ARALARINA MUSTAFA BALBAY GİRDİ!.. SABAH'IN İKİ YAZARI 5'İNCİ SAYFADA KAPIŞTI!..

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay'ın tutuklanması yazarları ikiye böldü.

Cumhuriyet Gazesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay'ın tutuklanması yazarları ikiye böldü. Yazarların bir kısmı "Hepimiz Balbay'ız" diyerek tutuklanmaya tepki gösterirken, bir kısmına göre Balbay'ın darbeye destek vermesi yüz kızartıcı suç olduğu için destek olmamak gerekiyor...


Bu ilginç tavrın en bariz göstergesi bugünkü Sabah gazetesinin iki liberal düşünceli yazarında somut bir şekilde ortaya çıktı. Sabah Gazetesinin liberal yazarları Barlas konusunda ikiye bölündü.


Gazetenin beşinci sayfasını çevirdiğiniz zaman karşısına çıkan 6. ve 7. sayfalarda aynı anda görebileceğiniz Mehmet Barlas ve Emre Aköz'ün köşe yazıları aynı konuyu ele alıyor. Ama her iki yazar konuya birbirine taban tabana zıt açılardan yaklaşıyorlar.


EMRE AKÖZ, DESTEK VERENLERİ KINADI


Emre Aköz, "Balbay'ın tutuklanma sebebi fikirleri değil ki!" başlıklı yazısında tüm terbiyesizliğine rağmen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e karşı Bekir Coşkun'u, Kedi konulu karikatürden dolayı Başbakan tarafından dava açıldığı için Cumhuriyet Çizeri Musa Kart'ı ve Penguen dergisini savunduğunu hatırlatarak., "Niye böyle davrandım?
Çünkü basın ve ifade özgürlüğüne inanıyorsak; ' haber yazdı, yorum yaptı' diye susturulmaya çalışılan meslektaşlarımızı savunmalı ve destek olmalıyız. Ve elbette bu savunmayı ve desteği kişiler değil ilkeler düzeyinde vermeliyiz" ifadelerini kullandı.


"Gelelim Balbay vakasına" diyen Emre Aköz, "Bildiğiniz gibi Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay, geçenlerde tutuklandı." hatırlatmasında bulunduktan sonra ona destek veren gazeteci arkadaylarının tavırlarına değindi ve şu soruları sordu: "Perşembe günü çeşitli yayın organlarında çalışan gazeteciler, Cumhuriyet'in İstanbul'daki merkezine giderek Balbay'a destek verdiler.
Gerekçeleri şöyleydi:
* "İfade özgürlüğü mağdurlarını desteklemek için buradayız."
* "Düşüncelerinden dolayı insanların hapse girmemesi için geldim."
* "Tutuklama basın özgürlüğüne karşı müthiş bir darbe."
İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü: 40 yılı aşkın süredir gazetecilik yapanlar, Balbay'a işte bu gerekçelerle destek veriyor.



Olayı bilmeyen bir yabancı, bu sözleri duyduğunda, "Bravo, ne güzel bir demokrasi savunusu" der.
Peki, gerçek bu mu?
Mustafa Balbay yazdığı bir makaleden ya da TV'de yaptığı bir yorumdan, eleştiriden dolayı mı tutuklandı?
Yani Balbay, demokratik hakkını kullandığı ve mesleğinin gereklerini yerine getirdiği için mi yargılanıyor?""


Yazısının devamında bu sorulara yanıt veren Emre Aköz, yazısını şu şekilde noktaladı: "Hayır! Alakası yok.
Balbay, Ergenekon Davası kapsamında tutuklandı. Darbecilere yardım ve yataklık etmekle suçlanıyor.
Türk Ceza Kanunu'nun 309'uncu maddesi uyarınca, ' Anayasal düzeni silahla değiştirmeye teşebbüs' suçlamasıyla yargılanacak.
Yani ' demokrasi açısından yüz kızartıcı' bir suçlamayla karşı karşıya.


