Artı 1'deki sansürün kitabını hangi gazeteci yazıyor?
Duayen gazeteci Uğur Dündar, Sokak TV'de yayınlanan Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programında önemli açıklamalar yaptı.
Uğur Dündar artı bir TV'de Gezi Olayları sırasında AKP kanadının ortaya çıktığını, yayınlara müdahale edildiğini anlattı. Haber müdürü Mustafa Hoş'un attığı bir başlık nedeniyle bir SMS mesajı ile işten atıldığını söyleyen Dündar, "bunu kabul etmemiz mümkün değildi" dedi.
Dündar artı bir macerasının roman olabilecek bir konu olduğunu, yanlış adresin Ankara'dan döndüğünü belirtti. Ayşenur Arslan'ın; "Aydın Doğan bile bu kadarını yapmadı" hatırlatması üzerine Dündar, "Aydın Bey'i ben sever ve saygı duyarım. Kurum kültürünü bilir. O gerçek bir medya patronudur. Televizyon satın alınarak medya patronu olunmaz dedi...
SANSÜRÜN KİTABI "ABLUKA" GELİYOR
Ayşenur Arslan'ın; "gezi olaylarını sizden izledik. Müthiş bir habercilikti. Gökmen Ulu çok çarpıcı canlı yayınlar yaptı. Sen sağduyulu, uluslararası ölçüde bir habercilik yaptın. Tam da bizler izleyecek bir kanal bulduk derken aslında artı bir deki sonunuzu hazırlıyordunuz demek ki" dedi... Uğur Dündar ise işten kovulan Mustafa Hoş'un bir kitap yazdığını, artı bir'de yaşananların perde arkasını ve ilişkiler zincirini anlatacağını belirtti.
Tuncay'a "Uğur'u işten at" dediler
Ayşenur Arslan; kanal patronlarının, genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu'na telefon açıp Uğur Dündar'ı işten at dediklerini, Tuncay'ın ise gülerek telefonu yüzlerine kapattığını söyledi. Bu olayların ardından Tuncay Mollaveisoğlu'nun işten atıldığını ve ardından Uğur Dündar başta olmak üzere tüm ekibin istifa ettiğini belirtti. Uğur Dündar; "kanalın kurucusu Tuncay Mollaveisoğlu benim ısrarla o kanalda olmamı isteyen ve sağlayan kişidir" dedi.
Dündar; Haluk Şahin, Tuncay Mollaveisoğlu ve ben o kanalın patronu görünen kişi ile çok sert konuşmalar yaptık. Emekçi arkadaşlarımızın ücretlerini almaları ve sigortalarını yapmaları için. Bunlarla mücadele ile geçti ömrümüz. Bu davranışları kabul edemezdik.dedi.
Temmuz ayında Uğur Dündar, Tuncay Mollaveisoğlu, Ece Temelkuran, Haluk Şahin, Özlem Gürses, Banu Güven, Barbaros Şansal gibi önemli isimlerin ayrıldığı kanalda gazetecilere sansür uygulanmış ve çalışanlara aylarca maaşları ödenmemiş, sigortaları yapılmamıştı.
Dündar artı bir macerasının roman olabilecek bir konu olduğunu, yanlış adresin Ankara'dan döndüğünü belirtti. Ayşenur Arslan'ın; "Aydın Doğan bile bu kadarını yapmadı" hatırlatması üzerine Dündar, "Aydın Bey'i ben sever ve saygı duyarım. Kurum kültürünü bilir. O gerçek bir medya patronudur. Televizyon satın alınarak medya patronu olunmaz dedi...
SANSÜRÜN KİTABI "ABLUKA" GELİYOR
Ayşenur Arslan'ın; "gezi olaylarını sizden izledik. Müthiş bir habercilikti. Gökmen Ulu çok çarpıcı canlı yayınlar yaptı. Sen sağduyulu, uluslararası ölçüde bir habercilik yaptın. Tam da bizler izleyecek bir kanal bulduk derken aslında artı bir deki sonunuzu hazırlıyordunuz demek ki" dedi... Uğur Dündar ise işten kovulan Mustafa Hoş'un bir kitap yazdığını, artı bir'de yaşananların perde arkasını ve ilişkiler zincirini anlatacağını belirtti.
Tuncay'a "Uğur'u işten at" dediler
Ayşenur Arslan; kanal patronlarının, genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu'na telefon açıp Uğur Dündar'ı işten at dediklerini, Tuncay'ın ise gülerek telefonu yüzlerine kapattığını söyledi. Bu olayların ardından Tuncay Mollaveisoğlu'nun işten atıldığını ve ardından Uğur Dündar başta olmak üzere tüm ekibin istifa ettiğini belirtti. Uğur Dündar; "kanalın kurucusu Tuncay Mollaveisoğlu benim ısrarla o kanalda olmamı isteyen ve sağlayan kişidir" dedi.
Dündar; Haluk Şahin, Tuncay Mollaveisoğlu ve ben o kanalın patronu görünen kişi ile çok sert konuşmalar yaptık. Emekçi arkadaşlarımızın ücretlerini almaları ve sigortalarını yapmaları için. Bunlarla mücadele ile geçti ömrümüz. Bu davranışları kabul edemezdik.dedi.
Temmuz ayında Uğur Dündar, Tuncay Mollaveisoğlu, Ece Temelkuran, Haluk Şahin, Özlem Gürses, Banu Güven, Barbaros Şansal gibi önemli isimlerin ayrıldığı kanalda gazetecilere sansür uygulanmış ve çalışanlara aylarca maaşları ödenmemiş, sigortaları yapılmamıştı.