ARABİSTAN'A USAME BİN LADİN'İ GÖRMEYE DEĞİL, UMREYE GİTTİM!..
MFÖ'nün solisti Mazhar Alanson, Yahudi, Ermeni ve Sabetaycı olduğuna dair ortaya atılan iddialara yanıt verdi:Sabetaycılığın ne anlama geldiğini namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki bilmiyorum!
Soyadı Alanson diye, ceddi 1400'lere uzanan bir adamı neden Ermeni ya da Yahudi yaparlar. Biz Osmanlı'lardan geliyoruz, Üsküdar'da türbelerimiz var. Soyum Osmanlı'ya uzanıyor ama adam tutturmuş. 'Hayır, soyadı Alanson ise Yahudir, sabetaycıdır' diyor. Sabeytacılığın ne anlama geldiğini namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki bilmiyordum.
'Mazhar Umre'ye nasıl gider' diyorlar. Kardeşim ben Arabistan'a Usame Bin Ladin ile görüşmeye gitmedim ki. Umre'ye dört gidişimi gizlemişim, kimseye söylememişim, kimse görememiş. Bırakın ibadetimi de yapayım. Zaten orada ne yapılır ki, bir otele gidiyorsun, dini vecibelerini yerine getiriyorsun. Yani ben Arapları sevdiğim için Umre'ye gidiyor değilim ki.
Mazhar Alanson ve eşi Biricik Suden, Yeniköy'deki evlerinin kapılarını Kelebek'e açtı.
Ne Ermeni ne Yahudi ne de sabetaycıyım
MFÖ´nün karizmatik solisti Mazhar Alanson ile önce "Hokkabaz" filmini, sonra da Yahudi, Ermeni ve sabetaycı olduğuna dair ortaya atılan iddiaları ve yine çok merak edilen Umre ziyaretlerini konuştuk. Alanson´un eşi Biricik Suden de misafir oyuncu olarak röpotaja dahil olup kocasına çok güzel ara paslar çıkardı.
Filmden çıkan herkes sizi konuşuyordu. Sinema eleştirmenlerinden de tam not aldınız...
- Mazhar Alanson: Bazıları doğaçlama yapmış, kendisini oynamış diyorlar ama yanılıyorlar. Rolüme çok çalıştım. Sadece kendi sahnelerime değil karşımda oynayacak kişilerin de repliklerine çalıştım. Bu da benim her sahnede küçük detayları yakalayıp öne çıkmamı sağladı. Dolayısıyla her sahnede kendimden bir şeyler eklediğimi düşünüyorum. Gerçi kimse bilmez ama ben tiyatro mezunuyum.
Tiyatrodan mezun, oyunculukta böylesine yetenekli birisi neden aktörlüğe devam etmedi?
- M.A: Benim gençlik yıllarımda tiyatrodan para kazanılmıyordu. Fuat (Güner) ve Özkan (Uğur), Ajda Pekan´a vokal yapıp benim bir aylık maaşımın iki katını bir gecede kazanıyorlardı. Ben de "Bu böyle gitmez" deyip ailemi geçindirmek adına müziği tercih ettim. O dönem ekonomik açıdan sinemanın şartları da kötüydü.
YALÇIN KÜÇÜK AMA MİDE BULANDIRIR
Hokkabaz´ın yönetmeni Ali Taner Baltacı, çekimler sırasında beklemeye tahammül edemediğiniz için tartışmaların yaşandığını açıkladı. Sette neler oldu?
- Biricik Suden: Ufak bir tartışmaydı. Belgrad Ormanları´ndaki çekimde yaşandı. 12 saat beklendikten sonra "Jeneratör bozuldu" denip çekim iptal edildi. Mazhar da "Bu nasıl bir düzensizlik" demişti.
- M. A: Aman bu olay mı büyütülüyor? Her sette küçük tartışmalar yaşanır.
Profesör Yalçın Küçük, ünlü sabetaycı listesine sizi de almış...
- M.A: Benim için devamlı Yahudi, Ermeni de derler, halbuki değilimdir. Sabetaycı da değilim. Yalçın Küçük´ün açıklamalarını Medine´de Umre´deyken kızım telefon açınca öğrendim. Döndüğümde programı izledim. Baktım adam dava edilecek gibi birisi değil. Çünkü herkesi suçluyor. Spikerde sürekli gülüp arada ona gaz vermek için; "Mazhar Bey niye dört kere Umre´ye gidiyor? Tam dört kere gitmiş" diyor. Baktım ciddiye alınacak bir durum yok. Dava açmak için dilekçe verdiğime de pişman oldum.
