar cellatlığı yapmak!
Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET