ASKERİ BELGELERİ BASINA KİMLER SIZDIRIYOR? GÜLAY GÖKTÜRK'TEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!..

Askeri belgeleri basına kim tarafından "sızdırılıyor"? Bu belgelerden rahatsız olanlar kim?

Bugün yazarı Gülay Göktürk, Yeni Aktüel'den Hasan Hüseyin Kemal'in sorularını yanıtladı.


Gündeme ilişkin önemli konulara çarpıcı cevaplar veren Göktürk, basına sızan gizli askeri belgeleri de değerlendirdi.


İşte, söyleşinin ilgili bölümü...


Sizce basına sızan bazı belgeleri demokrasi yanlısı olan askerler mi veriyor?

Bunu bir bilgiye dayanmadan söylüyorum; bence öyle. Ordu içinde sır dayanmıyor, bilgi dayanmıyor. Bunlar demokrasi skandalı olmanın ötesinde yargılamayı gerektiren suç belgeleri. Bana kalırsa ordu içindeki rütbeliler dahil, böyle şeylerin halktan gizlenmesine razı olmuyorlar. Toplumun bu tür askerlere minnettar olması lazım.

Tarihi seyir içinden bakarsak askerin geri çekilme işaretleri tam olarak ne zaman belirginleşmişti?

Türkiye'de ekonomik ve siyasal anlamda sivil anlayışın hakim kılınması açısından önemli değişim Özal dönemidir. Daha önce sözünü ettiğimiz Anadolu sermayesi Özal döneminde kendine hayat alanı buldu ve dünyayla bağlarını geliştirdi. Bu dönemde temeli atılan sosyal sınıfın daha belirgin ve görünür hale gelmesi 28 Şubat'ı beraberinde getirdi. Ancak 28 Şubat diğer darbelerden farklı olarak darbeci zihniyetin ortaya koyduğu tezlerin gerçek olmadığını da beraberinde getirdi. İlk defa darbeciler kendilerini izah edemediler. Tıpkı Bush'un Irak'ı işgal sebeplerinin boş çıkmasıyla yaşanan y8ıpranmayı yaşadılar. 28 Şubat sonrası, şeriat geliyordu biz engelledik diyemediler. Daha sonraları devlet içine yuvalanmış bazı mihrakların de kadar provakatif tezgahlar kurduklarını gördük. Danıştay saldırısının arkasında kimlerini olduğunun ortaya çıkması bilinç sıçramasında büyük bir aşamadır. E- muhtıranın deşifre edilmesi, Danıştay'a ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların Ergenekoncular tarafından atıldığının bilinmesi ayrı bir sıçramasıdır. Askeri vesayet rejimi çökerse yargısal vesayet rejimi hazırlığının ortaya çıkması kitlelerin gözünün önünde yaşanmıştır. Bütün bu tecrübeler 10 sene gibi kısa bir sürede yaşanmıştır. Ergenekon'la birlikte rüyamızda bile görsek inanamayacağımız birçok şeyle karşı karşıya kaldık ve kalmaya devam ediyoruz. Toplumun geldiği nokta artık askeri vesayet sisteminin sürmeyeceğinin en önemli güvencesidir. Uluslar arası konjonktürü de hesaba katarsanız Türkiye'de artık yarı demokratik rejimi sürdürmenin imkanı kalmamıştır. Değişimin toplum ve değişime direnenler acısından zor olduğunu da biliyoruz...

Ordu yıpratılmaması için mi bu tür belgeleri hazırlayanların yine ordu tarafından temizlenmesi bekleniyordu?

Ama yapamadılar... Nisan ayında hazırlanan belgenin gerçek olduğuna dair güçlü kanaatlerimiz var. Genelkurmay'ın "böyle bir belge yoktur" demesi maalesef yeterli bir teminat taşımıyor. Genelkurmay Başkanı darbe günlükleri için de "arşivimizde böyle bir belgeye rastlanmamıştır" demişti Alper Görmüş'ün beraatinden anlayacağımız üzere yargının bile kabul ettiği böyle bir belgenin arşivlerde olmaması çok tuhaf. "Biz yoktur diyorsak yoktur" demeye çalışılmıştır. Yeni belge içinse, askeri savcılık bunun olmadığına karar vermiştir, araştırılmasına gerek yoktur dendi. Ona bakarsak eskiden JİTEM de yok denmişti ama nasıl karanlık işler çevirdiği bugün apaçık meydanda.


Hasan Hüseyin Kemal/Yeni Aktüel