''ASLINDA BU YAZIYI DEFNE JOY'UN ÖLÜMÜ ÜZERİNE YAZACAKTIM AMA ELİM VARMADI!

Hangi yazar Defne Joy'un ölümü üzare yazı yazacakken 'elim varmadı' diyerek yazmadı?

Kendi mutsuzluğu üzerinde tepinenlerNe ölene saygıları var ne de geride kalana. Çünkü onlar sahte mutluluk pozlarının arkasında aslında kendi mutsuzluklarından besleniyor...

Yıllar önce Almanya’da yapılan bir evlilik araştırmasında çiftlere evliliğin mutluluk getirip getirmediği sorulmuş.
Sonuç çarpıcı...
Çünkü hepi topu erkeklerin %38’i, kadınların da %29’u ‘evlilik mutluluk getirir’ demiş.
Gerisi evliliğin mutluluk getirdiğine inanmıyormuş…
Oranın hayli düşük olduğunu gören araştırmacılar aynı soruyu bu kez farklı bir biçimde sormuşlar:
“Siz kendi evliliğinizde mutlu musunuz?”
Sonuç ne çıkmış biliyor musunuz?
Erkeklerin % 94’ü, kadınların ise % 89’u mutlu olduklarını söylemişler…
Aradaki fark nereden kaynaklanıyor sizce?
Benim bir cevabım var…
Ama asıl önemli olan bu soruyu herkesin kendi kendisine cevaplaması…

Mutluluğun ne olduğunu tartışacak değilim.
Herkesin mutluluk anlayışı farklı olabilir.
Ama bu basit anketin ortaya çıkardığı insan doğasına dair değişmeyen çok önemli bir gerçek var.
Maalesef kendi mutsuzluğumuzu kendimize bile itiraf edemezken başkalarının mutsuzluğunu ilan etmek konusunda hayli rahatız…
Kendi mutsuzluğumuzu dile getirmek konusunda utangaç başkalarının mutsuzluğunu konuşmak konusunda alabildiğine arsız…
Başka türlü nasıl izah edeceğiz aradaki farkı?

Aslında bu yazıyı Defne Joy’un ölümü üzerine yazacaktım…
Fakat elim varmadı.
Aradan bir hafta geçti ama bakıyorum hâlâ medyada bazı kalemler arsızca mutsuz evlilik edebiyatı üzerinden Defne’nin ölüm şekli üzerinde tepinmeye devam ediyor.
Sanki kendi evlilikleri muhteşem!
Ne ölene saygıları var ne de geride kalana…
Çünkü onlar sahte mutluluk pozlarının arkasında aslında kendi mutsuzluklarından besleniyor.
Bakmayın başkalarının mutsuzluğu üzerinde tepinip durduklarına…
Aslında onlar kendi mutsuzlukları üzerinde tepiniyor.
Mutlu evlilik anketleri bu yalanı hepimizin yüzüne vuruyor.

Eyüp Can/ Radikal