Siz ciddiye almıyorsunuz ama onu ciddiye alan bayağı büyük bir kitle var. Onun izinde giden müzik grupları bile var.
- M.A: Durumu şöyle özetleyim. Can Yücel bir şiirinde şöyle diyor: "Yalçın Küçük ama mide bulandırır"
Umre´ye gitmeniz sizce niye çok sorgulandı?
- M.A: Dört g
'Mazhar Umre'ye nasıl gider' diyorlar. Kardeşim ben Arabistan'a Usame Bin Ladin ile görüşmeye gitmedim ki. Umre'ye dört gidişimi gizlemişim, kimseye söylememişim, kimse görememiş. Bırakın ibadetimi de yapayım. Zaten orada ne yapılır ki, bir otele gidiyorsun, dini vecibelerini yerine getiriyorsun. Yani ben Arapları sevdiğim için Umre'ye gidiyor değilim ki.
Mazhar Alanson ve eşi Biricik Suden, Yeniköy'deki evlerinin kapılarını Kelebek'e açtı.
Ne Ermeni ne Yahudi ne de sabetaycıyım
MFÖ´nün karizmatik solisti Mazhar Alanson ile önce "Hokkabaz" filmini, sonra da Yahudi, Ermeni ve sabetaycı olduğuna dair ortaya atılan iddiaları ve yine çok merak edilen Umre ziyaretlerini konuştuk. Alanson´un eşi Biricik Suden de misafir oyuncu olarak röpotaja dahil olup kocasına çok güzel ara paslar çıkardı.
Filmden çıkan herkes sizi konuşuyordu. Sinema eleştirmenlerinden de tam not aldınız...
- Mazhar Alanson: Bazıları doğaçlama yapmış, kendisini oynamış diyorlar ama yanılıyorlar. Rolüme çok çalıştım. Sadece kendi sahnelerime değil karşımda oynayacak kişilerin de repliklerine çalıştım. Bu da benim her sahnede küçük detayları yakalayıp öne çıkmamı sağladı. Dolayısıyla her sahnede kendimden bir şeyler eklediğimi düşünüyorum. Gerçi kimse bilmez ama ben tiyatro mezunuyum.
Tiyatrodan mezun, oyunculukta böylesine yetenekli birisi neden aktörlüğe devam etmedi?
- M.A: Benim gençlik yıllarımda tiyatrodan para kazanılmıyordu. Fuat (Güner) ve Özkan (Uğur), Ajda Pekan´a vokal yapıp benim bir aylık maaşımın iki katını bir gecede kazanıyorlardı. Ben de "Bu böyle gitmez" deyip ailemi geçindirmek adına müziği tercih ettim. O dönem ekonomik açıdan sinemanın şartları da kötüydü.
YALÇIN KÜÇÜK AMA MİDE BULANDIRIR
Hokkabaz´ın yönetmeni Ali Taner Baltacı, çekimler sırasında beklemeye tahammül edemediğiniz için tartışmaların yaşandığını açıkladı. Sette neler oldu?
- Biricik Suden: Ufak bir tartışmaydı. Belgrad Ormanları´ndaki çekimde yaşandı. 12 saat beklendikten sonra "Jeneratör bozuldu" denip çekim iptal edildi. Mazhar da "Bu nasıl bir düzensizlik" demişti.
- M. A: Aman bu olay mı büyütülüyor? Her sette küçük tartışmalar yaşanır.
Profesör Yalçın Küçük, ünlü sabetaycı listesine sizi de almış...
- M.A: Benim için devamlı Yahudi, Ermeni de derler, halbuki değilimdir. Sabetaycı da değilim. Yalçın Küçük´ün açıklamalarını Medine´de Umre´deyken kızım telefon açınca öğrendim. Döndüğümde programı izledim. Baktım adam dava edilecek gibi birisi değil. Çünkü herkesi suçluyor. Spikerde sürekli gülüp arada ona gaz vermek için; "Mazhar Bey niye dört kere Umre´ye gidiyor? Tam dört kere gitmiş" diyor. Baktım ciddiye alınacak bir durum yok. Dava açmak için dilekçe verdiğime de pişman oldum.
Siz ciddiye almıyorsunuz ama onu ciddiye alan bayağı büyük bir kitle var. Onun izinde giden müzik grupları bile var.
- M.A: Durumu şöyle özetleyim. Can Yücel bir şiirinde şöyle diyor: "Yalçın Küçük ama mide bulandırır"
Umre´ye gitmeniz sizce niye çok sorgulandı?
- M.A: Dört g