''ARKADAŞLAR! HABER KAYNAKLARIMIZA AYIP OLUYOR!'' YAZIİŞLERİ MÜDÜRÜNDEN FACEBOOK UYARISI!
Hangi gazetenin yazıişleri müdürü gazetecileri facebook profillerine koydukları fotoğraf ve yazılar konusunda uyardı?
Sabah Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Barış Soydan, bir süredir hazırladığı "Etik Servisi" köşesinde bugün ilginç bir soruya, ilginç bir yanıt verdi.Soydan, meslektaşlarını facebook profillerine koydukları fotoğraf ve yazılar konusunda şöyle uyardı:
"Arkadaşlar! Haber kaynaklarımıza ayıp oluyor!"
Yani gözlerime inanamıyorum. Türkiye’nin en saygın gazetelerinden birinin muhabiri Facebook profiline başparmağı, iki parmağın ortasında gösteren bir resim koymuş; parmakların üzerinde ’Hayır’ yazıyor. Facebook arkadaşlarına bakıyorum.. Oh oh: Sanatçılar, siyasetçiler, PR’cılar, akademisyenler.. Haber kaynakları, tekmili birden orada. Hepsine birden "al sana."
Facebook’ta referandum ateşiyle yanan tek gazeteci o değil. Sayfasına "Unutma, hatırlat: İşte T.C Başbakanı" başlığıyla Başbakan Erdoğan’ın çok eski konuşmalarını koyanlar mı istersiniz, Çarşı’nın ’Hayır’ manifestosunu paylaşanlar mı..
Arkadaşlar! Haber kaynaklarımıza ayıp oluyor! İnsanlar nasıl güvensin, nah işareti yapan gazetecilerin sözlerini çarpıtmadan, kesmeden biçmeden yazacağına?
Arkadaşlar! Okura da ayıp oluyor. Nasıl inansın "Ayşe teyze", bu kadar yanlı insanların gerçekleri eğmeden bükmeden, kesmeden biçmeden yazdığına?
Arkadaşlar! En önemlisi, gazeteciliğin evrensel etik ilkelerine ayıp oluyor. Gazetecilerin Facebook ve Twitter’ı kullanmasının bütün dünyada bir adabı, bir etiği var. Wall Street Journal, New York Times gibi kurumlar gazetecilerin Facebook ve Twitter’de siyasi kampanyalara katılmasını yasakladı. Los Angeles Times şöyle diyor: "Gazetenizi utandıracak şeyleri internete postalamayın."
Peki ya yazı işlerinde konuşulanları, yapılan şakaları Facebook’a, Twitter’e yazanlara ne demeli? New York Times’ın Standartlar Editörü Craig Whitney, özellikle genç gazetecilerin, gizli kalması gereken toplantı notlarını internete döküvermesinden yakınıyor...
Bir başka ayıp, henüz haber haline getirilmemiş dosyaların Twitter’da çıtlatılması. Örneğin, Associated Press’te, henüz yayınlanmamış haberlerden kesitlerin Facebook gibi sosyal ağlara konulması yasak.
Arkadaşlar! Gazeteciler, yaşadıkları her anı, aklına gelen her fikri sansürsüz biçimde internete yazan yeni yetmeler gibi davranamaz, davranmamalı.
Nasıl hekimleri bağlayan evrensel etik kurallar varsa, bizi bağlayan evrensel kurallar da var. O kurallar, ne pahasına olursa olsun güvenilirliğimizi korumamız gerektiğini söylüyor.
Arkadaşlar..
Ayıp oluyor.
"Arkadaşlar! Haber kaynaklarımıza ayıp oluyor!"
Yani gözlerime inanamıyorum. Türkiye’nin en saygın gazetelerinden birinin muhabiri Facebook profiline başparmağı, iki parmağın ortasında gösteren bir resim koymuş; parmakların üzerinde ’Hayır’ yazıyor. Facebook arkadaşlarına bakıyorum.. Oh oh: Sanatçılar, siyasetçiler, PR’cılar, akademisyenler.. Haber kaynakları, tekmili birden orada. Hepsine birden "al sana."
Facebook’ta referandum ateşiyle yanan tek gazeteci o değil. Sayfasına "Unutma, hatırlat: İşte T.C Başbakanı" başlığıyla Başbakan Erdoğan’ın çok eski konuşmalarını koyanlar mı istersiniz, Çarşı’nın ’Hayır’ manifestosunu paylaşanlar mı..
Arkadaşlar! Haber kaynaklarımıza ayıp oluyor! İnsanlar nasıl güvensin, nah işareti yapan gazetecilerin sözlerini çarpıtmadan, kesmeden biçmeden yazacağına?
Arkadaşlar! Okura da ayıp oluyor. Nasıl inansın "Ayşe teyze", bu kadar yanlı insanların gerçekleri eğmeden bükmeden, kesmeden biçmeden yazdığına?
Arkadaşlar! En önemlisi, gazeteciliğin evrensel etik ilkelerine ayıp oluyor. Gazetecilerin Facebook ve Twitter’ı kullanmasının bütün dünyada bir adabı, bir etiği var. Wall Street Journal, New York Times gibi kurumlar gazetecilerin Facebook ve Twitter’de siyasi kampanyalara katılmasını yasakladı. Los Angeles Times şöyle diyor: "Gazetenizi utandıracak şeyleri internete postalamayın."
Peki ya yazı işlerinde konuşulanları, yapılan şakaları Facebook’a, Twitter’e yazanlara ne demeli? New York Times’ın Standartlar Editörü Craig Whitney, özellikle genç gazetecilerin, gizli kalması gereken toplantı notlarını internete döküvermesinden yakınıyor...
Bir başka ayıp, henüz haber haline getirilmemiş dosyaların Twitter’da çıtlatılması. Örneğin, Associated Press’te, henüz yayınlanmamış haberlerden kesitlerin Facebook gibi sosyal ağlara konulması yasak.
Arkadaşlar! Gazeteciler, yaşadıkları her anı, aklına gelen her fikri sansürsüz biçimde internete yazan yeni yetmeler gibi davranamaz, davranmamalı.
Nasıl hekimleri bağlayan evrensel etik kurallar varsa, bizi bağlayan evrensel kurallar da var. O kurallar, ne pahasına olursa olsun güvenilirliğimizi korumamız gerektiğini söylüyor.
Arkadaşlar..
Ayıp oluyor.