Evet, yüz kızartıcı bir durum bu.
Çünkü Balbay'ın pek sevdiği birtakım silahlı bürokratlar, eğer darbe yapabilselerdi, ortada basın ve ifade özgürlüğü filan kalmayacaktı.
12 Eylül 1980 döneminde Cumhuriyet gazetesi nasıl darbecilerin bir telefonuyla kapatıldıysa, aynı facia, günümüzün bazı yayın organlarının başına da gelecekti.
Bir kere daha altını çizelim:
Aksini söyleyene kanmayın: Mustafa Balbay yazı ve yorumları nedeniyle tutuklu değil!
Balbay, tam da ' gazetecilik dışı kimi faaliyetleri' (kısaca: Ergenekonculuk ) yüzünden suçlanıyor.
İnşallah beraat eder.


Benim asıl merak ettiğim şu:
Balbay ile ilgili olarak, basın ve ifade özgürlüğünden dem vuranlar, bu basit ayrımı kavrayamayacak insanlar değil.
Hakikati bal gibi bilmelerine rağmen acaba olayı niye çarpıtıyorlar?
Niye 'ifade ve basın özgürlüğünü savunuyoruz' kisvesi altında ' Ergenekon dostluğu' yapıyorlar?
Dün 28 Şubat (1997) darbesine direnmiş olanlar, bugün niye kendilerini Ergenekon darbecilerine yakın görebiliyor?
Nasıl oluyor da oluyor?"

MEHMET BARLAS'A GÖRE DESTEK VERMEK DOĞRU TAVIR


Karşı sayfada köşe yazısı yayınlanan yazar Mehmet Barlas, ise "Mahkeme kararı beklenmeden de karar verilebilir mi?" başlıklı yazısında "Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Ankara temsilcisi Mustafa Balbay'ın "Ergenekon" diye bilinen dava dolayısıyla tutuklanması, onun savunduğu düşüncelerle tamamen zıt görüşlere sahip benim gibi meslektaşlarını da üzdü. Önceki gün Cumhuriyet'te toplanan pek çok gazeteci Balbay'ın kitaplarını imzaladık. Bu örnek olması gereken bir mesleki dayanışmaydı." ifadesini kullandı.


"Ama Türk toplumu oldum olası çeşitli türdeki kamplaşmalara konu olduğu için, bunların dışında kalmaya çalışan insanların işi kolay değil. Siz sayın okurlarım da, bu mesleki dayanışmada yer almış olmamdan ötürü bana hem destek hem de kınama mesajlarını yağdırdınız." diyen Barlas, gönderilen mesajlardan bazı örneklerder yayınladı.


Daha sonra, "Dünkü Star'da sevgili meslektaşım Ahmet Kekeç benim bu konuda yazmayı düşündüklerimi yazmıştı" natırlatmasında bulunan Menmet Barlas Yazısını şöyle noktaladı.


Kekeç şöyle diyordu:

Kekeç'in yaklaşımı
- " Mehmet Barlas' ı tebrik ediyorum... Filozofik çıkışlar yapmaya pek meraklı Reha Muhtar dostumuzun da buyurduğu gibi, ' fikirler zıt olabilir; gazetecilik ve yazının kaderi bizim ortak noktamızdır...'
Bu ortaklığın yüzü suyu hürmetine ve de 'insanlık' adına Mehmet Barlas oradaydı...
Mustafa Balbay' la dayanışma toplantısındaydı yani...
Diyebilirim ki, toplantıdaki tek aykırı sesti.
Muhtar'lar, Ekşi'ler, Kongar'lar, Türenç'ler, Som'lar, şunlar bunlar, yapıp ettikleriyle zaten Balbay'la 'omuzdaş' bir görüntü veriyorlardı ve orada bulunmalarından daha doğal bir şey olamazdı.
Barlas'ın mevcudiyeti bu nedenle önemlidir.
Hem de çok önemlidir...
Bu jest, bu kadirbilirlik, bu yüksek dayanışma duygusu 'öteki' ne reva görülenleri derin bir memnuniyetle izleyen bazı konseycilere, bazı andıçseverlere, 'gazeteci' kılıklı bazı TÜSİAD üyelerine, bazı ' Alçakları tanıyalım' müelliflerine, mensup görüntüsü altında çevirmedik fırıldak kalmayan bazı karargâh yazarlarına, bazı 'şişman' ama 'mutlu' müntesiplere, bazı kifayetsizlere, bazı terbiyesizlere kapak olsun...
İstanbul dışında olmasaydım, ben de katılmak isterdim.
Balbay, her şeye rağmen, bir gazetecidir.
Fikrine katılırsınız, katılmazsınız... Elinde kaleminden başka bir silah, bir tamamlayıcı 'aparat' bulunmamaktadır."