APOYEVMATINI KAPANIYOR MU KAPANMIYOR MU! İŞTE SON DURUM!
Vasiliadis, "Rumca bilmeyen insanlar abone oldu, omuzlarım bu yükü kaldırmıyor" diyor
‘‘Yaşgünümüz olan 12 Temmuz’un yas günümüz olacağını düşünüyorduk ama galiba ertelendi bu.” Geçen hafta kapanacağı haberleriyle gündeme gelen Apoyevmatini gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis böyle diyor. Gazetenin kapanması 60’a yakın insanın abone olmasıyla ertelenmiş. Baskın Oran, Ayhan Aktar, Samim Akgönül’ün çağrısı, Bilgi Üniversitesi’nde başlatılan kampanya sayesinde değişen denge, ‘şimdilik’ bir çözüm üretiyor. Geride yine koca bir soru işareti.
Vasiliadis de, “Taşıma suyla değirmen nereye kadar yürür?” sorusunu sorup uzun vadede gazetenin yaşamasını sağlayacak çözümü öneriyor: “Esas çözüm Basın İlan Kurumu’nun negatif ayrımcılık nedeniyle bu duruma düşen bu gazeteye pozitif ayrımcılık uygulaması. Bizi 7-8 bin liralık ilan kurtarır. Her gün 200-300 liralık bir zarar oluşuyor. Zaten para almadan çalışıyorum; telefon, kiralar derken birikiyor. 1964’ten beri bu bardak doluyor. Yunanistan’da yaşanan kriz bizim yaşadığımız sorunun tek nedeni değil, yalnızca bardağı taşıran damla.”
Bu bir hafta Vasiliadis’i derinden etkilemiş. 1964’ten beri kan kaybeden gazetenin geldiği noktayı üzüntüyle anlatıyor: “İstanbul’da 610 Rum aile yaşıyor. Gazetenin tirajı 600. Hedef kitlemizin yüzde 100’üne ulaştık. Bu gazete 20’li, 30’lu yıllarda 30 bin tirajla Türkiye’nin en çok satan gazetesiydi. Yunanistan’dan mübadeleyle gelen halk da okuyordu. 64’ten sonra durum değişti. O zamanki sahibi ayakta tutabilmek için Atina’daki dairesini sattı.”
Öğrenciler harçlığından para ayırdı
Bu tatsız durum içinde Vasiliadis’i umutlandıran şeyler de var. Ameliyata gitmeden önce abone olan bir profesör gibi; “Rumca bilmeyen kişiler abone yazıldı. Sırf yardımda bulunmak için. Duygulandıran bir destek gördük. Bir hanım telefon etti, ‘Hemen hesap numaranızı verin, yarına bırakamam, yarın ameliyat olmaya gidiyorum’ dedi. Ameliyata giderken önce abone olmayı düşünüyordu. Üniversiteli öğrenciler cep harçlıklarından artırıp okuyamayacakları bir gazeteye abone olmak istiyor. Biraz evvel Oral Çalışlar telefon etti ,‘Ben de yazacağım’ dedi, çok duygulanıyorum. Bunu omuzlarım kaldırmıyor.”
Vasiliadis de, “Taşıma suyla değirmen nereye kadar yürür?” sorusunu sorup uzun vadede gazetenin yaşamasını sağlayacak çözümü öneriyor: “Esas çözüm Basın İlan Kurumu’nun negatif ayrımcılık nedeniyle bu duruma düşen bu gazeteye pozitif ayrımcılık uygulaması. Bizi 7-8 bin liralık ilan kurtarır. Her gün 200-300 liralık bir zarar oluşuyor. Zaten para almadan çalışıyorum; telefon, kiralar derken birikiyor. 1964’ten beri bu bardak doluyor. Yunanistan’da yaşanan kriz bizim yaşadığımız sorunun tek nedeni değil, yalnızca bardağı taşıran damla.”
Bu bir hafta Vasiliadis’i derinden etkilemiş. 1964’ten beri kan kaybeden gazetenin geldiği noktayı üzüntüyle anlatıyor: “İstanbul’da 610 Rum aile yaşıyor. Gazetenin tirajı 600. Hedef kitlemizin yüzde 100’üne ulaştık. Bu gazete 20’li, 30’lu yıllarda 30 bin tirajla Türkiye’nin en çok satan gazetesiydi. Yunanistan’dan mübadeleyle gelen halk da okuyordu. 64’ten sonra durum değişti. O zamanki sahibi ayakta tutabilmek için Atina’daki dairesini sattı.”
Öğrenciler harçlığından para ayırdı
Bu tatsız durum içinde Vasiliadis’i umutlandıran şeyler de var. Ameliyata gitmeden önce abone olan bir profesör gibi; “Rumca bilmeyen kişiler abone yazıldı. Sırf yardımda bulunmak için. Duygulandıran bir destek gördük. Bir hanım telefon etti, ‘Hemen hesap numaranızı verin, yarına bırakamam, yarın ameliyat olmaya gidiyorum’ dedi. Ameliyata giderken önce abone olmayı düşünüyordu. Üniversiteli öğrenciler cep harçlıklarından artırıp okuyamayacakları bir gazeteye abone olmak istiyor. Biraz evvel Oral Çalışlar telefon etti ,‘Ben de yazacağım’ dedi, çok duygulanıyorum. Bunu omuzlarım kaldırmıyor.”