"ARTIK HÜKÜMETSİN HİÇ DURMA AÇIKLA!.." AYDIN DOĞAN ERBAKAN'A GÖNDERDİĞİ MEKTUPTA NEYİ AÇIKLAMASINI İSTEDİ?.. İŞTE 28 ŞUBAT SÜRECİNE IŞIK TUTACAK BİR MEKTUP!...

Başbakan Erbakan, güvenoylamasından 2 gün önce Meclis´te basını açıkça tehdit etmişti... Güvenoyu aldığı gün eline ulaşan mektupta ise Aydın Doğan aynen şöyle diyordu...

Başbakan Erbakan, güvenoylamasından 2 gün önce Meclis´te basını açıkça tehdit etmiş, "Bu medya şimdi bize karşı ama birkaç gün sonra bizi methetmeye başlayacak. Hele bir methetmesin bakalım. ´Şu bankaya olan borcunu öde bakalım´ dediğimiz zaman methetmeye başlayıp, ´Bu RP ne nimetmiş" demeye başlayacak" demişti.

Güvenoyu aldığı gün eline ulaşan mektupta ise Aydın Doğan aynen şöyle diyordu:

Artık hükümettesiniz. Kamu bankaları, devletin denetim kurumları size istediğiniz bilgiyi anında verebilir. Kim, hangi kamu bankalarından siyasi nüfuz kullanarak kredi çekmiş, hangi avantajlar sağlamış, hiç durmayın, hemen kamuoyuna açıklayın

SİYASET ve medya tarihimizde bugüne kadar ayrıntıları bilinmeyen bir mektup hikáyesi var.

Refahyol Hükümeti´ni kuran Necmettin Erbakan, güvenoylamasından iki gün önce, 6 Temmuz 1996´da, Meclis kürsüsünden Hükümet Programı´nı okumuş ve basını açıkça tehdit etmişti. Erbakan, o gün kürsüden aynen şunları söylemişti: "Bu medya şimdi bize karşı ama birkaç gün sonra bizi methetmeye başlayacak. Hele bir methetmesin bakalım. ´Şu bankaya olan borcunu öde bakalım´ dediğimiz zaman methetmeye başlayıp, ´Bu RP ne nimetmiş´ demeye başlayacak."

Aydın Doğan o sırada Bodrum´da tatildeydi. Yanında Milliyet Gazetesi´nin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak bulunuyordu.

Bu sözleri işitir işitmez Erbakan´a bir mektup yazmaya karar verir. Mektubu yazar.

Erbakan, güvenoyu alıp Başbakanlık´taki odasına gittiğinde Hürriyet´in Ankara Temsilcisi Sedat Ergin kendisini beklemektedir.

Aydın Doğan´ın mektubu böylece elden kendisine iletilir.

Bugüne kadar tam metni yayınlanmayan o mektupta Aydın Doğan, görevine başlayan yeni başbakana şunları yazmaktadır:

YANILIYORSUNUZ SAYIN BAŞBAKAN

"Sayın Başbakan,

Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde yaptığınız konuşmayı dikkatle izledim. Medyaya yönelik sözleriniz, bu konuda yanlış bilgilerden kaynaklandığına inandığım görüşlerinizin giderek tehlikeli bir ´önyargıya´ dönüştüğü izlenimi veriyor. Yeni bir dönemin başlangıcında bu önyargılarınıza temel oluşturan yanlışlıkları bir defa daha bilginize sunmak ve tecrübelerime dayanan görüşlerimi iletmek istedim.

Önce beni bir vatandaş olarak en fazla rahatsız eden noktadan başlayayım. Diyorsunuz ki, ´Medyanın bir eli devlet kasasında, öteki eli ülkenin direksiyonunda.´

Yanılıyorsunuz.

Medya, ülkedeki bütün sanayi kuruluşları gibi kredi kullanır. Kredi, ticari sistemin vazgeçilmez bir aracıdır. Hemen belirteyim. Biz de kredi kullanıyoruz. Önemli olan bu kredilerin haksız mı yoksa piyasa kurallarına uygun mu alındığıdır. Artık hükümettesiniz. Kamu bankaları, devletin denetim kurumları size istediğiniz her bilgiyi anında verebilir. Kim, hangi kamu bankalarından siyasi nüfuz kullanarak kredi çekmiş, hangi avantajlar sağlamış, hiç durmayın hemen kamuoyuna açıklayın.

DEVLET KASASINDA OLAN EL, KIRILSIN

Bana gelince...

Ben medya sektöründeki güçlü yerim nedeniyle, istediğim kurumdan istediğim krediyi anında bulma imkánına sahibim. Bunu içeriden de alabilirim, dışarıdan da.

Birçok özel banka bana istediğim krediyi vermeye hazırdır. İstediğiniz ban